Erişilebilirlik

Yerel Basında Yargı Reformu Endişesi


“Sadece elektronik ortamda satış yapılması ve gazete ilanının kaldırılması suretiyle takip masrafları azaltılacaktır.” 30 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yer alan bu tek cümle, Türkiye’deki yerel basın için alarm zillerinin çalmasına neden oldu. Çünkü bu cümle, resmi ilan statüsünde bulunan icra ilanlarının yaygın ve yerel gazetelerde yayınlanması zorunluluğunu ortadan kaldırmayı öngörüyor. Bu da özellikle yerel basın için ilan gelirlerinin yarısının azalması anlamına geliyor.

“Yerel basının şahdamarı kesilir”

VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, “İcra ve iflas davaları yerel basının toplam geliri içinde yüzde 40 ila 60 oranında bir paya sahip. Eğer bu düzenleme öngörüldüğü şekilde geçerse toplam ilan gelirleri yarı yarıya azalacak. Bu da yerel basının neredeyse ölüm fermanı olur. Bu maddenin böyle geçmemesi için herkes elinden geleni yapmak zorunda” diye konuştu.

Dikmen, “Resmi ilanları olmayan bir yerel basın zaten yoktur. Ekonomik olarak zaten darboğazda olan, gazetelerin birbiri ardına kapandığı bir dönemde böyle bir düzenleme sektördeki işsizliği de artıracaktır. Eğer icra ve iflas davalarını resmi ilan olarak yayınlanma zorunluluğundan çıkarırsanız yerel basının şah damarını kesmiş olursunuz” dedi.

“İcra ilanları şeffaflığı sağlıyor”

Resmi ilanlar 1961 yılında kurulan Basın İlan Kurumu üzerinden gazetelere dağıtılıyor. Gazetelerin yayın politikalarındaki farkı gözetmeksizin dağıtılan bu ilanların 2018 yılındaki tutarı 493 milyon lirayı buldu. Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcisi sıfatıyla Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu üyesi olan Mustafa Arslan da yerel basının halkın haber alma özgürlüğü açısından taşıdığı öneme dikkat çekti. Aynı zamanda Konya Yenigün gazetesinin de sahibi olan Arslan kamu ilanlarında ihalelerin payının azalmaya başlamasıyla birlikte icra ilanlarının daha da önem kazandığına dikkat çekti. VOA Türkçe’ye konuşan Arslan “Yerel basın olarak milli eğitim, milli savunma, ulaştırma gibi temel bir kamu görevini yerine getiriyoruz. Bu görevi yerine getirirken yerel ve genel yönetimlerden, sermaye gruplarının baskılarından bağımsız olmamız çok önemli. Kamu ilanları da bir yandan şeffaflığı ve kamu denetimini sağarken bir yandan da ilanlardan alınan ücretler yoluyla gazetelere yaşamaları için kaynak aktarımını sağlıyor. 2014’te de benzer bir düzenleme gündeme gelmişti. Ancak bizim mücadelemiz sonunda ilanların gazetelerde yayınlanmasına devam edilmişti. Bürokratlar tek taraflı bakarak bunu bir kaynak israfı olarak değerlendiriyorlar. Oysa biz bunu, bir kamu görevinin yerine gelmesi ve tıpkı ihalelerde olduğu gibi icralarda da gri alanların ortadan kalkıp, şeffaflaşmayı sağlaması olarak değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Basın örgütleri girişimlerini sürdürüyor

Arslan, bu düzenlemenin öngörüldüğü haliyle yasalaşması durumunda sadece yerel basının değil, yaygın basının da büyük bir darbe alacağını belirterek “Böyle bir durumda Avrupa Birliği’nin, Amerika’nın ya da başka ülkelerin yereldeki ya da yaygındaki gazetelerimizi tek tek desteklemesi suretiyle, onları kendi ideolojileri ve amaçları doğrultusunda yönlendirmesine alan açılır. Böylece Türkiye’nin milli menfaatleri açısından da olumsuz bir kapı aralanmış olur diye korkuyoruz” dedi.

Özellikle yerel basın için büyük önem taşıyan bu düzenlemenin Yargı Reformu Strateji Belgesi’nden çıkartılması için gazetecilik örgütleri de girişimlere başladı. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, “Tüm kurumlar olarak farklı kollardan derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Bizim de daha çok mecliste ve milletvekillerimizle görüşmelerimiz oldu. Çünkü bu reform yasasına el kaldıracak olanlar onlar. Özellikle gazeteci kökenli milletvekilleri bunun çok farkında. Çok sıklıkla dile getiriyorlar. Yargıda reforma evet ama içinde farklı sonuçlar doğurabilecek düzenlemeler mutlaka revize edilmeli” dedi. Belgenin açıklanmasından sonra İzmir’de yayın yapan yedi yerel gazetenin tamamı bir araya gelerek “Yerel basına ses ver” etiketiyle (hashtag) bir kampanya başlattı.

Mustafa Arslan da Ankara’da çeşitli siyasi partiler, Adalet Komisyonu ve Cumhurbaşkanlığı nezdinde temaslarda bulunduklarını belirterek, “Yaptığımız görüşmelerden edindiğimiz izlenim, aklıselimin galip geleceği ve bürokratlar tarafından hazırlanan bu düzenlemenin açıklandığı şekliyle değil, olması gereken şekliyle geçeceği yönünde” diye konuştu.

