Erişilebilirlik

'Türkiye Yalnız Hareket Etmeli'


Washington'daki Amerikan Alman Marshall Fonu adlı düşünce kuruluşu tarafından yayınlanan Transatlantik Eğilimler raporu Türk halkının büyük çoğunluğunun Türkiye'nin dış politika konularında kendi başına hareket etmesini istediğini ortaya koyuyor. Raporu hazırlayan Amerikan Alman Marshall Fonu Dış İlişkiler Direktörü John Glenn Amerika'nın Sesi'ne konuştu.

Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ediyoruz. Bu yılki rapor geçen senekine göre Türkiye'nin daha olumlu bir tablosunu çiziyor. Dikkat çeken nokta Türk halkının hala içe dönük bir tavır sergilemesi ve yabancı ülkelere güvensizliğinin devam etmesi. Bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?

Biz Türkiye'nin transatlantik eğilimlerin anlaşılmasında önemli bir rol oynadığını düşünüyoruz. Bütün ülkeler doğal olarak en çok kendilerini beğenirler ama bir yandan da kendilerine yakın gördükleri ülkelere benzer derecede yakınlık duyarlar. Türkiye'deyse böyle bir durum sözkonusu değil. Türkiye'nin kendine verdiği notla en çok sempati duyduğu Filistin'e verdiği not arasında bile büyük fark var. Ama bu Türkiye'nin geçen yıl yaşadığı siyasi dalgalanmadan sonra anlaşılır bir durum.

Ankete katılanlar, Türkiye'nin dış politika konularında kiminle birlikte hareket etmesini istediklerini sorduğunuzda nasıl bir yanıt verdiler?

Türk halkının yüzde 48'i Türkiye'nin dış politika konusunda tek başına hareket etmesini istiyor. Ardından Avrupa Birliği ve Ortadoğu ülkeleriyle birlikte hareket edilmesini isteyenler geliyor. Türkiye'nin Amerika'yla ortak hareket etmesini isteyenlerin oranı çok az, yaklaşık yüzde 14 civarında. Sonuncu sırada Rusya yer alıyor. Türkiye'deki bu yalnız başına hareket etme vizyonu, Türkiye'nin içe dönüklüğü Türkiye'de neler olup bittiğini anlamak açısından çok ilginç. Türkiye'nin yalnız hareket etmesini isteyen bu yüzde 48'lik kesim kimlerden oluşuyor? Bu kesimin küçük bir bölümünün muhafazakar milliyetçi ve Avrupa Birliği üyeliği karşıtı olduğunu görüyorsunuz. Ama geri kalan büyük çoğunluk AB üyeliğinin yararlı olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla bu sonuç da bana göre Türkiye'nin yüzünü doğuya ya da batıya çevirmemiş olduğunu kanıtlıyor.

Geçen yıla kıyasla Türkler'in Amerika'ya bakışı nasıl? Rapora göre 3 puanlık olumlu bir gelişme var ancak hata payı hesaba katıldığında bu fazla hatırı sayılır bir gelişme değil.

Evet bu doğru. Türkler hala Amerika'yı en çok eleştirenlerin başında geliyor.

Özellikle PKK'yla mücadelede yapılan işbirliği, istihbarat paylaşımı ve Başbakan Erdoğan'ın Amerika ziyareti göz önüne alındığında ben bu sayının geçen yıl içinde artacağını düşünmüştüm. Resmi düzeyde ilişkiler çok daha iyi ama aynı gelişimi halk düzeyinde göremiyoruz. Ama bu sadece Türkiye için geçerli değil başka ülkelerde de aynı eğilimi görüyoruz. Örneğin Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy Amerika yanlısı bir lider ama Fransız halkının Amerika'ya bakış açısının değiştiğini göstermiyor. Fransızlar hala Amerika'yı en çok eleştirenler arasında yer alıyor.

Ankette Türk halkının dindarlık düzeyinin ölçüldüğü bir soru da var. Araştırmanızda Türkiye'de dinin dış dünyaya bakışta etkisine rastladınız mı?

Dışardan baktığınızda Türkiye'de devam eden bir AKP tartışması ya da başörtüsü tartışması olduğunu görüyorsunuz. Biz de bu tartışmanın halk düzeyine ne kadar indiğine baktık. Çok basit bir ölçümle halka düzenli olarak beş vakit namaz kılıp kılmadıklarını sorduk. Aldığımız yanıtları aynı kişilerin Amerika ve Avrupa Birliği'yle ilgili görüşleriyle karşılaştırdık ve arada hiç de büyük bir fark olmadığını gözlemledik. Din konusunun Türkiye'de bir iç mesele olduğunu kanıtlaması açısından bu gözlem çok rahatlatıcı. Verilere göre din, halkın dış politika konusundaki görüşleri ya da Türkiye'nin yabancı ülkelere bakışında belirleyici bir rol oynamıyor.

XS
SM
MD
LG