Erişilebilirlik

Hillary Clinton'dan Birlik Çağrısı


2016 başkanlık yarışında parti adaylarının belirlenme süreci dün akşam Hillary Clinton’ın, Demokrat Parti’nin başkan adaylığını kabul konuşmasıyla sona erdi.

Clinton, dört gün süren Demokrat Parti Kurultayı’nın son gecesi tarihi konuşmasını yapmak üzere podyuma geldiğinde yaklaşık üç dakika ayakta alkışlandı. Bu görevi “büyük bir alçak gönüllülük, sınırsız güven ve kararlılıkla” kabul ettiğini söyleyen Clinton yaklaşık bir saat süren konuşmasında üç ana eksen üzerinde odaklandı: Ön seçim sürecinde yenilgiye uğrattığı Demokrat Parti adayı Sanders’ın taraftarlarına ve Amerikan halkına birlik beraberlik mesajı vermek, Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump’ı eleştirmek ve ailesinin, çocukluk hayatının kariyerine nasıl yön verdiğini anlatarak insani yönünü ortaya koymak.

Bu çerçevede Clinton, önce Bernie Sanders’a teşekkür etti ve yürüttüğü kampanya sayesinde başta gençler olmak üzere milyonlarca Amerikalı’ya ilham verdiğini, gündemde ekonomik ve sosyal adaleti yeniden hakettiği yeretaşıdığını söyledi. “Sizin mücadeliniz bizim mücadelemiz, Amerika’nın sizin fikirlerinize, enerjinize ve tutkunuza ihtiyacı var” diyerek de Sanders gençliğine seslendi ve “Gelin ilerici planlarımızı birlikte hayata geçirelim” dedi.

Ancak Sanders yanlıları Clinton’ın ilerici gündeme ve Sanders’ın kampanya mesajlarına sahip çıkmasını ön seçim boyunca eleştirmişlerdi.

Clinton’ın konuşmasındaki bir diğer hedef de Trump’ı eleştirmekti. “Trump bizi birbirimizden ve dünyadan koparmak istiyor, gelecekten ve birbirimizden korkmamızı istiyor” görüşünü savunan Clinton, eski Başkanlardan Franklin Delanor Roosevelt’in “Korkmamız gerken asıl şey korkunun kendisidir” sözünü hatırlatarak, “Biz hangi sorunlarla karşı karşıyayız bunun çok iyi farkındayız, ama korkmuyoruz, her zaman karşımıza çıkan zorlukları yıktık bundan sonra da böyle yapacağız” dedi.

Clinton, bu korkuyla duvarlar inşa etmeyeceğini, bunun yerine her isteyenin istediği işi bulabileceği bir ekonomi inşa edeceğini söyledi. Ekonomiye katkıda bulunan milyonlarca kaçak göçmene de vatandaşlık yolunu açacaklarını söyleyen Clinton, “Bir dini yasaklamayacağız, tüm müttefiklerimizle beraber terörizme karşı mücadele vereceğiz” dedi.

Clinton, Amerika’nın NATO müttefiklerini, saldırganlıklara karşı – bu saldırı Rusya’dan bile gelmiş olsa korumaya devam edeceğini de vurguladı.

Clinton, yine Trump’ın Amerika’nın zayıf ve güçsüz kaldığı yolundaki konuşmalarını da eleştirdi ve Amerika’nın en iyi orduya, en cesur gençlere, en iyi girişimcilere sahip olduğunu söyleyerek, “Size zayıf bir ülkeyiz diyenlere inanmayın, hele bu işi ben kendim tek başıma çözerim diyenlere hiç inanmayın, biz Amerikalılar sorunları tek başımıza değil, beraber çözeriz” dedi.

Clinton konuşmasının 17. Dakikasında Demokrat Parti’nin adaylığını kabul ettiğini ilan ettikten sonra kendisinden bahsetti, ailesinden, çocukluk anılarından, herkesin birbirine nasıl yardımcı, nasıl destek olduğundan. Bu yıllarının ve ailesinden aldığı değerlerin kendisini şekillendirdiğini ve insan, kadın ve çocuk hakları için mücadeleyle geçen hayatında bu yılların belirleyici olduğunu dile getirdi.

Clinton, “Zorluk çeken, başarıya ulaşmak isteyen, başarılı olan, benim için oy veren, vermeyen, Demokrat, Cumhuriyetçi, bağımsız herkesin başkanı olacağım” dedi.

Clinton, ilk kadın başkan adayının ilan edilmesiyle tarihi bir dönüm noktası yakalandığına işaret etti, kadın-erkek herkes adına bu ilerlemeden mutlu olduğunu; çünkü bir kişinin önündeki engel kalktığında bunun herkesin önünü açtığını söyledi ve 161 milyon Amerikalı kadın ve kız çocuğu hak ettikleri fırsatları yakalayana kadar “daha da ilerleyelim” dedi.

Başkan Obama ve yardımcısı Biden’ın ülkeyi büyük bir resesyondan çıkardığını ve ekonominin yeniden güç kazandığını söyleyen Clinton, “Ama bu yetmez, hala ciddi problemlerimiz var” dedi ve göreve başladığı ilk günden son güne kadar düşük ücret, kalifiye iş eksikliği, fırsat eşitliğine kavuşamamış olanların sorunları gibi konular üzerinde yoğunlaşacağını kaydetti.

Bu noktada Clinton, yine Sanders destekçilerinin çok şikayetçi olduğu konuları sıraladı ve parayı siyasetten çıkarmanın gerekliliğinden söz etti, demokrasinin tam olarak işlemediğine vurgu yaptı. Wall Street’in orta sınıfa bir daha zarar vermesine izin verilmemesi gerektiğini, büyük şirketlere vergi teşvikleri verilirken çalışanların işten çıkarılmasının yanlışlığının altını çizdi. Clinton, göreve seçilirse ekonomiden, IŞİD’le mücadeleye kadar birçok alanda yapacağı tüm icraatları da konuşmasında sıraladı.

Clinton, Trump’ın adaylık kabul konuşmasında 70 dakika konuştuğunu ama hiç bir çözüm sunmadığını, çünkü zaten çözüm için planları olmadığını kaydetti. İşadamı olması vesilesiyle ekonomiden iyi anlaması gereken Trump’ın, piyasayı dolandırdığını da söyleyen Clinton, “Trump, madem Amerika’yı yeniden güçlü hale getirmek istiyor o zaman neden Trump marka kravatlar Çin’den, giyim eşyaları Meksika’dan, mobilyalar Türkiye’den” diye sordu.

Geçen hafta da Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın adaylığı resmileşmişti. Bu noktadan sonra iki aday da Kasım ayında sandıktan zaferle çıkmak için daha yoğun bir çabaya girecek

Her iki adayın da birbirlerinin zayıf yanlarını bundan sonraki süreçte daha da öne çıkarmaları bekleniyor. Demokrat Parti’de, Bernie Sanders yandaşlarının parti yönetiminin kendi adaylarına haksızlık ettiğinin Wikileaks tarafından sızdırılan belgelerde ortaya çıkmasından bu yana Clinton’a duydukları daha da artmış durumda.

Kurultay boyunca Başkan Barack Obama dahil partinin bütün ağır topları da bir yandan Cumhuriyetçi seçmene seslenirken bir yandan da Bernie yandaşlarını Hillary Clinton’ın yanına çekmeye çalıştılar.

Dün akşam da partisinin adaylığını kabul konuşmasında Hillary Clinton, bu tarihi konuşmasında, kendisini inandırıcı ve samimi bulmayanları iknaya çalıştı. Konuşması hem Parti çizgisinde hareket etmemekte direnen Sanders yanlılarını ikna etmeye odaklıydı, hem de şahsına duyualan güvensizliği giderme amaçlıydı. Ama aynı zamanda Clinton’ın konuşmasıyla ikna ettiği bir kesim daha vardı bu da Donald Trump’ın adaylığından memnun olmayan Cumhuriyeçileri, kararsızları kendi tarafına çekmek.

Donald Trump’ın geçen hafta yaptığı adaylık konuşması Başkan Barack Obama dahil birçokları tarafından karamsar, Amerika’yı olduğundan daha kötü gösteren bir değerlendirme olarak eleştirilmişti. Clinton ise konuşmasında pozitif unsurlara, kaydedilen gelişmelere yer verdi.

Kurultay boyunca gündemde iki ana konu vardı. Bunlardan ilki Wikileaks sızıntısının Sanders yanlısı delegelerde yarattığı öfke diğeri de Trump’a karşı tek cephe oluşturabilme çabasıydı.

Bu çerçevede kurultayın başlamasından önce Parti Genel Başkanı ve aynı zamanda Temsilciler Meclisi'nde Florida eyaletini temsil eden Debbie Wasserman Schultz, Wikileaks’e Rus istihbaratına bağlı sanal korsanlar tarafından ulaştırıldığı iddia edilen elektronik yazışmalar üzerine Pazar günü istifa etti. Ancak istifanın ancak Cuma günü yürürlüğe gireceğini açıklaması ve kurultayın açılışını yapma konusundaki ısrarı hem diğer parti yöenticileri tarafından tepki gördü, hem de Sanders yanlısı delegeleri daha da öfkelendirdi. Baskılar üzerine sonunda Schultz, kuruluşun açılışını da açılış konuşmasını da yapmadı.

Ancak Sanders yanlıları kurultay öncesinde Pazar günü başlattıkları gösterileri, Pazartesi de devam ettirdi ve kurultayın yapıldığı yere gelerek delege giriş-çıkışlarını engelledi. Polis bazı göstericileri gözaltına aldı. Sanders yanlıları, Hillary Clinton’a oy isteyen Sanders’a da tepki gösterdiler. Kurultayda delege sayımının yapıldığı Salı günü, Clinton adaylığı için gereken 2382 sayısını aştıktan sonra Sanders, bir konuşmayla adaylığın Clinton’a verilmesini istemesi üzerine de bazı delegeler protesto amacıyla salonu terkettiler ve medya mensuplarının bulunduğu medya çadırında sessiz bir oturum eylemi düzenlediler.

Kurultay sırasında yapılan konuşmalarda ise aynı aday etrafında toplanma mesajları verilirken, Trump’ın Amerika’nın geleceği için kötü bir aday olduğu üzerinde durdular. Trump’ın da, Wikileaks sızıntısı sonrasında, yaptığı bir basın toplantısında Rus istihbaratına çağrıda bulunup, Hillary Clinton’ın kişisel e-mail veri tabanından silinen 30 bini aşkın elektronik postayı da bulmaları çağrısı yapması Cumhuriyetçi adayın başkanlığa uygun olmadığı yolundaki iddiaları daha da güçlendirdi.

Her ne kadar Trump bu açıklamayı “sarkastik” bir şekilde yaptığını söylese de kurultay boyunca bu konu her fırsatta Cumhuriyetçi adayın “ulusal güvenlik” için tehdit oluşturduğu şeklinde yorumlandı.

Başkan Barack Obama verdiği bir söyleşide Trump’ın Putin hayranlığının Rusya’nın Wikileaks’e Demokrat Parti içi yazışmaları sızdırmasının arkasındaki neden olabileceğini söyledi.

FBI yetkilileri de başlattıkları soruşturma çerçevesinde Wikileaks sızıntısının arkasında Rusya’nın olduğuna dair güçlü deliller olduğunu söylediğinde Hillary Clintonm kampanyasının sızıntının ortaya çıkmasından hemen sonra yaptığı “sızıntının arkasında Rusya var” iddiası biraz daha kesinlik kazanmış oldu.

Kurultay boyunca Demokrat Parti’nin ağır topları yaptıkları konuşmalarda Clinton’a destek isterken de sıkı sık sızıntı konusunu ve temelde Trump’ın, hiçbir vasfının başkanlığa uymadığını özellikle söylediler.

Clinton’ın adaylığının ilanından sonra Çarşamba gecesi konuşan Başkan Barack Obama, Başkan Yardımcısı Joseph Biden, Clinton’ın kendisine başkan yardımcısı adayı olarak seçtiği Virginia Senatörü Tim Kaine, eski CIA başkanı Leon Panetta ve New York eski belediye Başkanı Michael Bloomberg hem aynı temayı işlediler: “Trump, kötü bir işadamı, dış politikaya dair ne tecrübesi, ne bilgisi var, sosyal ve ekonomik konulardan anlamadığı gibi orta sınıfa hiç bir empatisi yok.”

Başkan Barack Obama ve Michael Bloomberg, borçlarını, çalışanların paralarını ödemeyen ve bir dizi davanın konusu olan Trump’a ekonominin teslim edilemeyeceğini belirttiler. Bloomberg, demagog olarak tanımladığı Trump için daha da ağır bir ifade kullandı ve “Ben New York’luyum bir üç kağıtçıyı görür görmez anlarım,” dedi. Bloomberg, hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat politikalara destek veren bağımsız bir isim. Kurultaydaki konuşması da özellikle Cumhuriyetçileri ikna aracı olarak görüldü. Başkan Obama da, 70 yıllık yaşamında çalışanlarını düşünmemiş bir insanın şimdi birden bire nasıl olup da bu kesimin savuncusu olacağını sorguladı ve orta sınıfa seslenerek “Eğer faturalarınızı nasıl ödeyeceğinizi düşünüyorsanız oyunuzu vereceğiniz aday Hillary Clinton’dır,” dedi.

Biden ise daha sert çıktı Trump’a; “Kovuldun” sözleriyle ün yapmış bir insanın çalışan kesime hiç bir sempatisi olmadığını söyledi. Biden, Trump’ın orta sınıfı anladığını yolundaki söylemlerini de saçmalık olarak değerlendirdi.
Demokrat Parti kurultayında verilen bu mesajların Sanders yanlılarını ve Trump’dan memnun olmayan Cumhuriyetçileri nasıl etkilediği ise Kasım ayında yapılacak seçimlerde ortaya çıkacak.

  • 16x9 Image

    Melek Çağlar

    Melek, meslek yaşamına yazılı basında başladı. Haftalık Barometre gazetesinde muhabir ve Management-Marketing sayfa editörü olarak çalıştıktan sonra 1990’lı yılların başında aynı gazetenin Yazı İşleri Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Meslek yaşamına kısa bir ara verip İngiliz Kraliyet bursuyla City University London’da gazetecilik eğitimi aldı. 1994 yılında Amerika’ya yerleşmeden önce Hürriyet gazetesinde çalıştı. Meslek yaşamına halen Internet, radyo ve televizyon yayıncılığı yapan Amerika’nın Sesi’nde devam ediyor. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Melek, yüksek lisans derecesini 2002 yılında tamamladığı George Washington Üniversitesi MBA programından aldı.

STÜDYO VOA

EKOTÜRK Stüdyo VOA
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:29:44 0:00
XS
SM
MD
LG