Soruşturma Krizi Derinleşiyor

İSTANBUL —  Dün yolsuzluk soruşturmaları kapsamında ikinci operasyonun engellendiğini söyleyen İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, yaptığı basın açıklaması sonrası dosyadan alındı. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ise yürütmenin yargıyı engellediği yolunda bir açıklama yaptı.

Danıştay’dan Adli Kolluk Yönetmeliği’ndeki değişikliğine engel

Yargının itirazı bununla da sınırlı kalmadı, bugün Adli Kolluk Yönetmeliği’nde hafta başında yapılan değişikliğin yürütmesini durdu.

Bu önemli, çünkü yapılan değişikle savcının yürüttüğü soruşturmayla ilgili başsavcıya, adli kolluk ise mülki amire bilgi vermek zorunda bırakıldı. Hukuk çevreleri buna itiraz etti ama hükümet değişikliğin arkasında durdu. Bu sayede Savcı Muammer Akkaş’ın ikinci dalgada gözaltına alınmasını istediği şüpheliler hakkında İstanbul Emniyeti’nin ilgili şubelerinin görev yapması, amirler tarafından engellendi.

Hükümete yakın işadamlarına operasyon mu?

Böylelikle bugün Hürriyet gazetesinden Ayşegül Usta’nın yaptığı özel haberde adı geçen ve aralarında Mehmet Cengiz, Fatih Saraç, Nihat Özdemir, İbrahim Çeçen, Abdullah Tikvinikli, Latif Topbaş, Yasin El Kadı, Latif Topbaş, Cemal Kalyoncu gibi isimlerin de bulunduğu 41 kişi gözaltına alınmadı.

Habertürk gazetesinin haberine göre, Abdullah Tivnikli, Latif Topbaş, Cemal Kalyoncu, Ömer Faruk Kalyoncu, Mehmet Cengiz, Üsame Kutub ve Cengiz Aktürk’ün mallarına tedbir kararı alındı.

Bu isimlerin İstanbul’a üçüncü havalimanı, üçüncü köprü gibi son dönemde önemli devlet ihalelerini alması dikkat çekiyor.

Yeni savcılar şimdi ne yapacak?

Muammer Akkaş’ın yerine soruşturmayı İstanbul Terörle Mücadele Başsavcıvekili Oktay Erdoğan ile savcılar İdris Kurt, İrfan Fidan, Fuzuli Aydoğdu ve İsmail Uçar yürütecek. Savcıların, Danıştay’ın aldığı karar sonrası Akkaş’ın verdiği gözaltı kararları hakkında nasıl bir tavır alacakları ise merakla bekleniyor.

Erdoğan’dan Akkaş’a: ‘Kime çalışıyorsun açıkla!’

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Sakarya’da yaptığı konuşmada Savcı Muammer Akkaş’a ve HSYK’ya sert eleştirilerde bulundu. Erdoğan, “Medyaya servis yapmak suretiyle adil yargılama olabilir mi. Sen savcı mısın, bildiri dağıtan biri misin? Çıkıyorsun Adalet Sarayı’nın önüne orada bildiri dağıtıyorsun. Yargı’nın tarihinde böyle bir şey var mı? Sen bu servisi nasıl yaparsın? Bu ne demek bu? Sen tertemiz insanları bununla nasıl lekelersin? Sen nereye çalıyorsun? Sen açıkla sen açıklamazsan biz açıklayacağız” dedi.

HSYK’nın yayınladığı bildiriyle Danıştay’ı baskı almak istediğini savunan Başbakan, “Bu ülkede egemenlik yargının değildir. Bu ülkede egemenlik yürütmenin değildir. Bu ülkede egemenlik milletindir milletin. Kimse bu egemenlik yetkisini almaya kalkmasın. Kimse yargılama sürecini etki altına alamaz. 11 gündür devam eden saldırının hedefi milli iradedir” diye konuştu.

Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay AKP’den istifa etti

Dün iktidar partisi tarafından Disiplin Kurulu’na sevk edilen üç milletvekili Ertuğrul Günay, Haluk Özdalga ve Erdal Kalkan Adalet ve Kalkınma Partisi’nden istifa etti. Bugün istifasını açıklamak için bir basın toplantısı düzenleyen Ertuğrul Günay, partide geniş bir mağdur kitle ve dar mağrur anlayış olduğunu söyledi. Eski Kültür ve Turizm Bakanı, “O mağrur anlayışa bir şey anlatmanın şansı kalmadı. Onlar kibrin doğrultusunda bir başka yere doğru yelken açıp gidiyorlar. Yolları ayırmak noktasına geldik. Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz asla” dedi.

Fethullah Gülen’in yol arkadaşı Hüseyin Gülerce, soruşturmayı eleştirdi

Kendisini cemaat ya da hizmet olarak tanımlayan Fethullah Gülen Hareketi’yle hükümet arasında gerilim artarak devam ederken eskiden beri Gülen’in çok yakınında olan Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, Twitter’daki hesabından soruşturmayı yürüten savcıyı eleştiren yorumlar yaptı.

VOA’nın sorularını yanıtlayan Gülerce, “Bir savcının adliye önünde basın toplantısı yapması ve bildiri dağıtması kabul edilemez. Bu savcılar yolsuzluklar konusunda neden bugüne kadar sessiz kaldılar? Niçin Deniz Feneri dosyasında sessiz kaldılar? Ben artarda gelen operasyonlara bakınca bir tezgah görüyorum. Bir başbakan ya parti kongresinde gitmeli ya da sandıkta halk iradesiyle” dedi.