Erişilebilirlik

‘Yerel Seçimler Genel Seçimlere Dönüştü'


Tayfun Selen
Tayfun Selen

ABD’nin New Jersey eyaletindeki Chatham kentinin Türk Belediye Başkanı Tayfun Selen, 31 Mart yerel seçim sonuçlarını değerlendirdi. Selen, Türkiye’de yerel seçimlerin genel seçimlere dönüştüğünü kaydetti. Selen, Türkiye’de parti liderlerinin tavır ve söylemlerinin yerel yönetimler üzerinde yüzde yüz bir etkisi olduğunu, Amerika’da ise siyasi liderlerin yerel yönetimler üzerinde Türkiye’deki gibi bir etkisi olmadığını belirtti.

ABD’de görev yapan tek Türk belediye başkanı Selen, VOA Türkçe’ ye hem Türkiye’deki yerel seçimleri hem de kendi başarı hikayesini anlattı.

“Türkiye’de yerel seçimler genel seçimlere dönüşüyor”

Türkiye ile Amerika’daki yerel seçimlerin farklı anlayışlarla yapıldığını kaydeden Selen, “Yerel seçimler Amerika’da daha yerel olarak kalıyor. Türkiye’de ise yerel seçimler genelleştiriliyor. Buradaki yerel seçimlerde aday olan bir kişi seviliyorsa, geçmişinde aday olduğu kentte bir hizmeti geçmişse seçiliyor. İster Cumhuriyetçi, ister Demokrat olsun fark etmiyor. Bir belediye başkanı seçildikten sonra parti gözetmeksizin seçilen meclis üyeleriyle kentlerine daha iyi hizmet için bir yol bulup uzlaşarak uyum içerisinde çalışabiliyor. Ben kendi belediye meclisimde Cumhuriyetçi ağırlık olmasına rağmen Demokrat meclis üyesiyle de birlikte çalışıp kentimize fayda sağlamak için orta bir yol buluyoruz. Demokratlarla da çok iyi anlaşıyorum” dedi.

“Türkiye’de siyasi liderlerin yerel yönetimler üzerinde yüzde yüz etkisi var”

Türkiye’de yerel seçimlerde siyasi parti liderlerinin yerel yönetimler üzerinde çok büyük etkisi olduğunu kaydeden Selen, “Burada federal düzeydeki siyasi söylemler ve görüşler yerel düzeyde bizleri etkilemiyor. Başkan Trump öyle demiş, Hillary şöyle demiş bizi hiç ilgilendirmiyor. Liderlerin savundukları görüşler bizim yerel yönetimlerimizi etkilemiyor. Türkiye’de ise buradaki durumun tam tersi yaşanıyor. Cumhurbaşkanı veya diğer parti liderlerinin söylemleri yerel yönetimleri yüzde yüz etkiliyor. Burada ise liderlerin söylemleri ve düşüncelerinin yerel yönetimlerdeki etkisi oldukça düşük bir oranda kalıyor. Yüksek seviyedeki siyasetçilerin söylemleri yerel yönetimleri etkilememeli. Bu iki ülke arasında yapılan yerel seçimler arasındaki en büyük fark. Türkiye’deki yerel seçimlerde İstanbul’da henüz resmi olarak sonuçları açıklanmadı çekişmeli sonuçlar var. Ankara’da Mansur Yavaş kazandı. Ben buradaki siyasi tecrübeme göre konuşacak olursam adayın çok önemi var tabi. Yerel seçim sonuçlarının yüzde ellisi seçilen adayın profili oluşturuyor. Yüzde ellisini de diğer faktörler oluşturuyor. Yerel seçim sonuçlarının Türkiye için hayırlı olmasını diliyorum. İstanbul için, Ankara için hayırlı olsun. Ülkemiz için biz en iyisini isteriz.”

ABD’deki siyasi başarısının öyküsü

Selen, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden mezun olduktan sonra 1996 yılında ABD’ye yerleşmiş. 2008 yılında Amerikan vatandaşı olduktan sonra yaşadığı bölgedeki belediyenin imar komisyonuna atanmış.

Selen, o tarihten itibaren ABD’deki siyasi sisteminin nasıl çalıştığını öğrenmeye başlamış. 2013 yılında New Jersey eyalet milletvekilliği adaylığı için Cumhuriyetçi Parti içerisinde seçim yarışlarına girmiş. Ancak adaylık yarışını başka bir Cumhuriyetçiye karşı kaybetmiş. Siyasette pes etmeyen Selen, 2015 yılında yeniden Cumhuriyetçiler arasında adaylık yarışına girmiş ve kazanmış. Cumhuriyetçilerin eyalet milletvekili adaylarından biri olan Selen, 45 bin kişinin oy kullandığı bölgede yarıştığı Demokrat aday karşısında yaklaşık 3500 oy farkıyla seçimleri kaybetmiş. 2015 yılında girdiği bu seçim Selen’in bölgede tanınıp popüler bir hale gelmesini sağlamış.

“Yenilgilere rağmen pes etmedim”

Chatham Belediye Başkanı Selen,”Seçim yenilgilerine rağmen küsüp bırakmadım. Partinin düzenlediği bütün etkinliklere katıldım. 2013 adaylık yarışında kaybettiğim kişilerin kampanyalarında onların en büyük yardımcısı oldum. Küseceğime tam tersini yaptım. 2017 yılında belediye meclisine girdim. Belediye meclisine girdikten bir sene sonra da belediye başkanlığına seçildim. 2008 yılından beri edindiğim siyasi tecrübeyle artık New Jersey eyaletinin usta politikacılarıyla aynı masada oturuyorum. Siyasette gelecek için planlarım var” dedi.

Selen, belediye başkanlığını yaptığı kentin az olan nüfusuna rağmen oldukça etkili olduğunu belirterek, “Chatham 11 bin nüfuslu bir kent. Eyalet içinde çok tanınan bir yer. En iyi okul sistemlerinin olduğu bir yer. Suç oranın çok düşük olduğu bir yer. Eyalette gelir düzeyinin en yüksek olduğu bir yer. Kentin gelir seviyesi ortalaması Amerika’daki ortalamanın tam iki buçuk katı. Chatham’ın yıllık bütçesi 62 milyon civarında. Küçük de olsa eyalette oldukça etkili bir kent. Eyalette Cumhuriyetçilerin karar mekanizmasında oluşturan ve bu kararlarda önemli etkisi olan bir kaç kentten biri” dedi.

“Vatandaşa kapım hep açık, isteyen istediği zaman bana ulaşıyor”

ABD’de edindiği siyasi tecrübeleri de VOA Türkçe’ye aktaran Selen, “Bu ülkede siyasette öğrendiğim en önemli şey seçmenle bire bir kontak. Bende bunu yapıyorum, seçmenlerimle bire bir kontaktayım. İlk katıldığım seçimlerde yedi bin, ikinci katıldığım seçimlerde ise yaklaşık on iki bin kapı çaldım. Gerçekleri, sorunları direk seçmenlerle bire bir temasa geçerek, konuşarak öğrendim. Sorunları bu yolla tespit ettim. Kent sakinleri bana e mail yazıp bazı sorunlarını dile getiriyorlar. Bazıları cevap vereceğimi bile düşünmüyor. Ben hem cevap veriyorum hem de evine giderek kapısını çalıyorum. Sürpriz bir şekilde çıkıp konuşuyorum. Yolunda çok çukurlar olmuş gidip beraber o çukurlara bakıyoruz. Tabi böyle bir şey olunca insanların çok da hoşuna gidiyor. Belediye’deki kapım hep açık. İsteyen girebiliyor. Kapımı bile çalmadan girebiliyor. Cep telefonum kartımın üzerinde vatandaş istediği zaman beni arayabiliyor” dedi.

“Kentin ilk polis şefi de bir Türk olan Rüstem bey”

Selen, Chatham kentinde ilk kez bir göçmenin belediye başkanlığına seçildiğini belirterek, “Kentin ilk seçilen göçmen başkanı oldum. Türk kökenli olarak böylesine önemli bir kente belediye başkanı olarak seçilmemin oldukça pozitif bir etkisi oldu. Benim bölgemdeki insanlar daha toleranslı. Göçmen birinin kendi kentlerinde seçilmesini çok rahat bir şekilde kabullendiler. Ancak tarihe baktığınız zaman ne tesadüftür ki bu kentin ilk emniyet müdürü de bir Türk. Kentte 1941 yılında kurulan emniyetin müdürlüğüne Rüstem Bey getirilmiş. Rüstem bey 1937 yılında polis olmuş. 1941 yılında getirildiği emniyet müdürlüğü görevini 1961 yılına kadar sürdürmüş. O dönemde bildiği üç dille Amerika’nın gözde polis şeflerinden biriymiş. Henüz belediye başkanı seçilmeden bu kentte yaşayan üç Türk aile tanıyordum. Belediye başkanı seçildikten sonra bölgede yaşayan diğer Türklerle de tanıştım. Çok cici insanlar çıktı ortaya. Yaklaşık 15 Türk aile bu bölgede yaşıyor. Türk nüfus çok az olsa da var” dedi.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG