Erişilebilirlik

Sınır Dışı Kararı Başarılı Olur mu?


ABD’nin birçok eyaletinde başta MS-13 olmak üzere çetelere karşı verilen savaş hızlanıyor. Bazen de sivil toplum örgütleri çetelerle savaşan güvenlik güçlerinin tutumlarını abartılı buluyor. Okul defterinde El Salvador’un uluslararası telefon kodu 503’ü karalayan bir çocuğun bile tutuklanıp sınır dışı edilme kararı alındığı belirtiliyor. Trump’ın ‘Birliğin Durumu’ konuşması sonrasında dile getirip düşman olarak ilan ettiği MS-13 çetesiyle savaş nasıl kazanılır? Sınır dışı bir çözüm mü? Yoksa 1996 yılında küçük bir çeteyi uluslararası kanlı bir örgüte dönüştüren sınır dışı kararı bu çetenin daha da mı büyümesine neden olur? Bu konuda ikiye bölünen Amerikan kamuoyu şimdi bunu tartışıyor.

“Trump yönetimi sınır dışı etse de döneceğiz”

Trump yönetimi göreve başlaması sonrasında şimdiye kadar çok sayıda El Salvadorlu’yu sınır dışı etti. Sınır dışı edilen birçok El Salvadorlu çeşitli medya kuruluşlarına yaptıkları açıklamalarda bunun bir çözüm yolu olmadığını söyledi.

Birçoğu ülkelerine dönünce ya polis tarafından yakalanacakları ya da savaştıkları diğer çetelerin kurbanı olacakları düşüncesinde. Çeteden kurtulmaları zor.

Çeteden çıkmaya teşebbüs etmeye çalışmak bile hem kendilerinin hem de ailelerinin öldürülmesi demek. Tek kurtuluş yollarını yeniden ABD’ye kaçmak olarak görüyorlar ve bunun için her yolu yeniden denemeye hazır olduklarını söylüyorlar.

ABD’den sınır dışı edilip ülkeye gelen çete üyelerinden El Salvador’da sabıkası olmayanların daha çok kırsal bölgelere yerleştirildiği ve burada kendilerine yeni kurtarılmış bölgeler kurup kendilerini korumayı planladıklarını belirtiliyor.

“Trump çıldırmış olmalı”

Çete üyeleri Trump’ın uygulamalarının güçleriyle baş edemeyeceği görüşünde. Geçtiğimiz aylarda VICE News’un El Salvador’da çete üyeleriyle yaptığı haberde, kendilerine savaş ilan eden Trump’ın çıldırmış olduğunu düşünenler var. Çete üyeleri ABD’den sınır dışı edilen El Salvadorlulardan çok daha fazlasının Amerika’ya yeniden döneceği görüşünde. “Trump, aklını kaçırmış olmalı. Kiminle savaştığının farkında değil. Bunu asla başaramayacak. Buraya beş kişiyi sınır dışı etse biz 15 kişi olarak Amerika’ya geri döneriz.”

260 bin El Salvadorlu 2019’da sınır dışı edilecek

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Ocak ayında yaptığı açıklamada daha önceki yıllarda geçici koruma statüsüyle (TPS) ülkeye alınan, El Salvador, Haiti, Nicaragua, Sudan gibi ülke vatandaşlarının, ülkede kalmaları için eğer başka bir yasal durumları yoksa, 2019 yılına kadar ülkelerine geri gönderilmesi yönünde karar aldıklarını açıklamıştı. Daha önce iç savaş, ardından da 2001 yılındaki depremle ülkede yüz bin evin yıkılması sonrasında, ABD’ye yaşadıkları afet ve savaş hali statüsüyle alınan yaklaşık 260 bini aşkın El Salvadorlu, Başkan Trump’ın geçici koruma statüsünü uzatmaması nedeniyle sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya.

Eski ABD Başkanı Barack Obama, ülkede yaşayan göçmenleri korumak amacıyla başkanlığı döneminde bu kişilerin geçici koruma statüsünü 18 ay daha uzatmıştı. Trump’ın, göreve gelmesi sonrasında geçici durumları yeniden uzatmayacağını açıklamasıyla bu statüden yaralanan göçmenler ülkede kaçak durumda kalma tehlikesiyle karşılaştı. Geçici koruma statüsünün yürürlükten kaldırılmasıyla 263 bin El Salvadorlu, 57 bin Honduraslı, 59 bin Haitili, 2550 Nikaragualı, 1040 Sudanlı sınır dışı edilecek.

