Türkiye’de Pazar günü yapılan yerel seçimlerin sonucu ve bundan sonraki olası gelişmeler Almanya'da da yakından takip ediliyor.
AKP’nin başarısı ve seçimden zaferle çıkması Alman medyasında dünden bu yana bir numaralı konu. Yorumlarda AKP’nin aldığı yüksek oy oranı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kişisel başarısı olarak niteleniyor.
Yerel seçimlerin Ağustos’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi ve gelecek yıl yapılacak genel seçimler öncesi önemli bir test olduğu ifade edilirken, birçok yorumda seçim öncesinde yolsuzluk ve manipülasyon suçlamaları nedeniyle Erdoğan'ın ve AKP'nin ciddi bir oy kaybına uğrayacağından yola çıkıldığı ve şimdiki sonucun beklenmediği vurgulanıyor.
Yorumcular Başbakan Erdoğan’ın seçim sonrası Ankara’da yaptığı balkon konuşmasında yumuşamadan ziyade sertlik yönünde bir politika izleyeceğine dair sinyaller vermesini ‘kaygı uyandırıcı bir gelişme’ olarak niteliyor. Nitekim Stuttgarter Zeitung konuyu, ‘Başbakan Erdoğan’ muhaliflerine hasım gözüyle baktığı sürece Türkiye huzura kavuşmayacaktır.’ şeklinde yorumluyor.
Der Spiegel dergisinin ‘Amansız Zafer’ başlıklı haber yorumunda, ‘Türkiye’nin son seçim sonuçları ile polis devleti olma yönünde hızla ilerlediği’ iddia ediliyor. Yazıda Türkiye’nin AB üyeliği için yürüttüğü müzakerelerin de yeniden tartışmaya açılacağı öne sürülüyor.
Seçimle ilgili yorum yapan Alman siyasetçilerin de seçim sonuçları ile müzakereler arasında bağlantı kurdukları dikkati çekti. Eski Federal İçişleri ve Tarım Bakanı, Birlik Partileri’nin Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Hans-Peter Friedrich, Başbakan Erdoğan’ın balkon konuşmasındaki sözlerini eleştirerek, ‚Söylenenlerin Türkiye’nin demokratik gelişimi için iyi bir gelecek vaat etmediğini‘ belirtti ve Birlik Partileri’nin bu açıklamaları Avrupa’da yer almak isteyen bir ülke için ‘kabul edilemez ve yakışıksız’ olarak değerlendirdiğini ve bundan sonraki gelişmeleri yakından takip edeceğini açıkladı.
Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir, Başbakan Erdoğan’ın seçim zaferi sonrasında muhalefete ve eleştirisel görüşlülere karşı ‘cadı avı’ başlatmasından kaygılandığını ifade ederken, son haftalarda yaşanan gelişmelerin Türkiye’yi Avrupa’dan uzaklaştırdığını ve AB’ye üyelik sürecinin de zorlaştığını söyledi.
Alman-Türk Parlamenterler Dostluk Grubu Başkanı Johannes Kahrs ise ‘Türkiye’deki olumsuz gelişmelere etkili olabilmek, bizim için yanlış olanları ifade edebilmek için üyelik müzakerelerini sürdürmeye alternatif yok.’ şeklinde görüş belirtti.
Kahrs kendi partisi Sosyal Demokrat SPD içinde de Türkiye’nin AB ile olan müzakerelerinin dondurulmasını isteyenlerin bulunduğunu söyledi, ancak bunun sadece Türkiye’de ülkenin batılı değerlere kavuşmasını arzulayanlara zarar vereceğini savundu.
AKP’nin başarısı ve seçimden zaferle çıkması Alman medyasında dünden bu yana bir numaralı konu. Yorumlarda AKP’nin aldığı yüksek oy oranı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kişisel başarısı olarak niteleniyor.
Yerel seçimlerin Ağustos’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi ve gelecek yıl yapılacak genel seçimler öncesi önemli bir test olduğu ifade edilirken, birçok yorumda seçim öncesinde yolsuzluk ve manipülasyon suçlamaları nedeniyle Erdoğan'ın ve AKP'nin ciddi bir oy kaybına uğrayacağından yola çıkıldığı ve şimdiki sonucun beklenmediği vurgulanıyor.
Yorumcular Başbakan Erdoğan’ın seçim sonrası Ankara’da yaptığı balkon konuşmasında yumuşamadan ziyade sertlik yönünde bir politika izleyeceğine dair sinyaller vermesini ‘kaygı uyandırıcı bir gelişme’ olarak niteliyor. Nitekim Stuttgarter Zeitung konuyu, ‘Başbakan Erdoğan’ muhaliflerine hasım gözüyle baktığı sürece Türkiye huzura kavuşmayacaktır.’ şeklinde yorumluyor.
Der Spiegel dergisinin ‘Amansız Zafer’ başlıklı haber yorumunda, ‘Türkiye’nin son seçim sonuçları ile polis devleti olma yönünde hızla ilerlediği’ iddia ediliyor. Yazıda Türkiye’nin AB üyeliği için yürüttüğü müzakerelerin de yeniden tartışmaya açılacağı öne sürülüyor.
Seçimle ilgili yorum yapan Alman siyasetçilerin de seçim sonuçları ile müzakereler arasında bağlantı kurdukları dikkati çekti. Eski Federal İçişleri ve Tarım Bakanı, Birlik Partileri’nin Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Hans-Peter Friedrich, Başbakan Erdoğan’ın balkon konuşmasındaki sözlerini eleştirerek, ‚Söylenenlerin Türkiye’nin demokratik gelişimi için iyi bir gelecek vaat etmediğini‘ belirtti ve Birlik Partileri’nin bu açıklamaları Avrupa’da yer almak isteyen bir ülke için ‘kabul edilemez ve yakışıksız’ olarak değerlendirdiğini ve bundan sonraki gelişmeleri yakından takip edeceğini açıkladı.
Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir, Başbakan Erdoğan’ın seçim zaferi sonrasında muhalefete ve eleştirisel görüşlülere karşı ‘cadı avı’ başlatmasından kaygılandığını ifade ederken, son haftalarda yaşanan gelişmelerin Türkiye’yi Avrupa’dan uzaklaştırdığını ve AB’ye üyelik sürecinin de zorlaştığını söyledi.
Alman-Türk Parlamenterler Dostluk Grubu Başkanı Johannes Kahrs ise ‘Türkiye’deki olumsuz gelişmelere etkili olabilmek, bizim için yanlış olanları ifade edebilmek için üyelik müzakerelerini sürdürmeye alternatif yok.’ şeklinde görüş belirtti.
Kahrs kendi partisi Sosyal Demokrat SPD içinde de Türkiye’nin AB ile olan müzakerelerinin dondurulmasını isteyenlerin bulunduğunu söyledi, ancak bunun sadece Türkiye’de ülkenin batılı değerlere kavuşmasını arzulayanlara zarar vereceğini savundu.
