Amerikalı yetkililer ve Kongre üyeleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kendisi de bizzat olup biteni izlerken, korumalarının barışçıl protestocuların üzerine saldırmasına tepki gösterdi. Ancak Türkiye’de cumhurbaşkanının milliyetçi destekçileri yaşananlardan memnun görünüyor.
Kavga, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beyaz Saray’da Başkan Trump ile yaptığı görüşmeden Türk Büyükelçiliği konutuna geldiğinde yaşandı. Erdoğan; korumaları ve destekçileri, çoğunluğu Kürtler’den oluşan protestocuları yolun hemen karşı tarafında döverken, aracından çıkarak sokaktaki olayları izledi.
İki senatör, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı korumalarının davranışları nedeniyle protesto etti.
Senatör Dianne Feinstein ve John McCain, Erdoğan’a yazdıkları mektupta “Korumalarınızın barışçıl protesto gösterisi yapanlara karşı şiddet dolu tavrı kabul edilemez” dediler. Mektupta ayrıca “Bu tavır tıpkı hükümetinizin basına, azınlık gruplara ve siyasi muhaliflere tutumunu yansıtan davranış gibi” ifadesi yer aldı.
Türk vatandaşlarının bir kısmı protestoculara karşı bu şekilde güç kullanılmasını kınıyor ve bunun ülkenin uluslararası alandaki algısına zarar verdiğini ve ifade özgürlüğüne müdahale olduğunu düşünüyorlar. Buna karşın Erdoğan’ın giderek tek adamlığa dönen yönetimine destek verenler ise yapılanları doğru buluyor.
Protestocular dövülmeyi hak etti
Erzurum’da taksi şoförlüğü yapan Atakan isimli bir Türk vatandaşı Amerika’nın Sesi muhabirine “Cumhurbaşkanımızı protesto etmemeliydiler. Bu teröristler dövülmeyi hak ettiler” diyor.
Bir gazetede köşe yazarlığı yapan siyasi analist Yusuf Kanlı ise yaşananların yurtdışında ne kadar kötü bir algı yarattığının önemi olmadığını çünkü bunun Erdoğan’ın imajına katkıda bulunduğunu belirtiyor.
Kanlı “Erdoğan bu kavgaları, seçmenlerini tatmin etmek ve daha fazla milliyetçi seçmeni kendi saflarına katmak için kullanıyor. Eğer Türkiye’de Erdoğan karşıtıysanız modern dünyada sizin gibi düşünmeyenleri dövmenin kabul edilemez olduğunu düşünürsünüz. Ama eğer Erdoğan yanlısı biriyseniz o zaman sizin gibi düşünmeyenlerin dövülmesini alkışlarsınız” diyor.
Erdoğan, özellikle geçen yılki darbe girişiminden bu yana istikrarlı bir biçimde güç ve etki alanını arttırdı. Muhaliflere olan baskıları yoğunlaştırdı, gazetecileri hapse attı, meclisteki ikinci büyük muhalefet partisi olan HDP’nin liderleri ve milletvekillerini terörizm suçlaması ile hapse attı.
Artan siyasi bölünmüşlük
Erdoğan’a çok az bir farkla daha fazla güç kazandıran, geçen ay yapılan referandum sonuçları ülkedeki siyasi bölünmüşlüğü daha da arttırdı.
İstanbul’da yaşayan Orkan isimli bir mühendis de Amerika’nın Sesi’ne “Erdoğan’ı destekleyenler güç gösterilerini kabul ediyorlar. Sonuç olarak da ülkedeki kutuplaşma daha da derinleşiyor” yorumunu yapıyor.
Erdoğan destekçileri ile protestocular arasında benzer bir kavga geçen yıl Erdoğan nükleer zirve için Washington’a geldiğinde de yaşanmıştı.
Gazeteci ve siyasi analist İlhan Tanır da “Erdoğan’ın partisi AK Parti’ye destek veren Türkler bu tarz olayları normal karşılıyorlar. Hükümet yanlısı gazeteler ve köşe yazarlarının yazdıkları da bunun kanıtı. Bu çevreler PKK’lılara almaları gereken bir ders verildiğini söylüyorlar” diyor.
Tanır ayrıca “Erdoğan’ın korumaları bana Muammer Kaddafi’nin korumalarını anımsatıyor. Onlar da kavga etmeyi severlerdi. Ama Erdoğan’ın korumaları için şiddet uygulamak adeta bir alışkanlık haline gelmiş durumda” diyor.
