NATO, Ukrayna sınırına asker konuşlandıran ve askeri tatbikat amacıyla Belarus'a asker ve askeri teçhizat gönderen Rusya'yı yakından takip ettiğini söyledi.
NATO'nun Doğu Avrupa'daki asker sayısını arttırmaya hazır olduğunu söyleyen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya'nın olası bir saldırısının siber saldırı, darbe girişimi ya da sabotaj gibi farklı şekiller de alabileceği uyarısında bulundu.
Stoltenberg, Brüksel'de yaptığı açıklamada, "NATO olarak siyasi diyaloğa girmeye hazırız. Ancak Rusya'nın silahlı çatışma ve yüzleşmeyi tercih etmesi durumunda da yanıt vermeye hazırız" ifadelerini kullandı.
“ABD ve Rusya güvenlik taleplerimizi dikkate almadı”
Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ise Cuma günü yaptığı açıklamada, ABD ve NATO'nun Ukrayna'daki çıkmazla ilgili olarak Rusya'nın ana güvenlik taleplerini ele almadığını, ancak Moskova'nın diyaloğu sürdürmeye hazır olduğunu söyledi.
Putin, ABD ve NATO'nun Rusya'nın taleplerine verdiği yanıta ilişkin ilk tepkisini Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la yaptığı telefon görüşmesinde dile getirdi. Putin, haftalardır Ukrayna krizi konusunda sessizliğini koruyordu.
Kremlin, Putin'in Macron'a, herhangi bir hamle yapmadan önce Washington ve NATO'nun verdiği yazılı yanıtları değerlendireceğini söylediğini aktardı.
Rusya'nın kaygıları arasında NATO'nun yayılmasını engellemek, Rusya'nın sınırları yakınında taarruz silahları konuşlandırmamak, NATO'nun Doğu Avrupa'daki eski Varşova Paktı ülkelerini bünyesine katmadan önceki "askeri becerileri ve altyapısına" geri dönmesini sağlamak sıralanıyor.
ABD ve müttefikleri, Putin'i, Ukrayna'ya saldırması durumunda Rusya'nın ağır ekonomik yaptırımlarla karşı karşıya kalacağı konusunda uyarmıştı.
Ek yaptırımlar, Rusya'nın Kırım Yarımadası'nı 2014 yılında ilhak ettiğinde ve Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçıları desteklediğinde getirilen yaptırımların üzerine inşa edilebilir. Ancak Avrupa'nın enerji arzında Rusya'ya bağımlı olması nedeniyle Batılı ülkeler arasında Rusya'nın Ukrayna'ya karşı saldırgan tavrına nasıl yanıt verileceği konusunda farklılıklar var.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Cuma günkü açıklamasında, ortamı yatıştırıcı ifadeler kullandığı bir mesaj vermiş, ancak ABD ve Batı'nın Rusya'nın ana taleplerine yanıt vermediğini dile getirmişti.
Lavrov, Rus radyolarına yaptığı açıklamada, "Eğer Rusya'ya kalsa savaş olmayacak. Biz savaş istemiyoruz. Ancak aynı zamanda çıkarlarımızın gözardı edilmesini ve kabalıkla çiğnenmesine de izin vermeyeceğiz" demişti.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'la önümüzdeki birkaç hafta içinde yeniden biraraya gelme beklentisinde olduğunu dile getiren Lavrov, ayrıntıya girmeden, ABD'nin karşı tekliflerinin NATO'nunkilerden daha iyi olduğunu da kaydetti.
Lavrov'un Cuma günkü sözleri, Moskova'nın 30 yıl önce sona eren Soğuk Savaş döneminden bu yana Doğu-Batı arasındaki en gergin dönemde ortaya çıkan Ukrayna krizi konusunda sarfettiği en yatıştırıcı sözler olarak nitelendi.
ABD ve NATO'nun Rusya'ya verdiği yanıtlar kamuoyuna açıklanmadı. Ancak hem ABD hem de NATO, silah kontrolu dahil bir dizi konu hakkında Moskova'yla iletişim içinde olmaya istekli olduklarını kaydetti.
ABD'nin Moskova Büyükelçisi John Sullivan ise gazetecilere yaptığı açıklamada, Washington'un "Ukrayna'daki taarruz silah sistemleri, askeri tatbikatlara ilişkin güvenin arttırılması yönünde önlemler ve Avrupa'daki manevralar dahil Rus hükümetiyle karşılıklı şeffaflık olasılığını" gündeme getirdiğini söyledi.
Sullivan, Rusya'nın Ukrayna yakınındaki askeri varlığının boyutlarının, önceden herhangi bir uyarı olmadan işgale girişmesini sağlayacağını söyledi ve Rusya'ya askerlerini geri çekme çağrısı yaptı.
ABD'li Büyükelçi Sullivan, "Bu durum, karşılıklı tartışma ya da müzakere yapmamıza denktir. Masaya silah koyup barışçı niyetle geldiğimi söylersem bu bir tehdittir" dedi.
Rusya ise askerlerini geri çekme çağrılarını karşılıksız bıraktı ve kendi toprakları içinde uygun gördüğü şekilde askerlerini konuşlandırabileceğini ifade etti.
Öte yandan Almanya Dış İstihbarat Dairesi (BND) Başkanı Bruno Kahl, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmaya hazırlandığını, ancak saldırıp saldırmama konusundaki kararını henüz vermediğini söyledi.
Kremlin ayrıca Putin'in önümüzdeki hafta Pekin'de başlayacak Kış Olimpiyatları'nın açılış töreni için gideceği Çin'de Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'le Avrupa'nın güvenlik meselelerini uzun ve kapsamı şekilde konuşacağını açıkladı.
Çarşamba günü Rusya ve İtalya arasındaki enerji bağlarının öneminin altını çizen ve İtalyan şirket yöneticileriyle görüşen Putin'in ayrıca Alman işadamlarıyla da biraraya gelmesi planlanıyor.
