Erişilebilirlik

“Aşı İmkanı Olan Bu Fırsatı Kaçırmamalı”


“Aşı İmkanı Olan Bu Fırsatı Kaçırmamalı”
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:11:14 0:00

Corona virüsü salgınında sağlık sektöründe canları pahasına ön saflarda görev yapan sağlık çalışanları, ‘kahraman’ olarak tanımlanıyor. İşte o kahramanlardan biri de Batı Virginia Üniversitesi’nden Profesör Doktor Alper Toker.

Corona virüsüyle enfekte olan hastalar farklı seviyelerde bu virüse tepki verse de birçok hasta yoğun bakım ünitelerinde tedavi görmek zorunda kalıyor. O noktada devreye Profesör Toker ve meslektaşları giriyor.

Profesör Toker, “Bu hastalar çok ağırlaştıkları zaman, bu hastaların kan dolaşımını dışarı alıp oksijenlendirmek ve havayolu basınçlarını rahatlatmak için boyundan delikler açmak ve beslenmeyi sağlamak için mideye tüp yerleştirme gibi işlemlerle biz bu hastalarla karşı karşıya geliyoruz. Bir de bu hastaların tabii ki yüksek basınçta akciğerlerinde ciddi hasarlar olduğu için akciğerle ilgili ortaya çıkan problemler, akciğerin çökmesi, delikler açılması, kanaması gibi durumlarda müdahale eden doktorlar biziz’’ diyor.

Toker’in görev yaptığı bölge, Batı Virginia eyaletinin kuzeyinde bir üniversite şehri olan Morgantown. Yaklaşık 70 bin civarında bir nüfusa sahip olan kentte özellikle Noel döneminde hasta yoğunluğu yaşandığını söyleyen Toker, 25 Aralık ve sonrasında yatak kapasitesinin dolu olması nedeniyle hasta kabul edemediklerini ve beklemek zorunda kaldıklarını söylüyor. Hastalarda bazı komplikasyonlar geliştiğini belirten Profesör Toker, bugünkü durumla ilgiliyse şu bilgiyi veriyor: “Bugün itibariyle yoğun bakım yataklarının yüzde 80’i, servis yataklarımızın yüzde 60’ı dolu. Dolayısıyla acil, sorunlu hastaları alabiliyoruz. Yaklaşık 1 ay öncesine göre de durumun en azından hastane sistemin işlemesi anlamında daha rahat olduğunu söyleyebilirim.’’

Profesör Toker, hasta yakınlarına da, “Boyundan delik açtırırken, midesine tüp takılması istenirken hiç tereddüt etmeden buna lütfen onay verin. Biran önce bunların yapılmasını sağlayın. Bunlar hastayı ayaklandırmada en önemli ara müdahalelerden sayılabilir’’ çağrısında bulunuyor.

Profesör Toker, müdahale yöntemlerinden birinin de ECMO tedavisi olduğunu söylüyor ve “ ‘ECMO’ dediğimiz; hastanın kanını dışarıya alıp oksijenlendirip, geri verme yöntemlerinde, bunlar geçici süreyle uygulanan yöntemler, çok başarılıyız. Burada özel bir ECMO takımımız var ve o takım çok başarılı. Amerika'nın en başarılı yeri şu anda bu konuda. Hastalarımızın çoğu vücut kitle endeksi çok yüksek hastalar. Endeski yaklaşık 45 ila 55 hatta 60'a çıkan hastalar ve bu hasta grubunda sadece 70 hasta da bir hasta kaybettik. Ama tabii ki burada şunu da göz önüne almak lazım; hasta seçim kriterlerini de oluşturmak lazım bu konuda’’ diyor.

“Bilimin desteklediği her şeyi desteklemek zorundayız”

Corona virüsü aşısının ilk dozunu 22 Aralık’ta, ikinci dozunu 7 Ocak’ta olan Toker, aşı tartışmalarına şu sözlerle nokta koyuyor:

“Şimdi dünya öyle bir dönemden geçiyor ki bu çok çok karanlık ve bu dönemde en tehlikeli şey spekülasyon yapmak ve özellikle bizim bile bilgimizin sınırlı olduğu konularda herkesin yorum yapması. Dolayısıyla benim söyleyeceğim şeyler çok sınırlı aşı ile ilgili. Aşıların yani bilimin desteklediği her şeyi desteklemek zorundayız ve spekülasyonlardan mümkün olduğunca uzak durmalıyız. Dünyada aşıya ulaşamayacak milyonlarca insan var. Fakir ülkelerde yaşayan milyonlarca insan var. Aşı imkanı olan her insanın bence bu fırsatı kaçırmaması gerekir. Aşının ‘o iyi, bu kötü, bunun sonuçları iyi, bunun üçüncü bölümü yayınlandı, onun ikinci çalışması yapılmadı’ gibi spekülasyonları da aşarak bence ülkelerin sağlık yönetimlerine güvenmesi ve o sağlık yönetimlerinin bulduğu, getirdiği aşıyla, hangi aşı olursa olsun, bir an önce aşılanmasının en doğru seçenek olduğunu düşünüyorum ve bu konuda hiçbir spekülasyona girmek istemiyorum. Bazı aşıların evet ulaştırılması zor, iki kere gerekiyor, yan etkileri var. Evet ben yaşadım yan etkisini. İlk gece çok ateşim oldu hatta çevremde herkes, bütün doktor arkadaşlarım bütün meslektaşlarım COVID olmuştu, bizim hemşirelerimiz, bizim yardımcı hekimlerimiz, tam bana da gelmişti sıra diye düşünüyorum ki aynı gün aşı oldum ve o gece çok ciddi ateşim oldu. Kas ağrılarım oldu. ‘Eyvah, hem aşı oldum hem de hastalığa yakalandım’ dedim. Çünkü aşı olduktan sonra ilk 15- 20 günde hastalığa yakalanan arkadaşlarımız oldu ve bunlar hastalığı bayağı da kötü geçirdiler. Bu bulgular sadece 6- 8 saat. Ertesi gün tamamen normale dönmüştüm. İkinci aşılamada halbuki daha fazla yan etki olduğu söyleniyor. Bu durum benim daha az yaşadığım bir şeydi. Daha az yan etki gördüm ikinci aşılamada ama meslektaşlarım arasında bu aşıyı olanlarda ikincisinde biraz daha sık yan etki olduğunu duydum.’’

ABD’nin aşı takviminin gerisinde kalmasını, Türkiye’yle bir kıyaslama yaparak anlatan Toker, “Türkiye'de çok hızlı hareket kabiliyeti yüksek, uyum çok yüksek. Doktor- hasta ilişkileri çok daha hızlı. Burada bu işler biraz daha yavaş ilerliyor. İnternete giriyorsunuz, internetten birtakım onayları alıyorsunuz. Sonra tekrar bir şey oluşturuyorsunuz ve aşılanma günü bile çok hızlı olmuyor, biz de daha hızlı olur bu işler Türkiye'de, bu gibi şeyleri, problemleri çözerlerse ama bu genel olarak Amerikalı olmaktan kaynaklanan bir durum dolayısıyla kolay çözülebileceğini düşünmüyorum. Ben 100 günde 150 milyonu çok realistik bulmuyorum içinde bulunduğumuz şartlara göre” diyor.

“Maskeye uzun süre ihtiyacımız olacak”

Genel olarak virüsün mutasyona uğradıkça zayıflaması gerektiğini söyleyen Profesör Toker, yeni virüsün bulaşıcılığı yüksek olmasına rağmen öldürücülüğü konusunda kesin bir veri olmadığını dile getiriyor. “Önümüzdeki yıllarda uçak yolculuklarında veya bir konserde maskesiz böyle bir ortama katabileceğimizi düşünmüyorum. Çok uzun süre ihtiyacımız olacak maskelere, maskelerin cebimizde dolaşacağını düşünüyorum, bence bundan sonra artık önümüzdeki yıllarda maske cebimize taşıyacağımız bir alet olacak’’ diye de ekliyor.

Profesör Doktor Alper Toker, salgın döneminde diğer hastalıkların tedavisinde sorunlar yaşadıklarını belirterek, bu süreçte aslında tedavi edilebilir hastalıkların tedavi edilemediğini ya da bu hastaların tedavisi geciktiği için kaybedildiğini dile getiriyor.

Toker’e göre, Corona sadece yatak doldurmakla kalmıyor, servis yapan doktorların, hemşirelerin sayısını azaltıyor, günlük ameliyat kapasitelerini düşürüyor ve birçok tedavinin de aksamasına neden oluyor.

STÜDYO VOA

ABD’de düşmeyen enflasyon FED’e faiz indirtmedi – 1 Mayıs
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:30:56 0:00
XS
SM
MD
LG