ABD’de yaşayan El Salvadorlular tepkili

Trump yönetiminin geçici koruma statüsü, 2019 yılının Eylül ayından sonra El Salvadorlular’ı sınır dışı etme kararı, ülkede çok sayıda sivil toplum örgütü tarafından tepki görmüş, ABD Kongresi’nin El Salvadorlular’ın durumuna bir çare bulması gerektiği belirtilmişti. El Salvador’un Washington Büyükelçiliği, geçici koruma statüsü uzatılmayan vatandaşlarının yüzde 97’sinin 24 yaşının üstünde, işleri olan, vergilerini ödeyen, yarısının da ABD’de kendi evlerinin sahibi olduğunu açıklayan bir araştırma yayınladı. Bir başka göçmenlik araştırma merkezinin raporuna göre, geçici koruma statüsüyle ülkeye alınan El Salvadorlular’ın ABD doğumlu 192 bin çocuğu bulunuyor.

ABD’deki El Salvadorlular tartışması sürüyor

Trump yönetimiyle birçok bakanlık ve bağlı yan kuruluşlarına göre El Salvador çok tehlikeli bir ülke, El Salvadorlular da Amerikan halkına ülke sınırları içinde zarar verebilecek en tehlikeli toplumlardan biri.

Peki Amerika’da uzun bir süredir kamuoyunu meşgul eden çeteler ve en tehlikelilerinin El Salvadorlular olduğu konusunda yapılan araştırmalar ve rakamlar neler diyor?

6,5 milyon El Salvador’da 2,5 milyon ABD’de

ABD’de resmi olmayan çeşitli kaynaklara göre yaklaşık 2,5 milyon El Salvadorlu yaşıyor. Net rakamın saptanamamasının en büyük nedeni, yasadışı yollardan ABD’ye giren El Salvadorlular’ın sayısının bilinmemesi. Yaklaşık 500 bin kaçak El Salvadorlunun ABD’de yaşadığı tahmin ediliyor.

El Salvadorlu nüfusun en yoğun olduğu bölge başkent Washington.

En fazla nüfus yoğunluğunun yaşandığı eyaletler ise Maryland, New York, Virginia ve California.

Amerika’da faaliyet gösteren insan hakları örgütü WOLA’nın son on beş yılda çete şiddetiyle ilgili yaptığı araştırmada ilginç bulgular ortaya atılıyor: “MS–13 1980 yılında ülkelerindeki iç savaştan kaçan El Salvadorlular tarafından ABD’nin Los Angeles kentinde kuruldu. El Salvadorlular 80’li yıllarda kurdukları çeteyi 90’lı yılların ortalarında kendi ülkelerine taşıdı. 1996-2002 yılları arasında, ABD’de hüküm giymiş 31 bin Orta Amerikalı ülkelerine geri gönderildi. Bunlardan 12 bini El Salvadorluydu. Los Angeles’ta elde ettikleri deneyimle ülkelerindeki iç savaş sonrasında yaşanan kırılgan siyasi ve ekonomik durumu kendi lehlerine çeviren çete, daha fazla organize oldu. Büyük bir güce dönüşüp kanlı ve vahşi bir yapıya dönüştü.

“El Salvadorlular’ın sınır dışı edilmesi büyük tehlike”

Araştırmada sınır dışı kararının ABD’ye tahmin edilenden çok daha fazla bir zarar verebileceği öne sürülüyor. Sivil toplum örgütü şu saptamalarda bulunuyor:

“Orta Amerika’dan kaçan birçok kişi çeteye bağlı olduğundan değil, onlardan korktuğu için kaçıyor. Orta Amerika’da birçok çocuk, ya çeteye katılma ya da öldürülme seçeneğiyle karşı karşıya. Polis ve diğer kurumların kendilerini koruyacağından fazla emin olmayanlar çareyi yaşadıkları yeri terk etmekte buluyor. Bu kişilerin ilk tercihiyse Amerika. Şu andaki gelinen durumda 260 bini aşkın El Salvadorlu ülkelerine geri gönderildiği yeni bir tersine göç dalgası çok ciddi sorunlara yol açacak. El Salvador, Guatemala ve Honduras’ta çok ciddi sorunlara yol açabilir. Çeteler bu ülkelerde hükümetlerdeki yozlaşmayı kendi lehlerine kullanıyor. Ekonomi yavaş büyüyor. Hukukun üstünlüğü uygulaması zayıf. ABD sınırlarından kaçak olarak ülkeye giriş yapmaya çalışan çocukların çete kontrolunda ya da çete bağlantılı olmasından endişe ediliyor. El Salvadorlular’ın sınır dışı edilmesi çeteyi güçlendirebilir.”

MS-13’ün ABD’de çeteler arasındaki suç payı %1

Aynı araştırmada MS-13’ün anlatıldığı gibi olmadığı belirtiliyor. Son beş yılda çetenin gücünü arttırdığı yönünde bir gelişme kaydedilmediği öne sürülüyor.

Aynı araştırmada, Nisan 2017’de Adalet Bakanı Jeff Sessions’ın, MS-13’ün ABD’de güçlendiğini, 10 bin üyesi olduğunu ve sayının arttığını söylediği hatırlatılıyor. Ancak aynı rakamların 2006 yılında FBI’ın tahmin ettiği rakamlardan farklı olmadığı öne sürülüyor. Araştırmada şöyle deniyor: “MS-13 çetesinin üyeleri arasında çok sayıda bu ülkede yasal olarak yaşama hakkı olan ve Amerikan vatandaşı kişi var. Geçen yıl göçmenlik idaresine bağlı ICE polisleri, aralarında MS-13 çetesinin de bulunduğu geniş çaplı operasyonlar düzenledi. ICE tarafından tutuklanan 1378 kişinin 933’ünün Amerikan vatandaşı olduğu saptandı. 2016 yılının Mart ayında düzenlenen başka büyük bir operasyonda ise tutuklanan 2500 kişiden 1800’ünün Amerikan vatandaşı olduğu saptandı. İki büyük operasyonda çete bağlantısı iddiasıyla tutuklanan kişilerin yüz 70’inin Amerikan vatandaşı olduğu belirlendi. MS–13’ün El Salvador’daki lider kadrosunun ABD’de sistematik bir bağlantısı ya da göçmenlikle ilgili durumları kontrol edecek bağlantısı saptanamadı.”

Campisi: “Sonuna kadar mücadele edilmeli“

Charles Campisi
Charles Campisi

New York’un Long Island bölgesi MS-13 çetesinin varlığını en fazla gösterdiği yer. 2016 yılından bu yana bu bölgede işlenen en az 30 cinayetten MS-13 sorumlu tutuluyor.

Long Island’da Suffolk ve Nassau, El Salvadorlular’ın yoğunlukla yaşadığı bir bölge. Son iki yıldır Long Island’da çeteyle mücadele eden güvenlik birimleri arasında uzun yıllar iç istihbarattan sorumlu New York Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Charles Campisi de vardı.

New York Emniyet Müdürlüğü’nden emekli olması sonrasında çetenin en yoğun olduğu Long Island’da Emniyet Müdür Yardımcılığı yapan Campisi, MS-13 çetesini Amerika’nın Sesi’ne “çok vahşi ve çok tehlikeli” diye tanımladı.

Campisi, bu çeteyle Amerikan federal polisinin topyekun bir savaş başlattığını, eğer doğru mücadele edilmezse bedelinin çok ağır olacağını ve MS-13 çete üyelerinin savaşacak hiç kimseyi bulamadıkları takdirde birbirlerini öldürecek kadar acımasız olduklarını söyledi.

“Tehlikeli çocuklar”

Campisi, başta MS-13 olmak üzere, hükümetin çetelerle topyekun savaşma kararını ve uyguladığı göçmenlik politikalarını desteklediğini belirterek, “Konu göçmenler, sınır dışı etmek, hakları çiğnemek değil. MS-13 çetesi çok uzun yıllardan bu yana Meksika sınırından çok küçük yaştaki El Salvadorlu ya da diğer ülkelerin vatandaşlarını kaçak yollarla Amerika’ya sokuyor. Bu çocukları daha ABD’ye kaçırmadan önce çete adına çalışmaya başlatıyor. Bu küçük yaştaki çocuklar çetenin emirleri doğrultusunda ABD’nin çeşitli eyaletlerine yerleştiriliyorlar. Bu çocukların kimler olduğunu bilmiyoruz. Kaç kişi olduklarını, nerelerde olduklarını bilmiyoruz. Yakalandıklarında geçmişleriyle ilgili çok kısıtlı bilgi sahibi oluyoruz. Geldikleri ülkelerde geçmişleriyle ilgili kayıtları yeterince tutulmamış. Bazıları bu çocukların sınır dışı edilmesini ülkenin göçmenlik anlayışıyla bağdaştıramasa da, bu çocuklar buraya ait değil. Çetenin kontrolunda örgütlü olarak gönderiliyorlar. Daha önce buraya ait olmayan çok tehlikeli çocuklar bunlar.”

“Sonuna kadar mücadele edilmezse tehlike büyür”

Campisi, MS-13 çetesiyle sonuna kadar mücadele edilmezse tehlikenin Amerikan halkı için daha da büyüyebileceğine işaret ediyor. “Tek çare sınır dışı seçeneğini de kullanıp çetenin varlığını ABD’de ortadan kaldırmak. Bunun için sonuna kadar mücadele etmemiz gerekiyor. Vahşi ve çok tehlikeli olan MS-13 çete mensupları bağlı bulundukları örgüte bağlılıklarını göstermek, onlarından biri olduklarını kanıtlamak için her türlü çılgınlığı yapacak düzeyde.”

New York’ta MS-13 çetesinin Suffolk, Nassau ve Queens bölgelerinde etkin olduğunu belirten Campisi, yakalanan çete üyelerinin bu bölgedeki cezaevlerinde, bazı durumlarda da Manhattan’daki cezaevlerinde olduğunu belirterek, çete üyelerinin cezaevinde bile rahat durmadığını söylüyor.

“MS-13 Amerikan cezaevlerinde kurulup güçlendi”

Melinda Mehtap Başaran, New Jersey’de Güney Amerikalılar’ın yoğun olarak yaşadığı bir bölgede 22 yıldır göçmenlik avukatlığı yapıyor. Uzmanlık konusu daha çok sınır dışı edilme kararı alınmış göçmenler. Yıllarını sınır dışı edilen, tutuklanan yasadışı göçmenlerin haklarını korumaya ayıran Başaran, New Jersey eyalet göçmenlik avukatları baro başkanlığına kadar yükselmiş meslek hayatında. Başaran’ın bir davası Anayasa Mahkemesi’nde emsal karar olmuş ve 21 yaşın altında göçmen çocukların sınır dışı edilmeme hakkı onun davadaki savunmasıyla kazanılmış.

Başaran’a, “MS-13, sınır dışı edilecek, Orta Amerikalı göçmenlerin durumu ne olacak?” diye soruyoruz. Başaran’a göre aslında MS-13 ve rakibi 18. Sokak çetesi Amerikan cezaevlerinde kurulup, güçlenerek kanlı bir çeteye dönüşmüş. Cezalandırıldıkça nefreti ve gücü artmış. ABD’den kovulup sınır dışı edildikten sonra daha da güçlenmiş.

“İç savaş ve afetler sonrası ABD’ye göç başladı”

Başaran, Başkan Trump’ın MS-13’ü tamamen ortadan kaldırmak için başlattığı ‘çetelerle sonuna kadar savaş’ ve başta El Salvadorlular’la Honduraslılar olmak üzere Geçici Koruma Statüleri (TPS) dondurulan Orta Amerikalılar’ın durumunu Amerika’nın Sesi’ne şöyle değerlendirdi:

“Orta Amerikalılar’a verilen Geçici Koruma Statüsü (TPS), ‘Mitch Kasırgasının ‘ 1998 yılında bölgeyi vurmasıyla yoğunlaştı. Bu bölgeden çok sayıda Orta Amerikalı göçmen Amerika’ya geldi. El Salvador, Guatemala, Honduras’tan Amerika’ya çok büyük bir göç dalgası geldi. Zaten El Salvadorlular’ın Amerika’ya büyük göçü ülkede çıkan iç savaş sonrasında başlamıştı. Bu çeteler kurulduktan sonra aşamalar geçirdi ve uluslararası organize suç çetelerine dönüştü. Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın ülke raporlarında faaliyet gösterdiği ülkelerde bu çeteler, ‘Transnational Criminal Organizations’ yani uluslararası organize suç çeteleri olarak tanımlanıyor.

