Amerikan Alman Marshall Fonu uzmanlarından Ian
Lesser Türkiye’nin Rusya’ya karşı politika belirlemekte tercih yapmak zorunda
kalması halinde Avrupa’dan yana tavır alacağını söyledi. Lesser uzun vadede
Türkiye’nin stratejik çıkarının NATO bünyesinde kalmasında yattığını belirtti. Lesser Amerika'nın Sesi'nin sorularını yanıtladı:
Türkiye’nin Gürcistan-Rusya savaşındaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye, Gürcistan-Rusya krizinde çok zor durumda kaldı çünkü Türkiye’yle Rusya arasındaki ilişkiler oldukça yakın. Rusya Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı. Moskova’yla siyasi ilişkiler de günden güne artıyor. Türkiye’de bir kesim Rusya’yla stratejik ortaklık kurulması gerektiğini bile savunuyor. Dolayısıyla Türkiye-Rusya ilişkileri hem ticari, hem siyasi, hem de güvenlik alanında sanıldığından çok daha iyi düzeyde.
Öte yandan Türkiye NATO üyesi ve hem Amerika hem de
Avrupa’yla ilişkileri iyi. Bu
yüzden Türkiye bence Batının Rusya’ya
karşı takınacağı tavrı çok dikkatli izlemeli. Bence gelişmeler Türkiye’yi çok
sıkıntılı bir durumda bıraktı ve Türkiye bazı önemli kararlar vermek zorunda
kaldı. Örneğin boğazlardan Amerikan yardım gemilerinin geçirilmesi konusunda
Türkiye Montrö anlaşması çerçevesinde bir karar verdi. Bana kalırsa Türkiye bu
konuda hukuk kuralları çerçevesinde tavır takınacak ancak önümüzdeki günler
Türkiye’nin önüne daha zor durumlar çıkarabilir. Örneğin Batı, Gürcistan’a
güvenlik takviyesi yapmak isterse ya da NATO Karadeniz’de daha büyük bir
donanma varlığı bulunmasında ısrar ederse Türkiye’nin zor kararlar vermesi
gerekecek.
Sizce bu durumda Türkiye Batı’dan mı yoksa Rusya’dan yana
mı tavır takınır?
Bence Türkiye Batı’yla ve Rusya’yla ilişkileri arasında
denge kurmak isteyecektir. Tabii Batı Rusya’ya karşı daha çekişmeli ya da
yüzleşmeci bir tavır içine girerse bu Türkiye açısından sorun çıkarabilir. Bir
yandan Rusya’yla iyi ilişkileri korumak diğer yandan NATO ittifakı içindeki
yerini korumak kolay bir iş değil. Özellikle de NATO Rusya’ya karşı ikinci bir
soğuk savaş tavrı içine girerse.
Ancak Türkiye’nin uzun vadede çıkarı NATO’yla mevcut ilişkileri korumakta yatıyor. Bence Türkiye bir seçim yapmak zorunda kalırsa Rusya’ya karşı daha genel bir tutum sergileyen Avrupa’dan yana tavır alacak.
Sizce AKP hükümeti Türkiye’nin dış politika geleneğini
değiştirdi mi?
Evet bence değiştirdi ancak bu değişiklikler devrim niteliğinde değişiklikler değil. AKP
hükümeti Suriye, körfez ülkeleri, müslüman dünyasına karşı daha önceki
hükümetlerden daha rahat bir tavır sergiliyor. Türkiye’nin NATO ve Avrupa
Birliği dışındaki dış politikası son yıllarda çok güçlü şekilde gelişti. AKP’li
yetkililer bu işi dengeli bir tavır içinde yaptıklarını savunuyor. Bence bu bir
bakıma doğru ancak Rusya’yla Batı, ya da İran’la Batı arasında ilişkiler
sertleşirse Türkiye için dengeyi sağlamak da güçleşir.O zaman da Türkiye bir
seçim yapmak zorunda kalır.
Türkiye’yle İran arasındaki ilişkilerin gelişmesine Amerika nasıl bakıyor?
Tabii ki Amerika’nın görmek istediği bir gelişme değil bu ama Türkiye’nin İran’a karşı tavrı Avrupa’nın İran politikasından çok da farklı değil. Amerika’da seçimlerden sonra işbaşına gelecek olan hükümetin İran’a karşı tavrı, Türkiye’nin İran politikasına alınacak tavır açısından da belirleyici olacak.
Son olarak Kıbrıs görüşmeleri yeniden başladı, sizce umut
var mı?
Bu
çok önemli bir olumlu adım. Yakın
zamanda bir anlaşma beklemiyorum ama potansiyel var. Kıbrıs artık bir güvenlik
meselesi değil. Bölge için çözülmesi gereken siyasi bir mesele. 10 yıl önce
Kıbrıs konusunda belirleyici olan Ankara ve Atina arasındaki ilişkilerdi. Ancak
şimdi durum tamamen adada olanlara ve Avrupa Birliği’nin tavrına bağlı. Amerika
da bunun farkında ve bu kez resmi görüşmelere mesafeli durmayı tercih ediyor.