Erişilebilirlik

TBMM Töreninde CHP’den Sert 15 Temmuz Mesajı


Türkiye Büyük Millet Meclisi ev sahipliğinde bugün 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yapılan özel oturumda, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun darbe girişimiyle ilgili sert eleştirileri geceki tören programında değişikliğine neden oldu.

Geçen yıl 16 Temmuz Cumartesi günkü gibi bugün saat 13’te “15 Temmuz gündemli TBMM Özel Oturumu” yapıldı. Özel oturumda CHP adına söz alan Kılıçdaroğlu’nun, darbe girişimine ilişkin soru işaretlerini sıralaması, Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından FETÖ’nün darbe hazırlığını bilmesini rağmen neden önlem almadığını sorgulaması ve bunun siyasi ayağını anımsatması üzerine akşamki program değiştirildi.

Kılıçdaroğlu’nun sert sözlerini sarf ettiği özel oturum bittiği dakikalarda, TBMM Başkanlığı’nın öncesinde açıkladığı programda gece saat 02.32’deki halka açık şekilde Meclis bahçesinde gerçekleşecek törende değişikliğe gidildi. Bu törende de gündüz TBMM’deki özel oturumda olduğu üzere Meclis’te grubu olan siyasi partiler adına konuşmalar yapılacaktı. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu, yeniden söz alacak ve halka hitap edecekti.

Ancak TBMM Başkanlığı’ndan açıklanan yeni program ile geceki törende sadece TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşma yapacağı belirtildi. Buna tepki olarak CHP Grubu, geceki törene katılmayacağını duyurdu.

Gece için üç farklı davetiye

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Meclis’teki basın toplantısında, elinde tuttuğu 3 davetiye ile kameralar karşısına geçti. İlkinde 6 Temmuz tarihinde sadece TBMM Özel Oturumu’nun yer aldığını kaydeden Tezcan, sonrasında kendilerine ulaştırılmayan ancak basından öğrendikleri ikinci davetiyede gece 02.32’de Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan ve MHP Genel Başkanı’nın konuşmaları programı olduğunu anımsattı.

Buna karşı çıktıklarını ve Meclis’teki CHP ile HDP’nin dışlanamayacağını belirttiklerini hatırlatan Tezcan. “Ardından 13 Temmuz’da 3’ncü bir program gönderildi. Bu programda Meclis’te bulunan siyasi parti başkanları konuşması da yer alıyordu. Biz de bu programa katılacağımızı açıkladık. Bugün Meclis Başkanı yeni bir açıklama yaparak, sadece Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve kendisinin konuşma yapacağını söyledi. Saat 14.45 itibariyle yeni bir program geldi” dedi.

TBMM Başkanı'nın nezaketsiz ve beceriksiz bir tutum içinde olduğunu söyleyen Tezcan, “Saray’dan aldığı talimatla bu programı değiştirmiştir. CHP Genel Başkanı’nın konuşmasından korkmuşlardır. Darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılmasından korkmuşlardır. Ne yazık ki 15 Temmuz anmasını Saray’ın 15 Temmuz’u olarak halkın hafızasına kazımaya çalışıyorlar” diye konuştu.

İlk kriz fotoğraf sergisiyle yaşandı

TBMM’deki ilk etkinlik, Başkan Kahraman’ın ev sahipliğinde Meclis’teki şeref holünde “15 Temmuz Millet Darbeye Dur Dedi” sergisi açılışı oldu. Kılıçdaroğlu ve CHP’li milletvekilleri de açılışa katıldı. Ancak 15 Temmuz gecesi TBMM’den seçilen fotoğraf karelerinde muhalefet partilerinden hiçbir milletvekili görüntüsüne yer verilmemesi, siyasi krize yol açtı.

CHP’li vekiller TBMM Başkanlığı’nın hazırlattığı ve sergideki fotoğrafları içeren "Fotoğraflarla 15 Temmuz Millet Darbeye Dur Dedi" albüm kitabı da 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Meclis’te olan AKP dışındaki muhalefet partileri vekillerine yer verilmemesi nedeniyle protesto etti. CHP’liler, söz konusu kitapları oturma sıralarına bırakarak sergiye tepki gösterdi.

Kriz özel oturumda devam etti

Sergi kriziyle başlayan gerilim, TBMM Özel Oturumu’na da yansıdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dinleyici locasındaki yerini alması sırasında AKP’lilerce ayakta alkışlanmasına karşın CHP, MHP ve HDP yerinden kalkmadı ve alkışlamadı. Türkiye’deki siyasi teamüller gereği Cumhurbaşkanı’nın, TBMM’ye gelişinde ayakta karşılanması söz konusu ancak Erdoğan’ın aynı zamanda AKP Genel Başkanı olması nedeniyle muhalefet tavır aldı. CHP ve HDP’nin, tavrı bekleniyordu; MHP’nin de ayağa kalkmaması günün sürprizi oldu.

Oturum sırasında CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da, Başkan Kahraman TBMM Özel Oturumu’ndaki açış konuşması yaparken bağırdı ve “CHP'li vekiller yok muydu o akşam? Babasının çiftliği ya burası. İsmail ağanın çiftliği burası” dedi. Bu sözleri duymadan sözlerini sürdüren Kahraman, “Ankara’da ve yakın illerde bulunanlar Meclis’e koştular. Burada bulunmayanlar da bulundukları illerde gereken gayreti gösterdiler ve meydanları idare ettiler. AK Parti’den 18'i kadın olmak üzere 81 milletvekili, CHP’den 16 milletvekili ve MHP’den 10 milletvekili katıldılar. Böyle bir tatil gününde ve gece bu katılım fevkalade güzel bir imtihan vermiştir” diye konuştu.

O gece Başkanlık Divanı’na kendi yanına siyasi parti grup başkan vekillerini davet ettiğini kaydeden Kahraman, “Başkanlık Divanı’na AK Parti’den Mehmet Muş'u, CHP’den Özgür Özel'i, MHP’den Sayın Erkan Akçay’ı davet ettim. Bu arada, bir anekdotu aktarmak isterim. Özgür Bey'in o zaman ceketi yoktu, gömleğiyle oturdu” dediği sıralarda CHP’liler yeniden tepki gösterdi.

Ağbaba, “Resmini koymayı unutmuşsun, resmini, fotoğrafını koymayı unutmuşsun albüme!” diye bağırınca Kahraman, duyamadığını vurgulayacak şekilde “Efendim?” yanıtını verdi. Bunun üzerine CHP’li vekillerden Barış Yarkadaş, “Sayın Başkan. Bizi niye koymadınız? Sadece AKP var!” ve Mehmet Tüm, “Bunlara gör, bunları!” diye bağırdı. Bu sırada AKP Grup Başkanvekili İlknur İnceöz’ün, Kahraman’a yönelik “Duymayın, duymayın Sayın Başkan” demesi dikkat çekti. AKP’li Mustafa Elitaş’ın da, “Fotoğraf gönüllerde” dediği gözlendi.

CHP’nin tepkisine karşılık Başkan Kahraman ise, “Hele oturun, böyle bir günde. Olur efendim yeniden gözden geçer” dedi.

Sonrasında konuşmasını devam ettiren Kahraman, CHP’li Özel’e 15 Temmuz gecesi AKP’li Ahmet Gündoğdu’nun ceketini verdiğini aktardı. Özel’in o geceki konuşmasında “Kaderde milli görüş gömleği giymek varmış” esprisini de anımsatan Kahraman, “Hiçbir zaman unutmamalıyız: Evet, partiler olarak ayrı olabiliriz. Niye? Görüşler, reçeteler ayrıdır ama aynı bilekteyiz ve gerektiğinde bir yumruk hâlinde bir araya geliriz. 15 Temmuz bunun bir ispatıdır, 7 Ağustos bunun bir ispatıdır. Bu ispatı her zaman yapacağız, bağırmayacağız, kavga etmeyeceğiz ama fikirlerimizi muhakkak ki ifade edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Yıldırım'dan CHP'ye tepki

Kahraman’ın ardından sözü AKP adına Başbakan Binali Yıldırım aldı. Yıldırım, isim vermeksizin CHP’nin 15 Temmuz için “kontrollü darbe” görüşünü eleştirdi ve “FETÖ'nün ağzıyla konuşanlar, 15 Temmuz ruhunu hissedemeyenler, Yenikapı ruhuna layık olamayanlar, onlar ancak kontrollü ruhlarla bir arada olabilir” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu neler söyledi?

Ardından söz alan Kılıçdaroğlu ise, “Dünyanın en kanlı ve sinsi terör örgütlerinden biri olan FETÖ'nün ülkemiz demokrasisine yönelik darbe girişiminin başarısız kılınması halkımızın topyekûn olarak parlamenter demokrasimize sahip çıkmasıyla sağlanmıştır. Türkiye'nin bir daha darbe girişimleriyle karşı karşıya kalmaması için iki temel koşulun yerine getirilmesi gerekir. Bunlardan ilki, demokrasinin geliştirilmesi ve derinleştirilmesidir yani hukuk sistemimizin darbe hukukundan arındırılmasıdır. İkincisi ise, darbe girişiminin bütün boyutlarıyla masaya yatırılması ve tüm karanlık noktaların aydınlatılarak gerçeklerin gün yüzüne çıkarılmasını sağlamaktır” dedi. Buna karşın TBMM’deki 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni Araştırma Komisyonu’nun engellendiğini belirten Kılıçdaroğlu, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı’nın milletvekillerine bilgi vermemesini eleştirdi.

Parlamento eliyle darbe girişimi gecesindeki karanlık noktaları aydınlatma yolunun engellendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, 2012’den itibaren Adil Öksüz’ün Hava Kuvvetleri İmamı olarak devletin arşivinde kaydı olmasına ve darbe hazırlığı yürüten Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş’in sivil olmasına rağmen MİT’in nasıl bilgi edinemediğini sorguladı. Darbe toplantıları askeri tesislerde değil sivil evlerde yapılmışken MİT’in neden izleme yapmadığını eleştiren Kılıçdaroğlu, Özsüz’ün cep telefonundan neden takip edilmediğini de sordu. Kılıçdaroğlu, “Darbeyle mücadelede başarı ve kalıcılığın en önemli şartı darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılmasıdır. Ancak siyasi ayağı ortaya çıkarmaya dönük çabaların önü bilinçli olarak kapatılmaktadır. Darbe girişiminde bulunanların, darbecileri destekleyenlerin ve darbecileri devletin en hassas noktalarına yerleştirenlerin hesap vermesi sağlanmadan darbeyle gerçek anlamda mücadele yapılamaz. FETÖ bu güce bir günde erişmedi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurtsever, namuslu, cumhuriyetçi kadroları tasfiye edilip FETÖ'cülerin önü açılırken bu örgüte destek verenler ortaya çıkarılmalıdır. Yargıda, emniyette, bürokraside bu çeteyi hakim güç hâline getiren ittifaklar teşhir edilmelidir. 15 Temmuz’ların bir daha yaşanmaması için bu ibret verici olaydan ders alıp devleti başka tehlikeli ittifakların tuzağından uzak tutmak şarttır. Bu zehrin panzehri ortak değerlerimize; demokratik, laik cumhuriyete ve sosyal hukuk devletine sıkı sıkı sarılmaktır” dedi.

HDP ile tutuklu vekil polemiği

HDP adına Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım’ın konuşmasında ise, tutuklu HDP’li vekiller nedeniyle polemik yaşandı. Yıldırım'ın "Aslında 4 Kasım öncesi ve sonrasında iktidar sahiplerinin demeçlerinde çok net ortaya çıktığı üzere siyasi operasyonlarla tutsak edilmemiş olsalardı, Eş başkanlarımız Sayın Yüksekdağ ve Sayın Demirtaş bu kürsüden selamlanacak değil, hitap edecek liderlerdir” dedi.

Bu sözlere Kahraman’ın karşı çıkması dikkat çekti. Yıldırım’ın konuşması bittiğinde Kahraman, “Sayın Yıldırım, Türkiye’de tutsak yok. Bu noktada buna benzer sözler milli birlik ve bütünlüğü zedeleyen sözlerdir. Türkiye anarşizme müsaade etmeyecek bir ülkedir. Türkiye’de tutsak yoktur. Hukuki terimlerle konuşun. Yargılama ve mahkum vardır” ifadesini kullandı.

Bunun üzerine Yıldırım, sataşma gerekçesiyle yeniden söz aldı ve “Aylardır mahkemeye çıkarılmayan bir parti genel başkanına değinseniz daha saygın bir iş yapardınız. Sizin, benim darbe ihtimaline dair söylediklerime cevaben söylediklerinizi anlamakta güçlük çekiyorum. Biz bir darbe ihtimaline dikkat çekerken siz yine şimdi düşündüğünüz gibi düşünüyordunuz” diye konuştu.

Bahçeli de ‘kontrollü darbe’ görüşünü eleştirdi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, Başbakan Yıldırım gibi CHP’nin ‘kontrollü darbe’ görüşüne tepkiliydi. Bahçeli, “15 Temmuz öncelikle bir darbe teşebbüsüdür. Ayrıca, taşeronları, planlayıcıları belli olan bir işgal denemesidir. Kontrollü darbe demek aklın inkarı, yalın gerçeklerin imhasıdır” dedi.

Akreditasyon uygulamasıyla törende kısıtlama

Bu arada TBMM’nin bahçesinde 15 Temmuz’un kritik saatleri dolayısıyla saat 02.32’de başlayacak törende basın mensuplarına akreditasyon kısıtlaması getirildi. TBMM’ye girişlerde yeterli olan “Sarı Basın Kartı” ile girişler bu geceki tören nedeniyle yasaklandı ve Cumhurbaşkanlığı’nın akreditasyon sistemine tabii olunduğu duyuruldu.

Ankara’da olağanüstü güvenlik

Gece yarısı Ulus’taki cumhuriyetin kuruluşuna tanıklık eden 1. TBMM Binası’ndan geçen yılki darbe girişiminde bombalanan Meclis’e “Milli Birlik Yürüyüşü” yapılması da planlandı. Ancak Ulus yerine Kızılay’dan itibaren Meclis’in önüne kadar kalabalıklar şimdiden toplandı.

Kızılay’dan TBMM’ye kadarsa yoğun güvenlik önlemleri alındığı görüldü. TBMM’de Erdoğan ve Kahraman’ın konuşma yapacağı bölüm tamamiyle bariyerlerle çevrildi. Halkın, bariyerler arkasında TBMM’nin önündeki alanda konuşmaları dinlemesi içinse dev ekranlar yerleştirildi. Sıklıkla polis kontrol noktaları oluşturulduğu ve buralara x-ray cihazları da getirilmiş olduğu gözlendi.

15 Temmuz resmi bayram

15 Temmuz günü, anma etkinlikleri düzenlenmesi amacıyla “ulusal bayram” statüsüne alınmıştı. Bu konuda, 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun’da değişiklik yapılmıştı. Bununla ilgili değişiklik, Resmi Gazete’de geçen yıl 29 Ekim günü yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve bağımsızlığını simgeleyen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü, 15 Temmuz resmi bayram statüsüne kavuşturulmuştu. Bu çerçevede; Türkiye’deki ulusal bayramlara, “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” olarak eklenmişti.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG