Suriye operasyonu kapsamında Türkiye-ABD ilşkilerini VOA Türkçe'ye Doç.Dr. Burak Küntay değerlendirdi. Kuntay, "ABD gibi bölgeyi de bildiğini düşündüğümüz bir ülke PKK'lıyla ve teröre karışmışla hiçbir şeye karışmamış insanı aynı kefeye koymamalı" dedi
Burak Kuntay, ABD'nin bulunduğu noktanın üzüntü verici olduğunu söyledi. "Amerika'nın bir erki, olduğu gibi doğru olmayan bir noktaya inanmaya başlamışsa bu üzücü" diyen Kuntay, "ABD gibi bölgeyi de bildiğini düşündüğümüz bir ülke PKK'lıyla ve teröre karışmışla hiçbir şeye karışmamış insanı aynı kefeye koymamalı" dedi.
VOA Türkçe Diyarbakır muhabiri Mahmut Bozarslan, Mardin'in Suriye sınırındaki ilçesi Nusaybin'den izlenimlerini aktarıyor.
"Mardin’in Nusaybin İlçesi Türkiye’nin Suriye kuzeyine düzenlediği “Barış Pınarı Harekatı”nın en çok etkilediği yerlerin başında. Zira hemen yanı başında Suriye’nin Kamışlı kasabası var. Hendek ve barikat çatışmalarının travmasını daha tam atlatamayan Nusaybin şimdilerde yeni bir travmayla yüz yüze.
Türkiye’nin aylardır yapacağını açıkladığı Suriye operasyonu dün başladı. Dünyanın sert, iç kamuoyunun cılız tepkisine rağmen yapılan operasyonun merkezi Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesi olsa da, etkisi tüm sınır hattında hissediliyor. Özellikle de birbirine çok yakın kasabalarda. Bunlardan biri de Mardin’in Nusaybin İlçesi. Sınırın karşı tarafında bulunan Kamışlı kasabasıyla arasında bir kilometreden daha az bir mesafe var, hal böyle olunca savaşın nefesini hissetmek kaçınılmaz. Aslında ilçe çatışmalara çok da yabancı değil. Daha birkaç yıl önce hendek ve barikat operasyonlarında haftalarca çatışmalar yaşanmış, ilçenin bir bölümü yerle bir olmuştu. İlçe halkı daha o günlerin travmasını atlatamadan yeni bir çatışmayla karşı karşıya kaldı. Bir kasaba sakininin söylediği gibi “Bir anda roketler düştü ve kendimizi savaşın içinde bulduk.”
Türkiye, Kamışlı civarında bulunan YPG mevzilerini top ve tank ateşine tutarken, sınırın öte tarafından da havan ve roketlerle karşılık veriliyor. İlk gece üç kişi hafif yaralandı. Halkla konuşmak üzere sokağa çıktık. Dışarı çıkmadan Nusaybinli arkadaşım uyardı: “İnsanlar barut fıçısı gibi, dikkatli olun.” Biraz tedirgin olsak da çıktık. Öfke çok yüksek; savaşa öfke, hükümete öfke, ana akım medyaya öfke. Yabancı basın olduğumuzu öğrenince biraz rahatlasalar da, tepki yüksek.
İlçe güne sakin başladı. Öğle sonrasına kadar hem Nusaybin hem Kamışlı sakindi. Ancak öğleden sonra peş peşe ambulanslar geçince bir şeyler olduğunu anladık. Karşıdan atılan üç havan, hendek çatışmalarında yıkılan mahallenin yerine yapılan üç binaya isabet etmişti. Zaman geçirmeden olay yerine koştuk. Halk öfkeliydi. Bir kadın ve iki kızının öldüğü yerdeki kan izlerini gösteriyordu. Biri sordu, “Olay yerini neden hemen temizlediler?” Havanlar üç binaya da ciddi hasar vermiş. İnsanların öfkesinin bize dönmeye başlaması üzerine olay yerinden ayrılmak zorunda kaldık.
Çatışmaların en iyi izlendiği bir otelin terasını mesken tutuyoruz. Top sesleri yeri göğü inletiyor. Top, tank, roket, makinalı tüfek sesleri birbirine karışıyor. Top atışı duyulur duyulmaz, herkes tahmin yürütüyor: “Şuraya düştü, hayır şuraya…” İlk başlarda ürkütecek şiddette patlamalar olsa da, bir süre sonra artık kanıksıyor insan. Bazen o kadar şiddetli oluyor ki, insan istem dışı sığınacak bir yer arıyor. Bir ara terasın ışıklarını yakmak istesek de, otel görevlileri izin vermiyor. Otelin hedef olmasından endişe ediyorlar. Aklıma 1990 yapımı Tarık Akan’ın oynadığı “Karartma Geceleri” filmi geliyor. Tam bir karartma yaşıyoruz. Yıl 2019 ve biz top sesleri arasında karanlıkta el yordamıyla işimizi yapmaya çalışıyoruz. Uzun süren sessizliği kaymakamlığın anons aracı bozuyor. İlçe halkına binaların zemin katına inmeleri, sokakları boşaltmaları uyarısı yapılıyor. Sokaklardan el ayak çekiliyor. Sadece polis araçları ve gazeteciler kalıyor geriye.
Savaş karşıtlığının tepki çektiği bugünlerde, Nusaybinliler, “Savaşı savunanlar gelip bir saat bu seslerin altında otursun, bakalım o zaman da savunacaklar mı?” diye soruyor."
Fransa, Türkiye’nin Suriye’ye harekatını görüşmek üzere IŞİD’le mücadele koalisyonu ülkelerini olağanüstü toplantıya çağırdı.
Koalisyonda yer alan ülkelerden Fransa’nın Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian 30’dan fazla ülkeyi kapsayan koalisyonun IŞİD’in sahadaki durumdan faydalanabileceği gerekçesiyle bir dizi konuyu görüşmesi gerektiğini söyledi.
Fransız bakan, “Koalisyon ne yapacağımızı, Türkiye’den nasıl ilerlemesini istediğini, savaşçıların tutuldukları yerlerin güvenliğinin nasıl sağlanacağını söylemeli. Durumu netleştirmemiz için her şey görüşülmeli.” dedi.
Türkiye’nin Suriye harekatını görüşmek üzere basına kapalı kapılar ardında toplanan BM Güvenlik Konseyi harekatla ilgili ortak açıklama üzerinde uzlaşamadı.
BM Güvenlik Konseyi’ne toplanma çağrısında bulunan 5 Avrupa ülkesi yaptıkları ortak açıklamada Türkiye’ye harekatı durdurma çağrısı yapmış, bölgedeki çatışmaların istikrara zarar vereceği uyarısında bulunmuştu.
Suriye’de rejimi destekleyen Rusya’nın BM temsilcisi Vassily Nebenzia Suriye konusunda BM Güvenlik Konseyi’nden yapılacak her açıklamanın ülkede yabancı güçlerin varlığı dahil daha geniş konuları ele alması gerektiğini söyledi.
ABD’nin BM temsilcisi Kelly Craft operasyonda savunmasız sivil nüfusun korunmaması ve IŞİD savaşçılarının kontrol altına alınamaması halinde bunun sonuçları olacağı konusunda uyarıda bulundu.
15 üyeli BM Güvenlik Konseyi İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika ve Polonya’nın talebi üzerine toplandı.
BM Güvenlik Konseyi’ndeki toplantının ardından konuşan Kelly Craft, “Kurallara göre oynanmaması, savunmasız nüfusun korunamaması, IŞİD’in toparlanmak için durumu suistimal etmeyeceği konusunda güvence verilememesinin sonuçları olur” ifadelerini kullandı.