Erişilebilirlik

Avrupa Parlamentosu Seçimlerine Düşük Katılım


Avrupa Parlamentosu üyelerini belirlemek için yapılan dört günlük seçimlerden muhafazakarların zaferle çıkması bekleniyor.

Seçim sonrası yapılan anketlere göre merkez sağ blok 736 sandalyeli parlamentonun 271’ini elde etme şansına sahip. Sosyalistlerinse 161 sandalye kazanacağı tahmin ediliyor. Diğer sandalyelerse Liberaller, Yeşiller ve aşırı sol partilerle bağımsızlar arasında paylaştırılacak.

Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde seçmenin çoğunluğu, Avrupa Parlamentosu için muhafazakar partileri tercih etti.

Bununla birlikte seçimin yapıldığı 19 ülkede katılım oranı yüzde 43 olarak ölçüldü. Düşük katılımın, aşırı sağcı ve Birlik karşıtı partilerin durumunu kuvvetlendirdiği sanılıyor. Son olarak Hollandalı aşırı sağcı Özgürlük Partisi’nin yaptığı çıkış Avrupa Birliği liderleri arasında kaygı yarattı. Partinin lideri Geert Wilders, İslam ve özellikle de Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği karşıtı tavrıyla tanınıyor.

İngiltere’den iki üyeyle göçmen karşıtı İngiliz Ulusal Partisi, ilk kez Avrupa Parlamentosu’nda temsil hakkını elde edecek. Son dönemde İngiltere’de skandallarla boğuşan iktidardaki İşçi Partisi’nin Avrupa Parlamentosu seçimlerinden dördüncü çıkması bekleniyor.

Avrupalı seçmenin en büyük kaygısıysa, ekonomi ve artan işsizlik.

Avrupa Parlamentosu, Birlik yasalarıyla bütçesini düzenliyor.

Almanya'da Düşük Katılım Şaşkınlık Yarattı

Almanya'da dünkü Avrupa Parlamentosu seçimlerinde 2 milyon 100 bini diğer AB ülke vatandaşları olmak üzere toplam 64,3 milyon kayıtlı seçmen bulunuyordu. Ancak seçmenlerin ilgisizliği ülke kamuoyunda büyük şaşkınlık yarattı.

İçinde bulunduğumuz 2009 yılı Almanya için Başbakan Angela Merkel'in ifadesiyle sadece mali krizden dolayı zor geçmeyecek, ülke daha Ocak ayında başlayan ve doruk noktası 27 Eylül'deki genel seçimler olan çok sayıda seçimle siyasi açıdan da zorlu bir sınav verecek. Bu değerlendirmeden yola çıkıldığında, Avrupa Parlamentosu ve 8 eyaletteki belediye seçimlerine katılımda rekor seviyede yaşanan düşüş çok düşündürücü olarak niteleniyor. 2004'deki seçimlerde yüzde 44 olarak belirlenen ve o zaman içinde eksi rekor anlamına gelen rakamın bu kez yüzde 42 olarak bunun da altına inmesi Berlin'deki siyasi çevrelerde tam anlamıyla şaşkınlık yarattı. Eylül'deki genel seçimlerin provası olarak tanımlanan dünkü seçim sonuçlarına göre, Türkiye'nin AB üyeliği konusunu seçim malzemesi olarak kullanan Birlik Partileri 2004 seçimlerine göre yüzde 8 oranında daha az oyla toplam yüzde 39 oy kazanabildi. Sosyal demokrat SPD, Almanya çapında şimdiye kadar aldığı en az oy oranı ile sadece yüzde 21 alırken, seçimde oy oranını en çok arttıran parti yüzde 11,5'la liberal FDP oldu. Eşbaşkanlığını Cem Özdemir'in yaptığı Yeşiller yüzde 12 oy alarak üçüncü büyük parti olurken, Sol Parti ise yüzde 7 oranında oy kazanarak, yüzde 5'lik barajı aşan diğer partiler oldu. Aşırı sağcı partiler ise toplam yüzde 2'lik oy oranı ile diğer bazı AB ülkelerindeki başarıdan çok uzak kaldılar. Ancak siyasi çevreler seçim sonuçlarından daha çok, seçmenin ilgisizliğinin nedenlerini sorguluyorlar. AP eski milletvekili Ozan Ceyhun'da toplumda AP'nin imajının çok olumsuz olduğunu belirtiyor.

1999 – 2004 döneminde SPD temsilcisi olarak AP'de milletvekilliği yapan Ceyhun, Almanya ve diğer bazı ülkelerde seçim propagandalarında Türkiye karşıtlığı yapılması sonucu 600 bine yakın Türk kökenli Alman seçmenin de AP ve AB gibi kurumlardan soğudunu öne sürüyor.

Ozan Ceyhun, Türkiye'nin AB üyeliğine büyük destek veren SPD'nin başarısız sonucu sonrasında AP'deki diğer sosyal demokrat ve sosyalist partilerin Türkiye'ye kısmen karşı olan tavırlarının değiştirmenin daha da zorlaşacağını savunuyor.

Bu arada Almanya'da çeşitli siyasi partilerden 8 Türk asıllı aday dünkü seçimlere katıldı. Bunlardan sadece SPD'li İsmail Ertuğ seçimleri kazanabildi. AP'de geçen dönem görev yapan SPD'li Vural Öger ile Yeşiller'in eş başkanı Cem Özdemir bu kez seçimlere katılmamışlardı.
XS
SM
MD
LG