Bu günlerde Almanya’nın hemen her kentinde sokakta, çarşıda, okul önlerinde kurulan standlarda Kuran-ı Kerim dağıtılıyor. Ülkede radikal İslamcı gruplar arasında ön sıralarda yer alan Selefilerin başlattığı kampanyanın amacı, 25 milyon Kuran’ın Almanca konuşulan ülkeler olan Almanya, Avusturya ve İsviçre’de ücretsiz bir şekilde dağıtılması ve Kuran bulunmayan hanenin kalmaması. Selefilerin kampanyanın ilk günlerinde yaklaşık 300 bin Kuran dağıttığı tahmin ediliyor, Kuran-ı Kerim’lerin bir bölümünün hapishanelerde dağıtıldığı belirtiliyor.
Filistin kökenli milyoner işadamı İbrahim Ebu Naci ve Protestanlıktan çıkarak Müslüman olan ve radikal İslamcı propaganda çalışmalarında öne çıkan Pierre Vogel adlı Selefinin öncülüğünde yürütülen Almanca Kuran kampanyası tepkilere neden oluyor. Federal Parlamento’daki partilerin temsilcileri, Kuran dağıtımının yasaklanmasını talep ederken, bazı İslamcı kuruluşların temsilcileri de kampanyanın durdurulması yönünde çağrı yaptı.
Başbakan Merkel’in Hıristiyan Birlik Partisi Meclis Grup Başkanı Günter Krings, Kuran-ı Kerim'e karşı olmadıklarını ancak Selefilerin kampanyasının din özgürlüğüne ve toplumsal barışa zarar verdiğini öne sürdü. Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir’de ‘Sorun Kuran-ı Kerim’in dağıtılması değil, kutsal kitabı dağıtanlar, yani Selefiler’ şeklinde görüş belirtti. Özdemir, insan haklarını ve Anayasa’yı hiçe sayan bir grubun Kuran-ı Kerim'i dağıtmasının önyargıların artmasına neden olacağını, Almanya’daki Müslümanların büyük çoğunluğunun radikal İslamcıları red ettiğini bildirdi. Berlin Türk Toplumu sözcüsü Çiçek Bacık’da Kuran-ı Kerim kampanyasının uyum açısından yanlış olduğunu söylüyor.
Almanya’da dini örgütlerin propaganda çalışmaları, Anayasa’ya ters düşmedikçe, serbest bir şekilde yapılabiliyor. Son olarak 2007 yılında Scientology adlı radikal Hıristiyan tarikatının, Anayasa’nın temel ilkelerine aykırı hareket ettiği öne sürülmiş, ancak yasaklanması için başlatılan süreç başarısızlıkla sona ermişti. Radikal İslami örgütlerin çalışmalarını takip eden uzmanlar, Selefilerin birçok örgüte kıyasla agresif bir kamuoyu çalışması yapmaktan kaçınmadıklarını, internet üzerinden ve gençlere yönelik stratejilerinin başarılı olduğunu, nitekim kendilerine bağlı cami ve cemaat merkezlerine ilginin artığını aktarıyor.
Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Heinz Fromm ise Almanya’daki Selefilerin hepsinin radikal olarak tanımlanamayacağını, ancak geçmişte terör olaylarına karışan radikal İslamcıların çoğunun Selefi olması nedeniyle Kuran dağıtımını yakından takip ettiklerini söyledi. Selefi akımı üyeleri iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından yıllardır izleniyor. Selefiler bundan kısa bir süre önce İçişleri Bakanları Konferansı’nda, terörle mücadele gündeminin de konularından birini oluşturdu. Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich Selefilere karşı daha sert bir tutum sergilenmesi gerektiğini savunmuştu.