“Kadınlarla çocuklara kötü bir yere dönün denilemez”

Avukat Başaran, MS-13 çetesinin bel kemiğini oluşturan El Salvadorlular başta olmak üzere Meksikalı, Honduraslı ve diğer ülkelerden her yaş ve her durumda sınır dışı edilme korkusu yaşayan veya sınır dışı kararı alınmış müvekkilleri olduğunu belirterek şöyle devam etti:

“Honduraslılar altı ay sonra sınır dışı edilecek, El Salvadorlular da önümüzdeki yıl sınır dışı edilecekler. ABD’de bunca yıldır yaşayan bir kadına, bir çocuğa, şu anda şu dünyada yaşanacak en kötü yer El Salvador, Honduras, ‘buralara dönün’ diyemezsiniz. Şu anda Suriye’de, Irak’ta savaş var ama bu ülkeler de oralardan farksız. Amerika Dışişleri Bakanlığı raporlarına göre, dünyada El Salvador kadın ve çocukların yaşayabileceği en kötü ülkelerden biri.”

Çocuklar ABD’ye kaçak yolla geliyor

Başaran çocukların gruplar halinde ülkelerinden kaçarak Amerika’ya kaçak yolla girdiğini bu tehlikeli yolculuğu da şöyle anlatıyor, “Çocuklar daha 9 yaşındayken El Salvador’dan kaçıyor. Birçok ülkelerden geçip Meksika’dan ABD’ye giriyorlar. Çocuklar bu yolculukları sırasında çoğu kez şiddete ve tacize maruz kalıyor. Özellikle de Meksika’da. Bu yolculuğu gerçekleştirirken birçok yerde rüşvet veriyorlar. Bu riskli yolculukta hapse girdikleri de oluyor. Bu küçük çocuklar Meksika’da ABD’ye geçişleri sırasında ciddi öldürülme riski taşıyorlar. Bu çocuklar bu riski alıyor çünkü kendi ülkelerinde yaşamak daha riskli. Bu çocuklar kendi ülkelerinde okula gidemiyorlar. Birçok okul zaten kapalı. Bu çeteler çocuklara orada aman vermiyorlar. El Salvador’da bir çocuk, daha sekiz yaşına geldiğinde ‘tetikçi’ kelimesini öğreniyor. Yani birini öldürmek için özel tutulmuş insan. Daha o yaşlarda bu kelimeler beyinlerine işleniyor. Çeteler bu çocukları kullanıyor. Çocukların organlarını alıp satıyorlar. Bu çocuklar burada hep bana bunları anlatıyor. El Salvador’da çocuklar çetelerin odağında. Bu çocuklar çok büyük tehlike içinde yaşıyorlar. Henüz beş yaşındayken çete tarafından kaçırılıp organlarının alınıp satılacağını biliyorlar.”

Geçici Koruma Statüsü biten göçmenler ne olacak?

Avukat Başaran, durumun giderek bir drama dönüşeceğini belirterek, ”Bu sınır dışı kararı tam bir felaket. Bu şartlarda yaşamak için bu ülkeyi kim terk eder? 20 yıldır burada yaşayan aileler var. Suça bulaşmamış. Çocukları burada doğmuş. Hayatlarını burada kurmuş aileler nasıl geriye dönebilir? Ülkelerindeki şartlardan dolayı birçok geri gönderilecek aile arasında iltica başvurusunda bulunanlar olacak. Dönmez kimse bu ülkeye. Dönemez. Bu konuyla ilgili bizde büyük davalar açmaya hazırlanıyoruz.”

XS
SM
MD
LG