Afrin Operasyonu BM Ateşkesine Rağmen Sürecek mi?

Türkiye, Suriye’de Birleşmiş Milletler (BM) destekli ateşkesin, kuzeyde YPG’ye karşı düzenlediği operasyonu kapsamadığını savunuyor.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’in BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı Suriye’de 30 günlük ateşkes kararıyla ilgili, “Türkiye bu kararı iyice ve yeniden okumalı” sözlerine tepki gösterdi. Aksoy, Amerikalı sözcünün ifadeleri için, “Her türlü temelden yoksundur ve kararın odak noktasını anlayamadığını ya da bu odağı çarpıtmak istediğini göstermektedir” dedi. Aksoy, “ABD’nin de teröristlere destek veren açıklamalar yapmak yerine rejimin masum sivil insanlara saldırılarını durdurmaya odaklanmasını tavsiye ederiz” diye konuştu.

Türkiye aynı şekilde Fransa’nın benzer bir çağrısını da sert ifadelerle reddetmişti.

‘Ankara yalnız kaldı’

Yorumcu Semih İdiz, sadece Paris ve Washington’un değil. Rusya’nın da (BM ateşkesine uyulması bu konusunda açıklama yaptığını, İran’ın bu açıklamalara dahil olabileceğini söyleyerek, Ankara’nın “yalnız kaldığını ve bunu öngörmediğini” savundu.

Ancak İdiz, Ankara’nın askeri operasyonunu sürdüreceği çünkü ateşkes ilan edemeyecek kadar ileri aşamalara gittiği görüşünü dile getirdi. Ayrıca Ankara’nın, operasyonu 30 günlüğüne durdurması halinde, tekrar başlatmayı diplomatik açıdan zor bulabileceğini belirten İdiz, bu operasyonun Ankara için çok önemli olduğunu ve Türk hükümetinin varoluşsal bir tehditle yüzleştiklerini inandığını kaydetti.

Siyaset bilimci Cengiz Aktar da, Afrin operasyonunu ABD’nin Vietnam savaşına benzetti. Operasyonun gerilimi tırmandırmaya yatkın olduğu görüşünü dile getiren Aktar, Türk hükümetinin Afrin’de kaybetmeyi hiçbir şekilde göze alamayacağını, Afrin’in tam anlamıyla ele geçirilmesi için toptan bir savaş olacağını düşündüğünü söyledi.

Ankara özel harekat timlerinin Afrin’e girdiğini açıklamıştı. Bu adım, Afrin’in kent merkezine operasyonun hazırlıkları olarak değerlendiriliyor.

‘Çok karmaşık bir durum’

Uzmanlar, yüzbinlerce kişinin yaşadığı Afrin’e herhangi bir taarruzun muhtemelen çok farklı bir özellik taşıyacağı konusunda uyarıyor. İdiz, Türk özel güçlerinin deneyim sahibi olduğunu ancak savunma anlamında ciddi hazırlıkların yapılacağını, Türk güçlerinin en az bir ya da belki de iki süper güç tarafından silahlandırılan ve desteklenen, savaş deneyimine sahip savaşçılarla yüzleşeceklerini söyledi.

Türkiye’nin çok karmaşık bir durumla karşılaşacağını öne süren İdiz, bunun bir sokak savaşı olacağı, yüksek sayıda zayiat ve sivil kayıp riskini barındıran çok tehlikeli bir durumun söz konusu olduğu görüşünü ifade etti. İdiz, böyle bir gelişmenin ihtilafı yeni bir düzeye taşıyacağını, uluslararası toplumun da dahil olacağını savundu.

Gözlemciler, Türkiye’nin askeri yığınak yapmasının YPG’yi Afrin’i terk etmeye zorlamak için bir tezgah olabileceğini öne sürüyor. Ancak adını açıklamak istemeyen bir Kürt uzmanı, YPG’lilerin kentin Kürt hareketi açısından taşıdığı sembolik önem nedeniyle muhtemelen sonuna kadar savaşacağı uyarısında bulundu. Uzman, 2. Dünya Savaşı sırasında Rus ve Alman güçleri arasında 1 milyonun üzerinde kişinin öldüğü muharebeye atıfta bulunarak, “Burası onların Stalingradı olacak” ifadesini kullandı.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü Hüseyin Bağcı da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın içeride kendisini daha iyi bir konuma taşımak için askeri operasyonu tırmandıracağını, ancak nihayetinde Türkiye’nin mali, diplomatik ve askeri alanda sıkıntı yaşayabileceğini savundu.