Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in geçen hafta sonu Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde iş dünyasına yönelik “dünya büyük bir borç batağında, borçlanmayın, ortak alın” şeklindeki uyarısına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepkisi devam ediyor.
Dün Mehmet Şimşek’i, “Türkiye'ye küresel sermayenin girmemesi için ne gibi gayretler içine girdiğini biliyorsunuz. Bazı arkadaşların ülkemizdeki ekonomik durumun sıkıntılı olduğuna dair açıklamalar yapacak kadar yanlışın içinde düştüklerini görmek bizi üzmüştür. Bir insan kendi ayağına kurşun sıkar mı? Ülkenin bu psikolojik üstünlüğünü, uluslararası camiaya vermeye gereken arkadaşlar bu hatayı yaparsa bunun affedilir yanı olamaz. Felaket tellalları davul zurna yetişiyor onlar yetmiyor mu?” sözleriyle eleştiren Erdoğan bugün tonunu yükseltti.
“Devlet bankaları da bunun içinde”
Cumhurbaşkanı “Birileri çıkıp garip garip konuşuyor, ‘Ekonomi şöyle, dikkatli olmak lazım’ falan. Tabii ki dikkatli olacaksın. Ama kendi ayağına da kurşun sıkamazsın. Bu faiz belasından Türkiye'yi, faizi aşağı indirmek suretiyle enflasyondan kurtaracağız. Enflasyonun anası da babası da faizdir. Bunu bilmeyenler bilsin. Bunun aksini yapmaya kalkanlar da kusura bakmasın karşılarında beni bulur. Ekonomide her kötülüğün anası faizdir. Fakiri daha fakir zengini daha zengin yapar. Bunun da lobisi finans kuruluşlarıdır. Açık söylüyorum, devletin bankaları da bunun içindedir. Bunu er geç çözeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı’nın “İnanmıyorsan kusura bakma arkadaş. Biz bu işe inananlarla yolumuza devam ederiz” demesi kabine değişikliği ihtimalini akıllara getirdi.
Şimşek: "Çatıyı hava güneşli iken tamir etmemiz gerekiyor, ortak alın"
Erdoğan’ın eleştiri oklarına hedef olan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz hafta düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyümeyi sınırlayan büyük bir borç yükü ile karşı karşıya olduğunu söylemişti.
Şimşek, “Çatıyı hava güneşli iken tamir etmemiz gerekiyor. Şu an dünyada bol para var faizler düşük ama bu küresel senkronize büyüme devam etmeyecek, belki yağmur yağacak belki fırtına çıkacak. Ortak alın. Amacımız daha çok tabana yayılmış sermaye ile bu işi götürmek. En önemli konu döviz borcu. Reel sektörün döviz açığı net pozisyonu 213 milyar dolar. Kısa vadede akıllı davranmış firmalarımız kısa vadede döviz biriktirmişler bir yıllık vadede döviz açığı yok, ancak orta vadede sorun. Bizim reel sektör mutlu değil ama kusura bakmayın, size rağmen tedbir almak zorundayız” demişti.
İbrahim Kahveci: "Sorunlar içeride konuşulmuyor, dışarıda konuşan hain oluyor"
Karar gazetesi ekonomi yazarı İbrahim Kahveci, hükümet içindeki bu düşünce farklılığını doktor-hasta ilişkisi metaforuyla anlatıyor.
Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan Kahveci, “Hasta sağlıklı görünüyor ama vücuda mikrop girmiş. Şimşek, bir doktor olarak teşhis koyuyor. Tedavi için bu şart. Temel bir sorun var, yapısal bir sorun. 2010 yılından beri yeni bir ekonomik model ortaya konamıyor ve büyüme gücü kaybolacak. Parti içe kapanıyor, ‘bunları içeride konuşalım’ deniyor. Ama konuşulmuyor. Dışarıda konuşanlar da hain oluyor” dedi.
“Ak Parti IMF programına sadık kaldı, kendi ekonomi programını yazamadı”
Kahveci’ye göre, Türkiye büyüyor ama borçlanarak büyüdüğü dikkatlerden kaçırıldı.
İbrahim Kahveci, “Bu sorunun kaynağı 2001’e dayanıyor. O krizde Kemal Derviş IMF’yle beraber yoğun antibiyotik içeren bir tedavi yazdı. Bankaların karlılığı ve devletin borç oranı dikkate alındı. Bunun son kullanma tarihi 2007’ydi. Bu reçetenin bitmesi gerekiyordu. Ama Ak Parti, IMF programına sadık kaldı, kendi ekonomi programını yazamadı. Sistem bankalar ve devlete çalışıyor. Sürekli borç artıyor. 2003’te Ak Parti iktidara geldiğinde kredilerin mili gelire oranı %10 seviyesindeki şimdi % 70’in üzerine çıkıt. Bütün sistem borca dayadı. Gizli bir el üretimi baltalıyor. Bu el, Ankara” ifadelerini kullandı.
