Erişilebilirlik

Corona Virüsünde “Laboratuvar Kazası”na Uzmanlar Ne Diyor?


ABD’de Başkan Donald Trump yönetimi yetkilileri, Corona virüsü salgınının Çin’in Wuhan kentindeki laboratuvarda yaşanan bir kaza sonucu başlamış olabileceği ihtimalini araştırdıklarını açıklamıştı. Daha önce virüsün ABD ordusu tarafından üretilmiş olabileceğini iddia eden Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian ise, ABD yönetimini salgınla mücadelede attığı ‘’yanlış adımlar’’dan dikkatleri başka yöne çekmeye çalışmakla suçladı. Başkan Trump, Çin’in Wuhan’daki laboratuvara erişim izni vermesini istiyor.

Virüsün insana ilk nasıl bulaştığına ilişkin bugüne kadar üzerinde en çok durulan teori, yarasadan başka bir hayvana geçen virüsün insana ilk kez Wuhan’daki hayvan pazarında geçtiği yönündeydi. Ancak bazı bilimadamları bu teoriyle ilgili soru işaretleri gündeme getirdi. Bu soru işaretlerinin gündeme getirilmesinde, saygın tıp dergisi Lancet’te yayımlanan bir araştırma etkili oldu. Araştırmaya göre, Çin’de Kasım ayı ortalarında tespit edilen ilk Corona virüsü vakalarında Wuhan’daki hayvan pazarıyla bir bağlantıya rastlanmamıştı.

VOA Türkçe bugüne kadar dile getirilen “hayvan pazarı” teorisi ve Trump yönetiminin “araştırıyoruz” dediği “laboratuvar kazası” ihtimaliyle ilgili uzmanların görüşüne başvurdu. “Virüsün laboratuvar ortamında yapay olarak üretildiği” teorisinin gerçeği yansıtmadığı konusunda büyük ölçüde mutabakata varan bilim dünyası, laboratuvar kazası teorisi konusundaysa bölünmüş durumda.

Corona virüsünün laboratuvar ortamında üretildiği iddiasına ilişkin çok sayıda bilimsel makale yayımlandı. Hepsine göre Covid-19 hastalığına yol açan bu virüs, doğal bir virüstü. Virüsün laboratuvar ortamında üretildiği iddiasını komplo teorisi olarak değerlendiren uzmanlar, bir virüsün doğal olup olmadığının genetik yapısından anlaşılabileceğine, virüs üzerinde yapılabilecek her türlü manipülasyonun genetik yapıda iz bıraktığına dikkat çekti. ABD istihbaratının genel kanısı da, virüsün yapay olarak üretilmiş bir virüs olmadığı ya da biyolojik silah amacıyla kasıtlı olarak dışarı salınmadığı yönündeydi.

Peki virüs bir laboratuvar kazası sonucu insana bulaşmış olabilir miydi? Yani Wuhan’daki laboratuvarda virüs üzerinde çalışan bir kişinin kazara enfekte olmuş olması ve sonrasında virüsü başkalarına bulaştırmış olması olası mı?

Bu ihtimalin gözardı edilmemesi gerektiği görüşünü dile getiren ilk isimlerden biri Rutgers Üniversitesi Kimyasal Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Richard Ebright’tı. Ebright, Washington Post’ta 2 Nisan’da yayımlanan ve deneyimli gazeteci David Ignatius’ın imzasını taşıyan görüş yazısında, bilim dünyasının böyle bir ihtimali gözardı edemeyeceğini anlatıyor, Wuhan’daki laboratuvarda virüsler üzerinde çalışmaların yeterli güvenlik önlemi alınmadan yapıldığını söylüyordu.

"Laboratuvarı ziyaret eden ABD Büyükelçiliği yetkilileri önlemlerin yetersiz olduğunu bildirmişti"

Yaklaşık iki hafta sonra Washington Post, bu kez ABD Dışişleri Bakanlığı’nın diplomatik yazışmalarına dayandırdığı bir haber yayımladı. Buna göre, Çin’deki ABD Büyükelçiliği yetkilileri 2018 yılında yani salgından 2 yıl önce, Wuhan’daki laboratuvarı ziyaret etmiş ve başkent Washington DC’ye laboratuvarda virüsler üzerine riskli araştırmaların yürütüldüğünü ancak gerekli düzeyde güvenlik önlemi alınmadığını rapor etmişti.

Lancet: “Çin’deki ilk vakalarda hayvan pazarı bağlantısına rastlanmadı”

VOA Türkçe, salgınla mücadelede geç önlem alındığı gerekçesiyle Trump yönetimine ilişkin sert eleştirileriyle de bilinen Richard Ebright’a laboratuvar kazası ihtimalinin bilimsel dayanağını sordu. Soruları e-mail üzerinden yazılı olarak cevaplayan Ebright, bu teorinin neden gözardı edilemeyeceğini, Corona virüsüne ilişkin yayımlanan araştırmaların kronolojisine atıfta bulunarak yanıtladı.

Çin’de görülen ilk vakaların Wuhan’daki hayvan pazarıyla bir bağlantısına rastlanmadığına dikkat çeken Ebright, epidemiyolojik verilerin virüsün insana bahsi geçen hayvan pazarı dışında bir yerden bulaştığına işaret ettiğini söyledi.

VOA Türkçe: Virüsün insana ilk olarak Wuhan’daki hayvan pazarında bulaştığı dile getirilmişti. Ancak Lancet dergisinde yayımlanan bir makale buna ilişkin soru işaretlerinin gündeme getirilmesine neden oldu. Makaleye göre, Çin’de bilinen ilk vakanın hayvan pazarıyla doğrudan bir temasına rastlanmamıştı. Bu ne anlama geliyor?

Richard Ebright: Çin’de tespit edildiği belirtilen ilk vaka 17 Kasım tarihli. Bu tarihten sonraki her gün en az bir vaka tespit edildi. Kasım ayındaki vakaların hiçbirinin hayvan pazarıyla bağlantısı yoktu. Yalnızca 10 Aralık’tan itibaren görülen vakalar hayvan pazarıyla bağlantılandırılabiliyordu. Epidemiyolojik veriler virüsün hayvan pazarı dışında başka bir yerden insana bulaştığına, ancak 1-2 hafta sonra görülen vakalarda enfekte olan bir kişinin virüsü hayvan pazarına getirdiğine işaret ediyor.

“İlk enfekte olan hastayı hala bilmiyoruz”

VOA Türkçe: “Sıfır hasta”nın yani ilk enfekte olan kişinin kim olduğunu biliyor muyuz?

Richard Ebright: Hayır bilmiyoruz.

VOA Türkçe: Virüsün laboratuvarda yaşanan bir kaza sonucu ilk bulaşmasının meydana gelmiş olabileceği ihtimalini dile getiren ilk uzmanlardan birisiydiniz. Bunu destekleyebilecek kanıt var mı?

“Laboratuvar kazası ihtimali ancak tesiste yapılacak bir araştırmayla netleşebilir”

Richard Ebright: Wuhan’daki Hastalıkları Kontrol Merkezi ve Viroloji Enstitüsü, yarasalarda bulunan yeni virüslere ilişkin kapsamlı araştırma projeleri yürütüyordu. Son salgına yol açan virüsle yakın şekilde bağlantılı olan bir virüs ellerinde bulunuyordu. RaTG13 yarasa virüsü 2013 yılında izole edilmiş, bu araştırma 23 Ocak 2020’de yayımlanmıştı. Belgelere dayalı kanıtlar, Wuhan CDC’si ve Viroloji Enstitüsü’nün yeni yarasa virüsü projelerinde, salgına yol açan bu virüsün bulaşma özelliklerine sahip olan bir virüsle temas olması halinde laboratuvar personeline bulaşma riskini beraberinde getirecek biyogüvenlik standartlarını kullandığını gösteriyor. Salgına yol açan virüsün insana laboratuvar çalışanının kazara maruz kalarak bulaşıp bulaşmadığı sorusu tarihsel bir olgu meselesidir, bilimsel olgu meselesi değil. Bu soru ancak adli tıp araştırmasıyla cevap bulabilir. Yani tesis, numune, kayıtlar ve personele erişim sağlanarak, tesislerden ortama ait örnekler ve personelden alınacak örnekler alınarak ve tercihen de uluslararası bir katılımla yapılacak bir araştırmayla cevaplanabilir.

VOA Türkçe: Peki salgına laboratuvar çalışanının kazara enfekte olmuş olmasının sebep olduğu varsayılırsa, bu durumda virüs yarasadan insana doğrudan mı geçti? Yoksa hala aracı bir hayvanın var olma ihtimali var mı?

Richard Ebright: Aracı hayvan olma ihtimali hala olur. Wuhan Viroloji Enstitüsü’nde yeni yarasa virüslerine ilişkin yürütülen projenin en önemli unsurlarından biri laboratuvar hayvanlarının yeni virüslerle enfekte olması. Bu nedenle laboratuvar kazası ihtimali ikisini de barındırıyor. 1- Virüsün yarasadan doğrudan laboratuvar çalışanına geçmiş olması senaryosu 2- Virüsün yarasadan dağgelinciği gibi bir laboratuvar hayvanına ve oradan da laboratuvar çalışanına geçmiş olabileceği senaryosu.

VOA Türkçe: Virüsün genetik yapısına bakılarak, doğrudan yarasadan mı yoksa aracı bir hayvandan insana geçip geçmediğinin belirlenmesi mümkün mü?

Richard Ebright: Hayır değil.

“Geçmişte de laboratuvar kazası sebebiyle bulaşma vakaları görülmüştü”

VOA Türkçe: Wuhan’daki gibi bir araştırma laboratuvarına benzer bir tesiste alınan güvenlik önlemlerini bize anlatır mısınız? Laboratuvarda bir kaza yaşanması halinde bilimadamları nasıl bir yol izliyor protokole göre?

Richard Ebright: Laboratuvar kazaları özellikle de laboratuvarda bulaşan enfeksiyonlar yaygın şekilde görülebiliyor. ABD’deki laboratuvarlar her yıl bazı maddelerin (Biyolojik savaş ya da biyolojik terörde kullanılma potansiyeline sahip olan patojen ve toksik maddeler) çalındığı, kaybolduğu ya da bazı maddelerin laboratuvar dışına çıktığı 200’den fazla vaka rapor ediyor. Bu da haftada en az dört virüs ya da patojene tekabül ediyor. Örneğin SARS virüsünün insanlara üçüncü, dördüncü ve beşinci kez insana bulaştığı vakalarda laboratuvar kazaları rol oynamıştı. 2003 yılında Singapur, aynı yıl Taipei’de yaşanan laboratuvar kazası ve 2004 yılında da Çin’in başkenti Pekin’de iki farklı laboratuvar kazaları rol oynamıştı. Covid-19 salgınının Kasım-Aralık aylarında başladığı dönemde, Lanzhou’da yaşanan bir başka laboratuvar kazası yüzünden iki vilayette yüzlerce kişi Brucella bakterisiyle enfekte olmuştu.

“Yarasalarda bulunan virüs 2013 yılında Wuhan laboratuvarında izole edilmişti”

VOA Türkçe: Geçtiğimiz hafta röportaj yaptığım bir uzman bilimadamları riskli patojenlerle araştırma yaptıkça laboratuvar kazası ihtimalinin arttığını söylemiş ancak salgına yol açan bu virüs için böyle bir olasılığın düşük olduğunu savunmuştu. Yeni bir virüs keşfeden bilimdamının ilk yapacağı işin bununla ilgili makale yayımlamak olacağını ancak Çin’den böyle bir yayın gelmediğini söylemişti. Siz bu değerlendirmeye katılır mısınız?

Richard Ebright: Bu doğru bir açıklama değil. Daha önce söylediğim gibi salgına yol açan virüse en yakın olduğu bilinen virüs yani yarasalarda bulunan RaTG13 virüsü, Wuhan’da Viroloji Enstitüsü’nde 2013 yılında izole edilmiş ancak buna ilişkin makale ancak 2020 Ocak ayında yayımlanmıştı.

VOA Türkçe: Geçmişte insana nasıl bulaştığı hala anlaşılamamış başka salgınlar var mı?

Richard Ebright: 1977’deki H1N1 grip salgınının Sovyet Rusya’sı ya da Çin’in kuzeyinde başladığı varsayılıyor. Ancak o dönem laboratuvar alanlarına erişim izni verilmemiş, adli tıp araştırması yapılması engellenmişti.

VOA Türkçe: Bu salgının da kökenini yani başlangıç noktasını hiç öğrenmeme ihtimalimiz var mı? Bu aşı çalışmalarını etkiler mi?

Richard Ebright: Öğrenememe ihtimalimiz var. Ama bu durum virüse karşı aşı çalışmalarını etkilemez.

