Erişilebilirlik

Hakim Berman : ‘İddialar Ciddi Suçlu Bulunursa Sarraf Uzun Süre Ceza Alır’


New York’ta yargılanan Rıza Sarraf’ın 50 milyon dolar teminat karşılığında ev hapsinde tutuksuz yargılanma talebi New York Güney Bölge Hakimi Richard Berman tarafından reddedildi.

2 Haziran’da görülen kefalet duruşmasında kararsız kalan hakim, kararını iki hafta gecikmeli olarak verdi.

Berman, Sarraf’ın kaçma riskinin yüksek olduğu ve sanığın bir sonraki duruşmaya geleceğinin garantisi olmadığı gerekçesiyle kefalet talebinin reddine ve tutukluğun devamına karar verdi.

Kararı bu linke tıklayarak indirebilirsiniz.

‘Hüküm giyerse uzun süre hapiste kalır’

Berman, kararında, Sarraf için yöneltilen suçlamaların oldukça ciddi olduğu ve suçlu bulunup hüküm giyerse uzun bir süre hapiste kalabileceğini vurguladı. Gerekçeli kararda, savcılığın Sarraf’ın kaçma riski yüksek olduğu görüşlerinin haklı olduğu belirtildi. Berman, ekleriyle birlikte tam 35 sayfa olan karar metninde, tarafların mahkemeye sunduğu tüm belgeleri titizlikle incelediğinin altını çizdi.

‘Odanın içindeki filin ne zaman ve kime zarar vereceği bilinmez’

Berman, Sarraf’ın serbest kalıp özel silahlı korumalarla tutuksuz yargılanmasını, “odanın içindeki file” benzetti. Berman, Sarraf’ın serbest kalmasının büyük bir risk oluşturacağını, serbest kalması halinde kimlere nasıl bir zarar verebileceğinin belirsiz olduğunu öne sürdü. Yargıç, kaçma riskinin yüksek olduğunu düşündüğü Sarraf’’ın tutuksuz yargılanmasının çok büyük tehlike ve zararlara neden olabileceğine işaret etti.

Gerekçelerini dört ayrı maddede açıkladı

Berman, Sarraf’ın kefalet başvurusu reddini dört ayrı maddede açıkladı;

- Davalıya karşı suçlamaların niteliği ve ciddiyeti.

- Davalıya karşı olan delillerin güçlülüğü.

- Davalının geçmişi ve kişisel özellikleri.

- Davalının serbest bırakılması halinde topluma karşı oluşturacağı tehlikenin ciddiliği ve niteliği.

‘ABD dışına kaçabilir geri alamayız’

Berman, kararında Sarraf’ın birçok ülkeye gittiğini belirterek, serbest bırakılması halinde, ABD ile aralarında suçlu iadesi bulunmayan bu ülkelere kaçabileceğine işaret etti.

Sarraf’ın ilişkilerinden ve geçmişinden dolayı birçok ülkeye gidip geldiği, bu ülkelerden bazılarıyla ABD’nin suçluların iadesi anlaşmasının bulunmadığı, bununda büyük bir risk oluşturduğu ifade edildi. Sarraf’ın ABD ile olan bağının zayıflığı, güçlü mal varlığı ve finansal kaynaklara erişimi kaçma riskini artırmaktadır denildi.

‘Serbest kalırsa ABD’nin İran’a uyguladığı ambargo itibarsızlaşır’

Kararda, İran ambargosunu delmenin ABD aleyhine bir güvenlik tehdidi oluşturduğu belirtilirken, Sarraf’ın kefalet karşılığında serbest bırakılmasının Amerika’nın İran’a karşı uygulamış olduğu ambargoyu itibarsızlaştıracağı da iddia edililyor.

Sarraf’ın serbest kalması halinde bu ilişkilerini sürdürebileceği, iş ortaklarıyla kuracağı iletişimin bu tehdidi büyüteceğini kaydediliyor.

Sarraf’ ın kişisel ilişkilerinden dolayı serbest kalması halinde terörle ilişkili bazı odaklarla işbirliği içerisine girme riskinin olduğun altını çizildi.

‘Kendine cezaevi yaratıp tutuksuz yargılanması eşitlik ilkesini zedeler’

Hakim Berman, kararında Sarraf’ın parasını ödeyip tuttuğu silahlı korumalarla kendine yaratacağı cezaevinin ABD yasalarında eşitlik ilkelerine uymadığının altını çizdi. ‘Her ne kadar Amerikan yasalarında tutuksuz olarak kefalet karşılığında yargılanma hakkı olsa da Sarraf’ın kendi ekonomik gücüyle kendine yaratacağı bir cezaevinde kalması haksızlık oluşturur. Böyle bir talep kefalet hakları yasasıyla uyuşmaz. Davalı kendisi için özel bir hapishane yaratamaz. Bu yasa tutuklunun hangi şartlarda tutukluğunun devamını değil hangi şartlarda serbest kalacağın şartlarını açıklar’

‘Varlıklı tutuklular için ayrıcalık yaratılamaz’

Hakim Barman, kararında Sarraf’ın varlıklı olduğu için bazı ayrıcalıklar istediğini bunlardan biri olan özel korumalarla ilgili talebinin kabul edilemez olduğunu da şöyle açıkladı: “Böyle bir uygulama devletinin tutuklular için yarattığı emniyet ve koruma sistemin yerine geçecektir. Davalının talep ettiği silahlı koruma makul değildir. Bu özel korumalar üçüncü şahıslara ve davalıya karşı kullanacakları güç konusunda ciddi sorumluluklar taşımaktadır. Bu gücün nasıl ve hangi şartlarda kullanılacağı ise bilinmemektedir. En önemli olarak da davalının talep ettiği silahlı korumanın talebi makul değildir. Sarraf gibi varlıklı tutuklular için yaratılan bu ayrıcalık eşitlik ilkesini zedeler.”

STÜDYO VOA

EKOTÜRK Stüdyo VOA
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG