Erişilebilirlik

'Kanserle Mücadele Sanıldığı Kadar Pahalı Değil'


'Kanserle Mücadele Sanıldığı Kadar Pahalı Değil'
'Kanserle Mücadele Sanıldığı Kadar Pahalı Değil'

Lancet adlı İngiliz tıp dergisine göre kanser hastalıklarının çoğuna yoksul ülkelerde rastlanmasına rağmen, tedavi için en fazla para zengin ülkelerde harcanıyor.

Lancet dergisinde yayınlanan rapora göre, yoksul ülkelerde kanser ölümlerinin sayısı giderek artıyor. İngiliz uzmanlar, çok az bir harcamayla ölümlerin çoğunun önlenebileceği görüşünde. Raporda yıllarca önce AIDS’e karşı başlatılan küresel kampanya gibi gelişmekte olan ülkelerde de kansere karşı savaş açılması isteniyor.

Harvard Tıp Fakültesi Kamu Sağlığı Bölümü’nden Profesör Julio Frenk, yoksul ve gelişmekte olan ülkelerde kanserin tedavi edilemeyeceği yönünde yanlış bir görüş hakim olduğunu söylüyor.

Profesör Frenk, 1990’lı yıllarda AIDS’e karşı başlatılan mücadeleyi ve yeni ilaçlar için o zaman da “çok karışık, çok pahalıya çıkar,” denildiğini hatırlatıyor. Profesör Julio Frenk’e göre kamuoyuna şimdi de aynı kötümserlik hakim.

Yeni raporda, kanser ölümlerinin yüzde 80’inin yoksul ülkelerde görüldüğü, ancak bu ülkelerin sorunla baş edebilecek mali kaynaklara sahip olmadığı belirtiliyor. Rapora göre, kansere ayrılan paranın sadece yüzde beşlik bir bölümü yoksul ülkelerde harcanıyor.

Kanser, son otuz yıl içinde yoksul ve az gelişmiş ülkelerde giderek artan bir hastalık. Raporda, 1970 yılında yeni kanser hastalarının yüzde 15’ine yoksul ve az gelişmiş ülkelerde rastlandığı, ancak bu oranın 2008 yılında yüzde 56’ya çıktığı kaydediliyor.

Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi Küresel Eşitlik Girişimi Projesinden Profesör Felicia Knaul, meme kanseri geçirmiş. Meksika’da tedavi gören uzman, kanser tedavisinin yoksul ve zengin ülkelerde ne kadar farklı olduğunu ilk elden gördüğünü söylüyor.

Profesör Felicia Knaul, parasızlık ya da ailevi nedenlerle örneğin çocuğuna bakacak kimse bulamayan kadınlar gibi, kemoterapi yaptıramamanın, kemoterapiden daha kötü olduğunu söylüyor. Profesör Knaul, oysa bir çok kanser ilacının patenti olmadığını ve çok ucuza imal edilebildiğini belirtiyor.

Uzman, meme kanseri gibi bir dizi kanserin, erken teşhis, sistematik terapi ve Tamoxifen gibi ucuz ilaçlarla tedavi edilebildiğini, tümüyle tedavi edilemezse de yaşam süresinin uzatılabildiğini söylüyor.

Profesör Felicia Knaul, hastalıkları önlemenin tedaviden daha akılcı ve kârlı bir yol olduğunu ve bu alanda sağlık yetkililerine önemli rol düştüğünü vurguluyor. Amerikalı Profesör sigaranın zararları konusunda halkı eğitmek ve kadınları rahim ağzı kanserine karşı aşı yaptırmaya teşvik etmek gerektiğini söylüyor.

Bir süre önce Türkiye'de yapılan bir araştırma da, kanser ilaçlarına ulaşımda sıkıntı olduğunu ve bu nedenle tedavinin Avrupa ülkelerindeki kadar etkin olmadığını göstermişti.

Dünya ilaç sektörünün önde gelen araştırma kuruluşlarından i3 Innovus’un raporuna göre, Türkiye’de her yıl yaklaşık 160 bin kişiye kanser teşhisi konuyor, yaklaşık 100 bin kişi de kanser yüzünden ölüyor.

Türkiye’de erkekler arasında en yaygın görülen kanser türleri akciğer ve prostat; kadınlarda ise meme ve cilt kanseri. Akciğer, mide, kalın bağırsak ve rektum kanseri ise tedaviden sonuç alınamayan türlerin başında geliyor. Araştırmada, Türkiye’de kanser hastalarının kanser teşhisinden sonraki yaşam sürelerinin Avrupa’daki hastalara kıyasla daha kısa olduğu belirtiliyor. Bunun başlıca nedeni olarak geç tanıyla, tedaviye geç ulaşım gösteriliyor. Rapora göre, Avrupa ülkelerinde kanser tedavisi için kişi başına ortalama 148, Türkiye’de ise 25 avro harcanıyor.

XS
SM
MD
LG