Erişilebilirlik

Aşı Karşıtları Dünya Sağlık Örgütü’nü Protesto Etti


Aşı Karşıtları Dünya Sağlık Örgütü’nü Protesto Etti
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:25 0:00

Toplam COVİD-19 vakasında dünya yedincisi olan Türkiye, yeni vakalarda da haftanın son gününde 27 bin 351 vaka ile dünyada altıncı sırada.

1 Eylül’den beri yeni vaka sayısı 20 binin altına hiç düşmeyen Türkiye’de aynı dönemde 194’ü Pazar günü olmak olmak üzere 7 bin 661 yurttaş hayatını kaybetti.

Koca, ‘‘Aşı konusunda daha hızlı hareket etmeliyiz’’

Bununla beraber başta Sağlık Bakanlığı ve bakanlığın mesafeli davrandığı Türk Tabipleri Birliği olmak üzere kurumların aşıyı teşvik eden eylem ve söylemleri sonucu 18 yaş üstü nüfusun yüzde 72,64’i iki doz aşısını tamamladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da Twitter’dan yaptığı açıklamada yine topluma aşı olmaları yönünde çağrıda bulundu.

Koca, ‘‘Aşı konusunda daha hızlı hareket etmeliyiz. Toplum bağışıklığı sağlanana kadar tedbirlere daha büyük bir ciddiyetle uymalıyız. İçinde bulunduğumuz dönemde hastalığın yayılması kolaylaştı. İyi haberler çift doz aşı oranının artmasına, maske ve mesafe kuralına uyulmasına bağlı’’ dedi.

Aşı karşıtlarından Mecidiyeköy’de eylem

Bu gelişmelere rağmen Türkiye’deki aşı karşıtlarının de eylemleri devam ediyor. 11 Eylül’de İstanbul Maltepe’de ‘‘Büyük Uyanış’ adıyla açık hava mitingi yapan COVİD 19 aşısı karşıtları haftanın son gününde Mecidiyeköy’deki Dünya Sağlık Örgütü Acil Durum Ofisi’nin önünde protesto gösterisi düzenledi.

Çoğu maskesiz 100 kişi Dünya Sağlık Örgütü’nün COVİD 19 salgınında izlediği politikaya karşı çıktı.

‘‘Dünya Sağlık Örgütü denen kafirin Türkiye’mizden defolup gitmesini istiyoruz’’

Eylemde aşı karşıtı bir konuşma yapan Üzeyfe Okur, toplumu uyandırmaya çalıştıklarını iddia etti.

Okur, ‘‘İnsanların uyanması için narkozu yemiş uykuda olan insanların uyanması için biz mücadele veriyoruz. Ölümden korkmayanlar burada. Yöneticiler bizlerin sağlığı ile oynuyor, insanların özgürlüğüyle oynuyor. Öğretmen arkadaşlarımız var, yaşam hakları kısıtlanıyor. Polis ya da komiser arkadaşlarım var, yaşam hakları kısıtlanıyor, baskı yapılıyor. Bunlardan dolayı biz buradayız, yaşam haklarımız her alanda kısıtlanıyor. Otobüse biniyorsun halk arasında kin ve nefret var. Metrobüse biniyorsun topluma gidiyorsun bunlar kin nefret. Bu sistem bir büyük çete organizasyonu. Bunların başı da Dünya Sağlık Örgütü denen kafir, bunun acil Türkiye’mizden defolup gitmesini istiyoruz’’ dedi.

‘‘Dünya çapında yeni bir sisteme yol açıldı, bu sistemin demokrasi içerdiğine inanmıyoruz’’

Eyleme katılan küçük grubun içinde yer alanlardan Nefise Seda Yanık, kendisinin hiçbir COVİD 19 aşını yaptırmadığını, salgın boyunca maske takmadığını belirtti.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Yanık, ‘‘Başından beri anlatmak istediğimiz tek bir şey var, büyük bir yalan içerisindeyiz. Ve bu yalanın içerisinde olmaktan dolayı da çok rahatsızız. İnsanlarımızın kandırıldığını ve manipüle edildiğini düşünüyoruz. Demokrasinin, tıbbın, hukukun ayaklar altına alındığı bir dönemdeyiz. Ben iki senedir herkesin maske taktığı dönemde bile hiç maske takmadım. Söylendiği kadar büyük bir salgın olsaydı ölmüş olanlardan biri olmam gerekiyordu çünkü her türlü ortama giriyorum. Tatil, spor salonu her yere çıkıyorum giriyorum. İlk defa hayatımda yolda bana nefretle bakan insanlar oluyor. Yurt içinde çok fazla susturulmuş isim var, yurtdışındaki gerçek bilim adamlarından bahsediyorum. Satın alınmamış bilim adamlarından bahsediyorum. Onların verilerini takip ediyoruz. Dünya çapında yeni bir sisteme doğru yol açıldı düşünüyoruz. Bu sistemin de demokrasiye içerdiğini inanmıyoruz o yüzden karşıyız’’ diye konuştu.

‘‘Dünya Sağlık Örgütü aşılarına karşıyım’’

Ablasının emekli olduğunu belirten Nurcihan Kavas ise aşı dahil hiçbir kimyasalı bünyesine sokmadığını söylerken ilk aşılarını olan kayınvalidesi ve kayınpederine gelen aşı ekibini ikinci aşılar için eve sokmadığını anlattı.

Kavas, ‘‘Genel olarak aşılara karşıyım. Dünya Sağlık Örgütü’nün aşılarına özellikle karşıyım. Ben yıllardır kendimi bitkisel tedavi ediyorum. Bitkisel tedavilerle sağlığına kavuşan biri olarak ben zaten ilaçları karşıyım bütün ilaçların yan etkisi çok fazla. İçinde eskisi gibi bitkisel olmak için kimyasallar karıştığı için kimyasal olduğu için sentetik olduğu için ilaçlar ben zaten normalde karşıyım. Kayınpederim ve kayınvalidem bizi dinlemediler, o kadar uyarımıza rağmen birinci doz aşıdan oldular ama ikinci aşılarını olmadılar Sağlıkçıları kapıdan kovdum. Benim ablam emekli hemşire. Hıfzısıhha aşılarına güveniyordum. Dünya Sağlık Örgütü’ne devredildikten sonra bu aşı çalışmaları asla güvenilir değil’’ diye konuştu.

‘‘Dünya büyük bir laboratuvara çevrildi, MRNA aşılarında denek olmak istemiyoruz’’

Yeni doğan çocuğunun tüm aşılarını yaptırdığını söyleyen Burcu Uzunoğlu’nun hedefinde ise MRNA aşıları vardı.

Uzunoğlu, ‘‘Geleceğim için buradayım, bebeğim için daha doğrusu çocuklarımızın geleceği için daha çok buradayız. Ben çocuğumun tüm aşılarını yaptırdım ama şu an olunan MRNA aşıları 100, 200, 300 yıl sonra verimli sonuçlar verebilir fakat an itibariyle bu aşıların testleri bitmiş değil. Bütün dünyanın denek olarak kullanılması istemiyoruz. Çünkü özellikle şimdi çocuklara da geliyor konu. Çocuklar üstünde denenmesini istemiyoruz çünkü dünya büyük bir laboratuvara çevrildi. İşin gerçeği aşı karıştı değiliz; sadece küresel güçlerin, para güçlerinin yaptıklarını fark ettim. Aşı karşıtı olsam çocuğuma aşı yaptırmazdım. Bu bizim MRNA teknolojisine karşı duruşumuz’’ diye konuştu.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG