Türkiye’de ilk ve orta dereceli okulların 31 Ağustos’ta açılması için hazırlıklar sürüyor.
Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’yla iletişim halinde olan Milli Eğitim Bakanlığı’nın önünde dört senaryo bulunuyor. Bu senaryolar, okulların tamamen açık olması, okulların tamamen kapalı olması, okulların belirli günler açık olması, riskli okullarda eğitimin online üzerinden verilmesi diğer illerde tamamen açık olması seçeneklerinden oluşuyor.
Ancak Ağustos ayının ortalarına gelinmesine rağmen hala Corona virüsü nedeniyle günlük ölüm rakamlarının 15’in altına düşmemesi, yoğun bakımdaki Corona hastalarının sayısının 600’ün üzerine çıkması ve yeni hasta sayısının hala 1000’in altına inmemesi velileri endişelendiriyor.
‘‘Çocuklarımı gönderme taraftarı değilim’’
İki çocuğu devlet okulunda okuyan Uğur Sarpoğlu, Corona endişesi giderilmeden okulların açılmasına sıcak bakmayan velilerden.
VOA Türkçe’ye konuşan Sarpoğlu, ‘‘Kesinlikle ben çocuklarımı okula gönderme taraftarı değilim. Benim çocuğum astım hastası zaten ona istinaden de risk grubunda. Devletimiz ne kadar güvence verse de bu bir görünmez savaş gibi. Okula girdikten sonra içeri girdiği zaman ne olacağı belli değil. Ben çocuklarımı ne kadar korursam koruyayım karşı tarafın ne kadar koruyacağını bilemediğim için, görmediğim karşımdaki düşman ne kadar olduğunu bilmediğim için göndermek istemiyorum’’ dedi.
‘‘Okullar açılmazsa çalışan anne-baba ne yapacak?’’
Bu eğitim yılında ikinci sınıfa gidecek ikizleri olan Erdem Varal ise hem okulların açılmasıyla ilgili tereddüt yaşıyor hem de çalışan anne-baba olduklarından okulların açılmaması halinde ne yapacağına dair çözüm arıyor.
Varal, ‘‘Ben de herkes gibi kararsızım. Çok güveniyorum ama Milli Eğitim Bakanı’nın yerinde olmak istemezdim. Gerçekten zor bir karar. Hani açsalar bir türlü, açmasalar bir türlü. Okullar açılırsa ben salgının biraz daha büyüyeceğini düşünüyorum doğrusunu istersen. Okulları açtın çalışan anne-baba için sorun yok ama okulları açmadığında onlar ne yapacaklar? Herkesin elinde anneanne babaanne yok ki. O zaman anne-baba çalışanlar için bir kanun çıkartacaklar. Diyecekler ki bir gün biri işe gidecek bir gün diğeri, başka türlü nasıl çözülecek bu iş’’ dedi.
‘‘Büyükler, sosyal mesafeye uyamıyor, çocuklar nasıl uyacak’’
Varal’ın yedi yaşında olan oğlu Asil da okula gitmenin ciddi riskler içerdiği kanısında:
‘‘Şimdi çocuklar beden eğitimi dersinde top falan oynayacaklar. Böyle koşacaklar. Maskelerini çıkaracaklar, dip dibe gelecekler o da bir sıkıntı yani. Ayrıca bir de derslerde tek kişilik masa diyorlar, sosyal mesafe diyorlar, alışveriş merkezlerinde uyulamıyor şu anda. Büyükler uyamıyor, çocuklar nasıl uyacak?’’
Bu yıl LGS’ye girecek 11. sınıf öğrencileri: ‘‘Korkuyoruz ama okula gitmek de istiyoruz”
Haziran ayında Liselere Giriş Sınavı’na (LGS) giren öğrenciler, Mart ayından bu yana büyük ölçüde uzaktan eğitimle sınava hazırlandıkları için zorlandılar. Bu yıl 11. sınıfa gidecek ve gelecek yaz LGS’ye girecek öğrenciler de pandemi sürecinin devamından endişe duyuyor.
Özel bir okula giden Didem Uras, ‘‘Ben okula gitmek istiyorum lakin okuldaki insanlar hiçbir şey olmamış gibi davrandıkları için, hiçbir sıkıntı yokmuş gibi davranmaya devam ettikleri için korkuyorum. Alışveriş yaparken bile korkar hale geldik. Nasıl önlemler alınacak korkuyorum, ama biraz gitmek de istiyorum aslında’’ derken Irmak Altun ise ‘‘Annem tamamen karşı buna. Hiç gitmemi istemiyor ama eğitimden de geri kalmayı istemiyorum. O yüzden gideceğim. Annem aslında okulların açılmasını da doğru bulmuyor. Olabildiğince veriler düştükten sonra gitmemi doğru buluyor. Ama mecburen gideceğim’’ diyor.
İki öğrenci de geçtiğimiz yıl uzaktan eğitimden yeterince verim alamadıklarının altını çiziyor.
EBA TV’deki ders saatlerinin arttırılması isteniyor
Milli Eğitim Bakanlığı 29 Haziran’da EBA TV’den ‘Yaz Okulu’nu başlattı.
Ancak geçen bahar döneminde çocukları müfredatı EBA TV’den takip eden veliler, ders saatlerinin azlığından şikayetçi.
Erdem Varal, ‘‘Ben saatlerin az olduğunu düşünüyorum. Birinci sınıfa iki ders vermişler. 20 dakika bir ders anlatılıyor, yirmi dakika sonra bir ders daha anlatılıyor. İkinci sınıfa geçiyor. Bence bu çok yeteriz. TRT’nin çok kanalı var, birden fazla kanalı var. Eğer uzaktan eğitim yapılacaksa şayet önümüzdeki dönemde hem ders saati hem de kanal sayısı arttırılmalı’’ derken ikinci sınıfa gidecek çocuğu olan Veli Çil ise, ‘‘EBA yaptı ama çok sağlıklı bulmuyorum, verimli olduğunu düşünmüyorum. Bir okul kadar kesinlikle verimli olamaz’’ görüşünü dile getiriyor.
