Mısır devlet televizyonu, eski cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin mahkeme salonunda bayıldıktan sonra hayatını kaybettiğini açıkladı.
Arap Baharı sonrası Müslüman Kardeşler’in cumhurbaşkanı olarak göreve gelen Mursi, 3 Temmuz 2013’deki askeri darbeyle görevden uzaklaştırılmıştı.
2011’de eski Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in devrildiği ayaklanmanın ardından Müslüman Kardeşler ülkede özgürce yapılan ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmıştı. Ancak Müslüman Kardeşler hareketine mensup eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi protestoların ardından ordu tarafından devrilmiş, sonrasında da tutuklanmıştı.
Hakkında açılan davalardan tutuklu yargılanan 67 yaşındaki eski cumhurbaşkanı, 5 yıldır cezaevindeydi.
Anadolu Ajansı, Mısır’daki askeri darbeye ilk günden beri karşı çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Muhammed Mursi’nin ölümüyle ilgili "Mursi kardeşimize, şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum" dediğini yazdı.
Mursi: 'Birçok sır biliyorum'
Kimliğini açıklamayan Mısırlı bir yargı yetkilisi, mahkeme salonunda konuşmasını camdan bir kafes içinde yapan Mursi’nin ‘birçok sır’ bildiğini iddia ettiğini ancak bunları açıklaması halinde serbest bırakılacak olmasına karşın Mısır’ın güvenliğine zarar vermemek adına bu sırları açığa vurmayacağını söylediğini belirtti.
Mahkemede konuşması sırada bir taraftan da Mısır’ın hala meşru devlet liderinin kendisi olduğu yönündeki ısrarını yineleyen ve bu çerçevede yargılanmayı talep eden Mursi’nin cezaevinde kötü koşullar altında tutulduğu belirtiliyor. İnsan hakları savunucuları ve Mursi’nin yakınları ve avukatları eski cumhurbaşkanının vefatının ardından da bu konuyla ilgili mesajlarını paylaştılar.
Londra’daki Müslüman Kardeşler temsilcisi Muhammed Sudan Mursi’nin tutukluluğu boyunca ziyaretçi kabul etmesine ya da diyabet ilaçlarını kullanmasına izin verilmediğini hatırlatarak, “Bu daha önceden planlanmış birşey. Bu, tamamen yavaş ölümdü” diye konuştu.
Müslüman Kardeşler’e bağlı Özgürlük ve Adalet adlı gruptan yapılan yazılı açıklamadaysa mevcut cezaevi koşullarına dikkat çekildi ve Mursi’nin ölümü ‘suikast’ olarak nitelendirildi.
