104 emekli amiralin imzaladığı ‘‘Montrö Bildirisi’’ sonrasında gözaltına alınan 10 imzacı emekli amiral Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nin nezaretinde bekletiliyor.
Emekli amirallerin, ifadeye vermeye davet edilen diğer 4 emekli amiralin Çarşamba günü gelmesinin ardından ifadelerinin alınması için savcılığa sevk edilmesi bekleniyor.
Bildiri ve sonrasındaki gözaltıların yarattığı siyasi tartışma da devam ediyor.
Dün Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi’nden çıkmak gibi bir niyeti olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘Bir gece yarısı gerçekleştirilen bu eylem kesinlikle art niyetli bir girişimdir. Emekli amirallerin vazifesi siyasi tartışma konusunda darbe imaları içeren bildiriler yayınlamak değildir’’ dedikten sonra bugün de MHP lideri Devlet Bahçeli, ‘‘Montrö kırmızı çizgimizdir’’ dedikten sonra Cumhurbaşkanı’nın bildiri hakkındaki ‘‘darbe’’ değerlendirmesine destek verdi.
Bahçeli: ‘‘Bu çağrı bal gibi darbe çağrısı, cüretlerinin bedelini ödemeliler’’
Partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Bahçeli, ‘‘Bunlar denizci değil denizciliğin yüz karalarıdır. Söz konusu muhtıra emeklilikle canı sıkılan, biraz da adımızdan söz ettirelim diyen bir meczubun işi değildir. Bunları deniz nasıl tutuyorsa hukuk da öyle tutmalı, cüretlerinin bedelini ödemelidirler. Neymiş düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı esasmış. Bu çağrı bal gibi darbe çağrısıdır. Bu bildiri demokrasiyi hedef alan torpidodur, bu bildiri hukuk gaspı, milli iradeye doğrultulmuş silahtır. Mavi vatanımızı bu çürüklerle nasıl savunmuşuz!’’ sözleriyle daha evvel rütbelerinin sökülmesini istediği emekli amirallere yüklendi.
‘‘Bu bildiriye ifade özgürlüğü diyenler emperyalizmin piyonları, damgalı darbe çığırtkanlarıdır’’
MHP Genel Başkanı’nın eleştirileri yalnızca emekli amirallerle sınırlı değildi. Bahçeli bir yandan CHP ve İyi Parti’ye de sert sözlerle eleştirirken diğer yandan bildiriyi ifade özgürlüğü olarak değerlendirenleri ‘‘emperyalizmin piyonları’’ olarak niteledi: ‘‘Emekli ve erdemsiz bu amiraller bu bildiride aynen şöyle tehdit savurmuşlardır; ‘Aksi halde T.C. tarihte örnekleri olan bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidiyle karşılaşabilecektir.’ Buna demokrasi ve ifade özgürlüğü diyenler vesayetçi odaklar, emperyalizmin piyonları, damgalı darbe çığırtkanlarıdır. Darbeler tarihi bir bakıma CHP tarihidir. Darbelerle yüzleşmek CHP’yle hesaplaşmak demektir. ‘Hıyarım var’ diyene tuz atıp koşan İP'in başı (Meral Akşener) 104 emekli amirali zevzeklikle suçlamıştır. Bu ifade utanç vericidir. İP'in başkanı zevzek arıyorsa etrafını kolaçan etmelidir. Bu bildiriye zevzeklik demek, zevzekliktir.’’
Bu arada büyükelçiler bildirisine imza attığı için kesin ihraç talebiyle yüksek disiplin kuruluna sevk edilen eski Lefkoşa Büyükelçisi ve eski MHP milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu partisinden istifa etti.
Kılıçdaroğlu: ‘‘Ne darbesi kardeşim? Kimse yemiyor artık bunları’’
Genellikle MHP liderini doğrudan hedef almayı tercih etmeyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu kez Erdoğan’ı eleştirirken Bahçeli’nin sözlerine de yanıt verdi.
CHP lideri, ‘‘Bahçeli hiçbir zaman işsizlerin, esnafın dertlerini dile getirmedi. Onun tek derdi var, Saray'ın bekçiliğini yapmak. CHP'ye saldırmak. Ona bu görevi vermişler. Ülkücü kardeşlerime şunu söylemek isterim, hiç meraklanma ben milliyetçiliğin ne olduğunu Bahçeli'ye de dünyaya da göstereceğim. Ben saray beslemelerine asla ve asla itibar etmeyeceğim. Vay efendim, Türkiye'de darbeciler var. Ne darbesi, ne darbesi kardeşim? Montrö Sözleşmesi dolayısıyla emekli büyükelçilerden tık yok. Emekli amiraller açıklama yaptı, vay efendim yeniden darbe. Ne darbesi kardeşim? Ne darbe paranoyası bu? Sen çıkıp baştan ‘Ne Montrö Sözleşmesi, ne Lozan'ı kardeşim, bunlar Türkiye'nin güvencesidir’ desen bir şey olmayacak. Sonra bunlar darbeci. Geçti bunlar, kimse yemiyor artık bunları. Emekli amiral dünyanın neresinde darbe yaptı?’’ dedi.
Sancar: ‘‘Binlerce arkadaşımızın haksız ve hukuksuz bir biçimde tutuklanması darbe değil mi?’’
Bildiri sonrasındaki tartışmalara mesafeli yaklaşan HDP Genel Başkanı Mithat Sancar ise iktidarın bir bildiriden darbe tehdidi yaratmaya çalıştığını söyledi.
TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Sancar, ‘‘ Bütün sorunların çözüm yolu, demokrasidir, demokratik siyasettir. Bunun dışındaki her girişme, her yaklaşıma karşı bizim tutumuz nettir. Ama bir bildiriden darbe tehdidi üretmeye çalışan iktidara da tekrar şunları hatırlatalım: Eş Genel Başkanlarımızdan, belediye eş genel başkanlarımıza kadar binlerce arkadaşımızın haksız ve hukuksuz bir biçimde tutuklanmasının adı nedir? Darbe değil midir, bu bir darbeci icraat değil midir? Halkımızın belediyelerini kayyımlarla gasp etmek halkın iradesine darbe değil midir? İstanbul Sözleşmesi'ni tek taraflı bir tasarrufla feshetmek, kadın kazanımlarına yönelik bir darbe değil midir?’’ dedi.
Babacan: ‘‘İktidar partisinin ilk yıllarında, generallere mektup yazıp ‘İktidarı uyarın’ diyen Bahçeli’ydi’’
Bildiriye tepki gösteren muhalefet partilerinden biri olan DEVA Partisi’nin genel başkanı Ali Babacan ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 2004 yılında Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve generallere ‘‘tarihi görev çağrısı’’ başlığıyla ‘‘siyasi görev çağrısı’’ mektubu göndermiş olduğunu hatırlattı.
Şırnak İl Kongresi’nde konuşan Babacan, “Ne yapıyor büyüklü küçüklü ortaklar? Hemen acı darbe hafızamızı suistimal etmeye, ülkemizi kutuplaştırmaya çalışıyorlar. Şu andaki iktidar partisinin ilk yıllarında, generallere mektup yazıp ‘İktidarı uyarın’ diyen krizlerin ortağı Bahçeli’ydi. Vesayet odaklarından besleniyor. Tabii o günlerde 2002 krizinden sonra baraj altı kalmış Meclis’e bile girememiş, generallere mektup yazıyor… Hepsi kayıtlarda. Zaten kendisinin en tutarlı olduğu konu tutarsızlık. Bir de krizlerin ortağı olması. Bu iki konuda çok tutarlı” ifadelerini kullandı.
