Erişilebilirlik

Uluslararası Kriz Grubu’ndan İdlib Uyarısı


Rusya ve Türkiye’nin anlaşmasıyla bölgede çatışma riski şimdilik azaldı ancak tartışmalar hala sürüyor. Tartışmalara, merkezi Belçika’da bulunan Uluslararası Kriz Grubu (ICG) da katıldı. Anlaşmanın ardından bir değerlendirme raporu yayınlayan ICG, anlaşmadan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ancak ICG anlaşmanın uygulamasıyla ilgili kaygıları olduğunu vurgulayarak, ”Anlaşmanın uygulanması muhtemelen zor olacak ve çöküşü göz ardı edilemez. Türkiye, militanların direnmeye eğilimli olduğundan hareketle, bölgedeki isyancıların silahsızlandırılmasının ve cihatçıları bölgeden çıkarılmasının, ağır yükünü omuzlamak zorunda kalabilir. Yine de, anlaşma -en azından şimdilik- şiddetin ve ölümün gerçekten şok edici olabilecek bir şovunu önledi” ifadelerini kullandı.

İdlib'in Suriye’deki silahlı isyanının son büyük kalesi olduğuna vurgu yapan ICG, kentteki sivillerin durumuna dikkat çekti. Olası bir çatışmada sivillerin Türkiye ve Türkiye denetimindeki yerler dışında gidebilecekleri bir yerleri olmadığına dikkat çeken ICG, "İdlib ve çevresi, neredeyse tamamı sivil ve yarısı ülkenin iç bölgeleriyle Suriye’nin değişik bölgelerinden kaçan üç milyon sivili barındırıyor. İdlib’teki olası bir çatışmada, çoğunun hiçbir sığınağı yok. Tek olası hedefleri, şimdi kapalı olan Türkiye sınırı veya Halep'in kuzeyinde bulunan ve hali hazırda aşırı kalabalık olan Türk bölgeleri olacaktır. Türkiye de, onu ve uluslararası güvenliği tehdit edebilecek militanların da içinde olacağı tahmin edilen göç dalgasını engellemeye kararlı” görüşlerine yer verdi.

Türkiye’nin Astana anlaşmasına rağmen militanların provokasyonlarını tam olarak durduramadığına vurgu yapılan raporda, Türkiye’nin İdlib’teki cihatçıları etkisiz hale getirmek konusunda da sınırlı bir ilerleme kaydettiği belirtildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Cumhurbaşkanı Putin tarafından açıklanan anlaşmanın, iki liderin çıkarlarıyla örtüştüğü için, teoride mümkün göründüğüne dikkat çekilen raporda şu değerlendirmelere yer verildi:

"Suriye rejimi ve Rusya’nın İdlib'e saldırısını engellemekle, Ankara'nın korktuğu Türkiye'ye doğru (kaçınılmaz olarak bir takım cihatçıların da dahil olacağı) büyük çaplı mülteci akını önlendi. Aynı zamanda, Rusya'nın, istikrarı bozucu bir tehdit oluşturduğunu iddia ettiği, militanların saldırılarını durdurur ya da hafifletir.”

İdlib’teki olası bir operasyonun Türk-Rus ilişkilerine zarar vereceğinin altını çizen ICG, Türkiye’nin, gözlem noktalarına takviye göndererek bir saldırıyı önleme taahhüdünü daha da ileri götürdüğünü söyledi. ICG anlaşmanın kırılgan ve ümitsiz olmasına rağmen gerçek bir insani felaketi önlediğini savundu. Heyet Tahrir ü Şam’ın anlaşmaya tepki gösterdiğini ve silahlarını ve kazanımlarını teslim etmeye karşı olduklarını vurgulayan ICG, raporunu şöyle tamamladı:

“Şam, topraklarını Suriye’nin denetiminden uzak tutan uluslararası bir anlaşmadan memnun olmayabilir. Rejim, cihatçıların varlığını İdlib’e saldırı gerekçesi olarak kullanır ya da Rus müttefikini kendi yanına çekmek için çatışma başlatabilir. Türkiye'nin İdlib’teki cihatçıları nihayetinde etkisizleştirip etkisizleştirmeyeceği ve bu bahaneyi ortadan kaldırabileceği açık bir sorudur. Sonuç olarak, bu anlaşma İdlib'deki nihai bir çatışmadan önce yalnızca geçici rahatlama sağlayabilir”

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG