Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurduğu cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk kabinesinde Milli Savunma Bakanlığı görevine, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın getirilmesi önemli bir yenilikti.
Zira Hulusi Akar, 57 yıl sonra genelkurmay başkanlığı görevine atanan ilk asker oldu. Aslında Türkiye’de çok partili hayata geçildiğinden beri asker kökenli milli savunma bakanı pek tercih edilmiyor.
1946 Seçimleri’nden sonra Recep Peker kabinesinde kısa bir süre bakanlık yapan Cahit Toydemir dışında CHP hükümetleri başkaca bir asker kökenli bir bakan tercih etmedi. Toydemir sonrası sırasıyla sivil kökenli Münir Birsel, Hasan Saka, Hüseyin Çakır’ı bakan olarak tercih eden CHP’den 14 Mayıs 1950 Seçimleri’yle iktidarı devralan Demokrat Parti de sekiz milli savunma bakanıyla çalışmış olsa da Seyfi Kurtbek dışındaki tüm bakanlar askeri okul mezunu değildi.
Son asker kökenli savunma bakan 1961 yılında görevden ayrılan Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Muzaffer Alankuş’tu
27 Mayıs sonrası sırasıyla Cemal Gürsel, Hüseyin Ataman ve Muzaffer Alankuş asker kökenli isimler olarak Milli Savunma Bakanı oldular.
Muzaffer Alankuş, Eski 1. Ordu Komutanı’ydı ve 27 Mayıs Darbesi’nin ardından Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapmıştı.
15 Ekim 1961 Seçimleri’nden sonra göreve gelen sivil kökenli İlhami Sancar’la birlikte bugüne kadar o görevde bulunan hiçbir isimin subay geçmişi yoktu.
12 Eylül Darbesi’nin ardından göreve Milli Güvenlik Konseyi ve yine asker kökenli Başbakan Bülent Ulusu da asker kökenli bir isim yerine Eski Londra Büyükelçisi Haluk Bayülken’i tercih ettiler.
Yeni Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler oldu
Akar’ın göreve getirilmesi askeri bürokraside bir dizi değişikliği de beraberinde getirdi. Değişiklikler, bugün Resmi Gazete’de yer alan “Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi”nin 9. maddesinin ikinci fıkrası gereğince Cumhurbaşkanlığı kararları olarak hayata geçirildi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Milli Savunma Bakanlığı’na getirilmesiyle boşalan Genelkurmay Başkanlığı’na, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler'in atandı.
Güler’in boşalttığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ise Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ümit Dündar getirildi. 15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında Ankara Garnizon Komutanı olan Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Metin Gürak ise Genelkurmay 2. Başkanlığı’na atandı.
Org. Güler de 15 Temmuz Darbesi sırasında Akar gibi rehin alınmıştı
15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında Genelkurmay 2. Başkanı olan Orgeneral Yaşar Güler, o gün öğle saatlerinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la telefonda görüşerek Genelkurmay Başkanı Akar’ın Fidan’ı karargaha davet etmesini sağlayan isimdi.
Akar’ın telefonda o dönem Ankara Garnizon Komutanı olan Metin Gürak’a Zırhlı Birlikler Okulu ile havacılık hareketi olmaması için Kara Havacılık Komutanlığı’na gitmesi talimatı verdiğine şahit olduktan sonra odasına çekilen Orgeneral Güler, 21.30 sularında emir subayı Mehmet Akkurt’un da aralarında bulunduğu darbeci askerler tarafından rehin alındı.
Sonrasında Org. Akar gibi geceyi helikopterle götürüldüğü Akıncı üssünde gözleri ve elleri bağlı geçiren Güler’in elindeki ve gözündeki bağlar ertesi gün 11.15 sularında darbe sonrası tutuklanan YAŞ üyesi Orgeneral Akın Öztürk tarafından ‘Yav Yaşar sen de mi buradaydın, hiç haberim yoktu” dedikten sonra çözüldü.
Ümit Dündar, 15 Temmuz’da rehin alınamayan ve darbeye karşı çıkan komutanlardan biri
Akın Öztürk’ün kendisinin orada olmasından haberdar olmamasının mümkün olmadığını söyleyerek tutuklamasında rol oynayan yeni Genelkurmay Başkanı, 28 Temmuz 2016’da Jandarma Genel Komutanı, 2 Ağustos 2017’de de Kara Kuvvetleri Komutanı olmuştu.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanan Orgeneral Ümit Dündar ise 15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında 1. Ordu Komutanı’ydı. Telefonla NTV yayınına katılarak darbeye ilk karşı üst düzey komutanlardan olan Orgeneral Ümit Dündar, Başbakan Binali Yıldırım tarafından aynı gece Genelkurmay Başkan Vekili olarak atandı.
Darbenin bastırılması için gece İstanbul Valisi Vasip Şahin ve Tümgeneral Yavuz Türkgenci ile koordineli çalışan Dündar, 16 Temmuz sabahı basın toplantısı düzenleyerek “Kısa sürede yapılan değerlendirme sonucu bu hareketliliğin TSK içinde yuvalaşmış olan çeşitli rütbelerden bir grup asker tarafından başlatılan bir darbe girişim olduğu anlaşılmıştır. Ankara ve İstanbul yanında çeşitli şehirlerimizde devleti ele geçirmeye yönelik faaliyetler gözlenmiştir. Darbecilerin medya ile giriştiği algı operasyonunu kısa sürede çökertmiştir. Cumhurbaşkanımız, başbakanımız, bakanlarımız ve TBMM, TSK ile tam bir dayanışma içinde demokrasinin ve hukukun yanında yer alarak bu darbe girişimini önlemiştir” dedi.
Ümit Dündar, darbe girişimi sırasında kamuoyunda yaygın olarak konuşulan Erdoğan’la yaptığı telefon konuşmasında “Beni Devlet Bahçeli’ye sorun” dediği yönündeki iddialar hakkında “O gece Cumhurbaşkanı’yla bir görüşmem olmadı, ‘Beni Bahçeli’ye sorun’ demedim” demişti.
