Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması amacıyla hazırladığı iddianameyi iade etti. Karar oybirliğiyle alındı. HDP’nin kapatılması için açılan davanın ilk incelemesini yapan AYM Genel Kurulu, iddianamede usul eksiklikleri tespit etti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, eksiklikleri giderip dosyayı tekrar göndermesi halinde, yeniden toplanacak AYM Genel Kurulu, davanın açılıp açılmamasına karar verecek.
Anayasa Mahkemesi’nin kapatma davası ile görevlendirdiği raportör de dün hazırladığı raporunda çok sayıda usul eksikliği olduğunu belirterek iddianamenin iade edilmesi yönünde görüş bildirmişti.
Oluç: ‘‘Siyasi saiklerle hazırlanmış içi boş iddianame sadece usulden iade edilmemeli, esastan da reddedilmeli’’
Hazırlanan iddianamenin usulden iade edilmesini değil esastan reddedilmesini talep eden Halkların Demokratik Partisi, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını olumlu karşılıyor.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan HDP Meclis Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç, ‘‘Hakikaten çok büyük usulsüzlükler var iddianamede. Bizce tümden reddedilmeli ama usul olarak iade edilmiş olması da önemli. Bu iddianamede ölmüş olanlar dahil sayılmış. Hakkımda 11 fezleke var. Ancak yalnız benim değil avukatlarımın da bilmediği 11 soruşturma bu iddianameye konmuş. İçeriğini hiç bilmediğimiz soruşturmalar. Takipsizlikle sonuçlanmış soruşturmalar, hatta beraat ile bitmiş davalar bu iddianameye konmuş. Açık söylemek gerekirse bu tamamen siyasi saiklerle hazırlanmış içi bomboş ve tam anlamıyla hukuksuz bir iddianame. Bu nedenle esastan da reddedilmeli’’ dedi.
‘‘İddianamede ‘İmralı Tutanakları’ konuyorsa bu iddianamenin esas niyeti iktidarı yargılamak’’
İlk duruşması 26 Nisan’da görülecek 8-8 Ekim Kobani eylemlerini konu eden davanın iddianamesinin de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede yer aldığının altını çizen HDP Meclis Grup Başkan Vekili, iddianamenin Çözüm Süreci’nde PKK lideri Abdullah Öcalan’la yapılan görüşme notlarının yer aldığı İmralı Tutanakları adlı kitabı da içermesine dikkat çekiyor.
Oluç, ‘‘Bakın İmralı adasına giden HDP’liler tek başlarına gitmediler. O heyetleri o adaya Abdullah Öcalan’la görüşmeye iktidar gönderdi. İktidar ve devlet bu görüşmelerden haberdardı. O fotolar iktidardan habersiz çekilmedi, o görüşmeler devlet yetkililerinden habersiz yapılmadı, sonradan ‘İmralı Tutanakları’ adlı kitaba konu olacak tutanaklar iktidarın bilgisi dışında tutulmadı. Eğer siz ‘İmralı Tutanakları’nı o iddianameye koyuyorsanız siz o dönemi, çözüm sürecini yargılıyorsunuz demektir. O zaman bu süreçte HDP tek değil, iktidar partisi de işin içinde. Hatta o dönemki devlet yetkilileri de. O halde bu iddianamenin esas niyeti iktidarı yargılamak’’ dedi.
Bahçeli: ‘‘Anayasa Mahkemesi hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır?’’
HDP’nin kapatılmasını en çok dile getiren parti Cumhur İttifakı’nın en küçük ortağı Milliyetçi Hareket Partisi.
MHP lideri Devlet Bahçeli, karar sonrası yaptığı yazılı açıklamada Anayasa Mahkemesi’ni ‘‘Türkiye’nin terör ve bölücülükle mücadelesine duyarsız, ilgisiz ve açık ara mesafeli’’ olmakla suçladı.
Bahçeli, ‘‘Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline gelen, Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’nın ilgili maddeleri uyarınca hakkında temelli kapatılma talebi yapılan HDP, bu aşamada usul eksiklikleri bahanesiyle zaman kazanmıştır. Anayasa Mahkemesi hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır? Dağda elde edilen başarıların TBMM’de kaybına tahammülümüz asla olamayacaktır. HDP’nin kapatılması kadar Anayasa Mahkemesi’nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır. Anayasa Mahkemesi’nin iade kararı milli vicdanda hükümsüzdür, HDP, bir suç örgütü, bir terör maşası, organize bölücülük markasıdır. Beklentimiz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, iddianameyi yeni baştan düzenleyip tekraren HDP’yi kapatma davasını açmasıdır’’ dedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı: ‘‘HDP yöneticilerinin PKK terör örgütü ile birlikte hareket ettikleri anlaşıldı’’
2 Mart tarihinde ‘‘HDP’nin terör odağı olduğu’’ iddiasıyla inceleme başlatan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Kobani iddianamesi ve HDP’li milletvekillerine ilişkin fezleke örneklerini talep eden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, iki hafta sonra hazırladığı iddianameyi Anayasa Mahkemesi’ne sundu.
Kapatma davasının açılması için hazırladığı iddianameyi Anayasa Mahkemesi’ne gönderdikten sonra yazılı bir açıklama yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, ‘‘Halkların Demokratik Partisi yönetici ve üyelerinin beyan ve eylemleriyle demokratik ve evrensel hukuk kurallarının kabul etmeyeceği şekilde davrandıkları, PKK terör örgütü ve bağlı örgütlerle birlikte hareket ettikleri, örgütün uzantısı olarak faaliyetlerde bulunarak devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları anlaşıldığından adı geçen siyasi partinin kapatılması Anayasa Mahkemesi’nden talep edilmiştir’’ dedi.
Bahçeli, ‘‘HDP herhangi bir isimle açılmamak üzere kapatılmalı’’ demişti
İlk kez 11 Aralık 2020’de HDP’nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır” diyen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianameyi AYM’ye sunduğu günden bir gün sonra 13. Olağan MHP Kurultayı’nda yaptığı konuşmada "HDP, siyasi kisveye bürünmüş suç örgütüdür, herhangi bir isimle açılmamak üzere kapatılması tarihe, millete, adalete ve gelecek nesillere namus görevidir’’ ifadelerini kullanmıştı.
Bahçeli’nin HDP’nin kapatılması yönündeki talebine en büyük destek Doğu Perinçek’in liderliğindeki Vatan Partisi’nden gelirken Cumhur İttifakı’nın büyük ortağı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konuda net bir tutum almış değil.