“Laboratuvar kazası ihtimali bilimsel teamül açısından olası görünmüyor”

Rutgers Üniversitesi Öğretim Üyesi Richard Ebright’ın gözardı edilmemesi gerektiğini söylediği ihtimal konusunda aynı fikirde olmayan uzmanlar da var. Onlardan biri, VOA Türkçe’ye geçtiğimiz hafta röportaj veren ve dünyanın yakın zamanda hayvanlardan insana geçen bir virüsün yol açabileceği bir salgınla karşı karşıya kalabileceği konusunda uyarıda bulunan Global Virome Project adlı girişimin yöneticisi olan pandemi uzmanı Dr. Dennis Carroll.

Son dönemde bir hayli popüler olan Netflix’teki Pandemi belgeselinde de yer alan Dr. Carroll, bilim dünyasında laboratuvarda yaşanan kazalar sonucu tehlikeli madde ya da patojenlerin dışarı yayılması riskinin endişe verici bir ihtimal olduğuna dikkat çekmekle birlikte, son salgın vakasında böyle bir durum yaşanmış olması ihtimaline bilimsel araştırma kültürü teamülü açısından karşı çıkıyor.

VOA Türkçe’nin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Dr. Carroll’ın yazılı olarak kendisine yöneltilen soruya cevabı şu şekilde:

"Tehlikeli bir patojenin laboratuvardan kazara çıkması hepimizin endişelenmesi gereken gerçek bir olgu. Bilim camiasında da bir kaygı. Pekin’deki ABD Büyükelçiliği’nin gündeme getirdiği kaygıları hatırlıyorum. Laboratuvarda biyogüvenlik açısından yeterli önlemlerin alınmaması hafife alınmamalı. Covid-19 hastalığına yol açan virüsün Wuhan’daki laboratuvardan kazara çıktığı konusunda spekülasyonda bulunma konusunda endişelerimin iki temel sebebi var: Birisi bu bana elde herhangi bir delil olmadan Çin’e yönelik siyasi bir saldırıda bulunmak gibi geliyor. İkincisi de şu. Bilim insanları, özellikle de SARS gibi öldürücü bir virüsle genetik olarak yakın ilişkili olan yeni bir virüs keşfettiğinde, ilk yaptıkları şey ellerindeki veriyi yayımlamaktır. Bilim isanları bu açıdan yaptıkları işin doğası gereği bir anlamda dedikoducudur. Bu virüsle ilgili olaraksa Aralık ayından önce hiçbir fısıltı bile yoktu bilim dünyasında. Bu da bana henüz bu virüsün keşfedilmiş olmadığını bu nedenle de laboratuvarda olamayacağını söylüyor. Bununla birlikte, laboratuvarlarda biyogüvenlik meselesi çok önemli. Er ya da geç, tehlikeli bir patojenin kazara yayıldığı bir durumla karşı karşıya kalmamızı bekliyorum. Bu meseleyi gündemimizde tutmalı ve tehlikeli patojenlerle araştırma yapan bütün laboratuvarların en katı bir güvenlik önlemlerine tabii olmasını ve bu protokollere uymasını teşvik etmeliyiz. Çin’deki ABD Büyükelçiliği bu konuda uyarıda bulunmakta haklı. Bu konuya dünya genelinde kaygı yaratan bir konu olarak muamele edilmesi, ABD ve Çin’i dünyayı bu tür tehditlerden korumak adına siyasi amaçlarla bölmek yerine bir araya getirmeli."

  • 16x9 Image

    Begüm Dönmez Ersöz

    Begüm Dönmez Ersöz medyadaki kariyerine 2006’daki İsrail-Lübnan savaşı sırasında CNN Türk’te simultane tercüman ve muhabir olarak başladı. 2014-2018 yılları arasında dış haber müdürü olarak görev yaptığı kanalda dış politika ve uluslararası diplomasiye ilişkin haberler hazırladı, özel röportajlar yaptı. IŞİD’le mücadele operasyonları döneminde çatışma bölgeleri dahil sahadaki ekibi yönlendirdi, ABD’de başkanlık seçimleri gibi özel yayınları yönetti. Merkezi Atlanta’da bulunan CNN’in editoryal, liderlik ve dijital gazetecilik programlarına katıldı. Boğaziçi Üniversitesi’nin gururlu mezunlarından. Begüm Dönmez Ersöz 2018’de göreve başladığı VOA Türkçe’de ABD dış ve iç siyasetinden uluslararası diplomasiye uzanan geniş bir alanda haber, röportaj ve yayın yapıyor. VOA Türkçe’nin Beyaz Saray ve Kongre muhabirliği görevini yürütüyor. Simultane çeviri ve gazetecilik becerilerini aynı potada eritebildiği bir işi olduğu için mutlu.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG