Erişilebilirlik

22 Temmuz 2005: Londra'ya Terör Saldırıları Yeniden Manşette


Londra’da iki hafta arayla patlayan bombalar, Amerikan basınında da geniş yankı buluyor. Washington Post saldırılar arasındaki benzerliğe dikkat çekiyor ve İngilizler’in ilk saldırıyı soğukkanlılıkla atlatmasına rağmen ikinci saldırının Londralılar üzerinde daha etkili olduğunu belirtiyor. İngiliz hükümetinin terörle mücadele amacıyla yeni düzenlemelere gitmeye hazırlandığını hatırlatan gazete, bu konuda çok dikkatli davranılması gerektiğini vurguluyor:

"Hükümetin radikal İslamcıları önlemeye çalışması anlaşılabilir bir şey ve güvenliğin biraz daha artırılması doğru olacaktır. Ama daha kapsamlı yasaklar konması, taşıma araçlarına saldırıları önleyemeden İngiltere’nin özgürlük atmosferini ortadan kaldırma riskini de içinde barındırıyor. Başarıya ulaşmak muhtemelen uzun bir zaman alacak ve başarıya ulaşmak için polisin çalışmalarının yanı sıra Ortadoğu ve Avrupa’daki Müslüman toplumlarda reforma gidilmesi ve Afganistan’la Irak’ta düşmanın yenilmesi de gerekecek."

Boston Globe da İngiltere başbakanı Tony Blair’in terörün amacını doğru kavradığını ve saldırılar karşısında doğru bir liderlik yaptığını yazıyor. Gazete, Blair’in bir yandan terörle mücadelede yeni önlemler alırken bir yandan da halkı normal yaşantısını sürdürmeye çağıran konuşmasını, terör saldırıları karşısında alınacak doğru bir tavır olarak yorumluyor:

"Terörün amacını doğru anlayan Blair gibi liderler, korkuyu daha da artırarak teröristlerin amaçlarına hizmet etmek gibi bir tuzağa düşmez. Bir terör saldırısıyla karşılaştığında gerçek bir liderin ilk görevi, halkının korkuya kapılmasını önlemektir. Ama bu, içi boş güvenceler vermek veya hükümet bürokrasisinde yeni düzenlemelere gitmekle sağlanamaz. Blair, halkın korkusunu körükleyen politikacılar arasında yer almaktan kaçınarak doğru bir iş yaptı."

Çin’in para birimi Yuan’ın değerini yükseltmesini değerlendiren New York Times Amerikan Kongresini de korumacı politikaları terk etmeye çağırıyor. Gazete, Kongreye bütçe açıkları konusunda da harekete geçme çağrısında bulunuyor ve bütçe açıklarının daha önemli bir sorun olduğunu savunuyor:

"Çin, para biriminin değerini sabit tutarken, büyük ölçüde Amerikan hazine bonosu alıyordu. Ancak yeni esnek kur sistemiyle, Çin’in artık bu kadar çok Amerikan hazine bonosu almaya ihtiyacı kalmayabilir. Washington yönetimi bütçe açığı sorununu çözmediği sürece, Amerika’daki faiz oranları daha da artacaktır. Çin’in kendi ekonomisinin iyiliği için esnek bir kur sistemine ihtiyacı var. Ama Amerika bu fırsatı iyi değerlendirirse, Çin’in bu politika değişikliği uluslararası ticari ilişkilere de olumlu yansıyacaktır."

Bush yönetiminin Hindistan’ı bir nükleer güç olarak tanıma kararını değerlendiren Christian Science Monitor, Amerika’nın bu adımla nükleer silahlanma konusunda stratejik bir değişikliğe gittiğini yazıyor. Bush yönetiminin kendine yakın bulduğu ülkelerin nükleer silahlanmasını kabul etmeye başladığını belirten gazete, bu politika değişikliğinin, nükleer silahlanma yarışına yol açabileceği uyarısında bulunuyor:

"Kendi içinde barışçı bir sistem kuran Avrupa’nın aksine, Asya ülkelerinin silahlanma, özellikle de nükleer silahlanma yarışına girmesini önlemek için bir anlaşma imzalamaları gerekiyor. Bu ülkeler, kendi içlerindeki tarihi sorunlar nedeniyle böyle bir anlaşmayı kendi başlarına hazırlayabilecek bir durumda değil. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması giderek güç kaybederken, Pakistan’dan Kuzey Kore’ye kadar yeni bir silahsızlanma projesinin oluşturulması görevi büyük ölçüde Amerika’ya düşüyor. Umarız Amerika böyle bir işe girişir ve umarız bunu doğru bir biçimde yapar."
XS
SM
MD
LG