İzmir’de belediyeden yerel basına destek

Tartışmalar sürerken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yerel basına destek amacıyla Belediye Meclisi kararlarının İzmir’deki yerel gazetelerde yayınlanması için İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’ne bir önerge sundu. “İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin almış olduğu kararların özetlerinin İzmir’de yayın yapan ve başkanlık makamı oluru ile uygun görülen yerel gazetelerde yayınlanması” için hazırlanan önerge oybirliğiyle Plan, Bütçe ve hukuk komisyonlarına gönderildi.

Misket Dikmen, İzmir’de çıkan yedi gazetenin çok daha önce hazırladığı ortak raporda bu yönde bir önerinin yer aldığını belirtti. Dikmen, “Bu öneriyi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e iletmiştik. Böyle bir uygulama şeffaflık, demokrasi ve sosyal belediyecilik anlayışıyla da uyum içinde olacaktır. Bu tüm Türkiye’de, yerel gazetelerde, basın örgütlerinde büyük bir heyecan uyandırdı. İzmir’de hayata geçmek üzere olan bu model, daha nitelikli, daha doğru, daha donanımlı gazetecilik yapılmasına olanak sağlayacak” ifadesini kullandı.

Belediyelerin ilanları yerel basını nasıl etkiler?

Dikmen, yerel yönetimlerin yerel basına vereceği ilanlarla yerel gazeteleri denetim altına alıp almayacağı sorusuna ise “Bana göre buna ne yerel yönetimler prim verir ne de gerçek anlamda gazetecilik yapan gazeteler. Bu tamamen ahlak meselesidir. Buna bu yönde bakmak gerekir diye düşünüyorum. Böyle bir şeye ihtimal vermek istemem” cevabını verdi.

Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Arslan ise yerel basının bağımsızlığının korunması gerektiğini vurgulayarak “Sayın belediye başkanının meclis kararlarının yerel gazetelerde yayınlanması konusundaki girişimi yönelik itibariyle bir anlam ifade ediyor, ekonomik büyüklük itibariyle ise çok da yüksek olmayan bir rakam. Yine de bu girişim meslektaşlarımız arasında bir heyecan doğurmuştu. Ancak ‘belediye başkanının uygun göreceği gazeteler’ ifadesi bu heyecanı ve içimizdeki mutluluğu buruk bir hale getiriyor” diye konuştu.

“İzmir’e özgür yerel yönetim-yerel basın iş birliği”

VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise “Yeni Yargı Paketi'nde yer alan icra ve iflas ilanlarının gazetelerde yayımlanma zorunluluğunun kaldırılmasının yerel basın üzerinde yaratacağı tahribatı azaltmak için böyle bir karar aldık. İzmir Gazeteciler Cemiyeti öncülüğünde, Belediye Meclisi'nde alınan kararları her ay İzmir'de yayın yapan ve basılan yedi yerel gazetede ilan olarak yayımlatacağız. Bu sayede yerel basın kuruluşlarının ekonomik anlamda ayakta kalmasına destek olmak ve icraatlarımızın halk tarafından yakından takip edilmesine olanak sağlamak istiyoruz. İlçe belediyelerini de işin içine çekerek İzmir'e özgü bir "yerel yönetim-yerel basın" iş birliği oluşturmayı hedefliyoruz. Bu iş birliği, Türkiye’ye örnek olacak bir modele dönüşebilir. Daha doğrusu bunu yapmak zorundayız. Yoksa yerel medyanın sesinin kısılmasını önleyemeyiz. Bu da en çok demokrasimize zarar verir. Medya, toplumun olduğu kadar bizim de sesimiz, kulağımız. İçinde bulunduğumuz şartlarda yerel medyanın varlığını sürdürmesinin hayati önemde olduğunu düşünüyoruz” dedi.

“Ayrım yapmıyoruz”

İlanların İzmir’de yayın yapan yedi gazetenin tamamına verileceğini vurgulayan Soyer şunları söyledi: “Ayrım yapmıyoruz. Eklenen, çıkan olursa da değerlendireceğiz. Yakın bir zamanda tüm bu gazete sahipleriyle bir araya gelip, beyin fırtınası yapacağız. Söylediğim gibi ilçe belediyelerini de içine alan İzmir'e özgü bir ‘yerel yönetim-yerel basın’ iş birliğini hedefliyoruz. Dolayısıyla buradaki mesele, siyasi görüş ve yayın çizgisine göre bir ayrım yapmak değil. Yerel basını ayakta tutmakla ilgili bir tutumumuz var ve neler yapılması gerektiğiyle ilgili konuşup tartışacağız”.

Soyer, “Bizim isteğimiz, gazeteler yaşasın, gazeteciler işsiz kalmasın. Özgür medyaya özlem duyuyoruz. Medyanın tekelleştirilmeye çalışılmasına karşı insanlar işsiz kalmasın, onuruyla gazetecilik yapsınlar istiyoruz. Biz bu desteği herhangi bir karşılık beklemeksizin İzmir’deki tüm basılı gazeteleri kapsayacak şekilde veriyoruz. Ayrıca sadece medyanın desteklenmesi değil, halkın da meclis kararlarını ulaşması açısından da önemli bir karar aldığımızı düşünüyorum. Bununla beraber basının güçlenmesi ve ayakta kalabilmesi için tüm kurumların katkıları önemli. Bu katkı Basın İlan Kurumu aracılığıyla uzun yıllardır yazılı basına zaten sağlanıyor. Ancak burada asıl amaç; bu desteklerle basının kendi ayaklarının üzerinde kalabilmesini ve güçlenmesini sağlamak olmalı. Biz İzmir’de tam da bunu yapıyoruz” diye konuştu.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG