Erişilebilirlik

Türkiye’nin Afrika’ya İlgisi Ne Anlama Geliyor?


Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Angola Cumhurbaşkanı Joao Manuel Goncalves Lourenco
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Angola Cumhurbaşkanı Joao Manuel Goncalves Lourenco

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bürokratlar ve iş adamlarıyla birlikte Afrika ziyaretinin ardından İstanbul’da yapılan iş forumuyla Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) gibi platformlarda siyasi kazanımın yanısıra ticaret hacmini 50 milyar dolar hedefine çıkarmayı amaçlıyor.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta Angola, Togo ve Nijerya’ya resmi ziyarette bulunması, Afrika kıtasında Liberya ve Burkina Faso liderleriyle görüşmesi gündemdeydi. Sonrasında Ticaret Bakanlığı’nın ev sahipliğinde, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) organizasyonuyla İstanbul'da 3. Türkiye – Afrika Ekonomi ve İş Forumu düzenlendi. Bu son etkinlikler itibariyle Türkiye, Afrika ülkeleriyle mevcut ilişkilerini ülke ekonomisine katkı sağlayacak şekilde ilerletmeyi umut ediyor.

Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ticaret rakamları
Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ticaret rakamları

Afrika kıtasında tıbbi malzemeler, hijyen ürünleri ve tarım ürünlerine ihtiyaç duyulduğu tespitiyle Türkiye’nin ihracat kalemlerini bu yönde kaydırması gerektiği tespiti dile getiriliyor. Resmi açıklamalara göre Türkiye’nin ağırlıkla inşaat ve enerji sektörlerinde yatırım yaptığı Afrika’da toplam yatırımı 6 milyar dolar düzeyinde. Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un Türk şirketlerince yaklaşık 77 milyar dolar tutarında bin 683 proje yürütüldüğünü açıkladığı Afrika’yla 2020 yılı sonunda ticaret hacmi 25,3 milyar dolar seviyesine ulaştı.

Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ticaret rakamları
Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ticaret rakamları

Türkiye – Afrika ilişkilerine ilişkin Stratejik Düşünce Enstitüsü'nde (SDE) araştırmacı Mesut Hamani Massaoud, kıtanın sahip olduğu petrol ve doğalgaz rezervleriyle Ankara’nın enerji ihtiyaçlarını karşılamada alternatif adres olabileceğini işaret etti. Afrika’nın Türk iş dünyasına inşaatın yanısıra mobilya, tekstil ve beyaz eşya ticaretinde fırsatlar sunduğunu söyleyen Massaoud, Ankara’nın kıta ülkelerine savunma sanayi ürünleri satabileceği görüşünü de ifade etti.

"Afrika Türk İş Dünyasına Fırsatlar Sunuyor"
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:39 0:00

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) uzmanı Kaan Devecioğlu da, Türkiye’nin Afrika’ya sadece ekonomik ilişkiler ekseninde yaklaşmadığını belirterek insani yardımlara dikkat çekti. Türkiye’nin Afrika’ya eğitim ve sağlık alanında katkı verdiğini kaydeden Devecioğlu, Afrika’yla ilişkileri geliştirmek üzere Ankara’nın öncelikle elçilikler açarak diplomatik ilişkileri geliştirdiğini anlattı. Devecioğlu ayrıca Türkiye açısından kıtadaki rakip aktörü Fransa olarak ifade etti.

"Türkiye Afrika'da Yükselen Aktör"
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:12:40 0:00

SDE bünyesinde araştırmacı Nijer kökenli Mesat Hamadi Massaoud ve ORSAM uzmanı Devecioğlu, VOA Türkçe’nin sorularını özetle şöyle yanıtladı:

Afrika’da 43 elçilik ile diplomatik ve kültürel yatırım

VOA: Türkiye- Afrika ilişkileri bugün hangi aşamada?

Massaoud: Türkiye ile Afrika ülkeleri ilişkileri oldukça üst düzey aşamada. Çünkü diplomatik ilişkiler ile başlayan süreç kültürel ilişkilerle gelişti ve ekonomik-ticari ilişkilere geçiş yapıldı. Şu anda hem ekonomik hem savunma sanayi alanında gelişmeler gündemde. Savunma sanayi alanında güçlü bir aktör olan Türkiye’nin Afrika ülkelerine drone satma imkanı var. Bunun dışında enerji sektörü açısından Nijerya ve Angola zaten Afrika’nın en büyük petrol ve doğalgaz rezervine sahip ülkeleri. Türkiye, Angola’dan hem petrol hem doğalgaz alabilir. Nijerya ile üç protokol imzalandı ve bu protokoller kapsamında hem savunma sanayide hem inşaat hem de maden sektörleri var.

Devecioğlu: Türkiye’nin Afrika’da 43 ülkede büyükelçiliği, 22 ülkede TİKA ofisi, 26 ülkede 175 Maarif Vakfı’na bağlı eğitim kuruluşları, 10 ülkede Yunus Emre Enstitüsü Merkezi, 40 ülkede 61 noktaya THY uçuşu söz konusu. Türk Silahlı Kuvvetleri ise, Mali ile Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Barışı Koruma ve Sürdürme Operasyonu'na katılımcı durumda ve Libya ile Somali’de askeri eğitim vermektedir. Bununla birlikte Türkiye 19 Afrika ülkesinde askeri ataşelik bulundurmakta ve güvenlik alanında işbirliği çalışmaları yürütmektedir. Yine Türkiye, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) aracılığıyla karşılıklı eğitim bursları olanağı sunmaktadır. Bu verilerden hareketle Türkiye’nin Afrika’da siyasi, kültürel ve askeri güç olarak kazan-kazan temelinde ortaklıklar kurduğu; bu minvalde Afrika ülkeleriyle ilişki kuran stratejik bir partner olduğu söylenebilir.

Türkiye’ye tekstil, mobilya, beyaz eşya için Afrika pazarı mı?

VOA: Erdoğan'ın ziyaret ettiği Angola, Togo, Nijerya gibi ülkelerle ilişkiler hangi noktada?

Massaoud: Özellikle Angola yepyeni bir büyükelçilik açtı Ankara’da ve Türkiye, Erdoğan’ın da ziyaretiyle birlikte Afrika’da yeni bir partner kazandı diyebiliriz. Bu partner biliyorsunuz Çin ile çok yakın bir ülke. Çin’e maddi borçlarını ödemekte biraz sorunları var. Belki Türkiye’yle ilişkileri Angola’nın sorunlarını çözmeyecek ama ticari alternatif sağlayacak. Angola aynı zamanda şu anda Afrika’nın hızla gelişen ekonomisinden birisi. Angola, Türk iş dünyasına tekstil, mobilya ve beyaz eşya sektörleri için fırsat sunuyor. Nijerya zaten Afrika’nın en büyük ülkesi ve en büyük ekonomisidir ve askeri olarak en güçlü üçüncüsüdür. Nijerya henüz Türkiye’nin talebine rağmen bazı eğitim kuruluşlarını Türk devleti kontroluna bırakmadı. Erdoğan’ın ziyaretiyle belki bu konuda gelecekte çözüm olabilir. Togo açısından ise Türkiye’de henüz burada büyükelçiliğini açmadı. Ama hedeflendiği üzere gelecek yıl Togo’da Türk elçiliği açıldığında Türkiye’nin Afrika’da 44’ncü ülkede elçiliği olacak.

Devecioğlu: Türkiye’nin Afrika politikasının özellikle 2005 yılında Afrika Yılı ilan edilmesiyle derinleştiği söylenebilir. Ancak bu derinleşmenin de 1998 Afrika Açılım Eylem planına ve 2003 yılında da bu ilişkilerin ekonomik çerçevesini belirleyen strateji belgesine dayandığı söylenebilir. Ayrıca bu ilişkilerin Osmanlı döneminden bugüne yansıyan kayda değer anlamda bir tarihsel arka planı da olduğu unutulmamalıdır. Erdoğan bugüne kadar 30 Afrika ülkesine ziyaret gerçekleştirmiştir. Bu yönüyle Erdoğan hem uluslararası aktörler arasında hem de Türkiye’de Afrika ülkelerine önem veren başat liderler arasındadır. Angola, Togo ve Nijerya ziyaretleri de günümüzde sözkonusu ülkelerin siyasi istikrarları ve ekonomik büyümeleriyle gerek Afrika içinde gerekse uluslararası aktörler nezdinde kayda değer önemde olmalarından kaynaklandığı söylenebilir. Ayrıca Türkiye’nin Afrika açılımıyla birlikte yoğunluğunu Kuzey ve Doğu Afrika ülkeleri olduğu, takip eden süreçte ise Batı ve Güney Afrika ülkeleriyle ilişkilerinin kuvvetlendiği bilinmektedir. Nitekim Türkiye’nin diğer Afrika ülkeleriyle ilişkileri incelendiğinde bu ülkelerle angajmanlarının son birkaç yılda artış eğilimine girdiği ve bu minvalde Türkiye’nin kıtadaki varlığından memnuniyet duyan ülkelerin referansıyla bu ülkelerde de olumlu bir imajının olduğu söylenebilir.

Türkiye’nin 2030 hedefi ve kültürel enstrümanları

VOA: Türkiye’ye Afrika’yla ilişkileri ekonomik kazanım sağlıyor mu?

Massaoud: Afrika ülkelerinden 12’sinin Türkiye’de elçiliği mevcut. Türkiye’nin ise 43 ülkede elçiliği var. Öncelikle diplomatik ilişkileri geliştirmek çok önemli bir adım. Yine Türk iş dünyası son on senede Afrika ülkelerinde yatırımlar yaptılar ve bu durum olumlu sonuçlar ortaya çıkardı. Ekonomik olarak 2003 yılında Türkiye – Afrika ticaret hacmi 5,3 milyar dolardı. Şu anda 25 milyar doları aşmış durumda. Türkiye’nin hedefi 2030 yılına kadar 50 milyar dolar ticaret hacmi. Bunun için hem diplomatik ve kültürel ilişkiler ile ticari ve savunma sanayi sektörlerinde yatırımlar daha çok artacak görünüyor.

Devecioğlu: Türkiye’nin son 10 yılda Afrika’da büyükelçilik sayılarının artışının yanı sıra TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif okulları ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla uyguladığı faaliyetlerin, sözkonusu ülkelerle ekonomik ve ticari ilişkilere dolaylı bir etki oluşturduğu söylenebilir. Elbette Türkiye’nin yumuşak güç enstrümanların doğrudan ekonomik ve ticari bir amacı olduğu söylenemez ki bunlar ruhuna da aykırıdır. Fakat bu projelerin görünürlükleri ve ikili ilişkilerde oluşturduğu iklim ekonomik ve ticari ilişkileri de arttırmaktadır. Bu minvalde veriler incelendiğinde de görülmektedir: Örneğin Türkiye’nin Afrika’ya ihracatı 2011 yılında yaklaşık 11 milyar dolar iken 2020 yılında 25 milyar doların üzerine çıkmıştır. Bu artışın arka planında büyükelçiliklerin faaliyetlerinin önemli bir payı var elbette; ancak en az onun kadar önemli bilhassa TİKA’nın 22 Afrika ülkesinde bulunan proje koordinasyon ofisleriyle bu ülkelerde yürüttüğü sürdürülebilir kalkınma temelli projeleri ve sivil toplum kuruluşlarının insani yardım projelerinde ilgili ülkelerde Türk iş insanlarının fonlarıyla yaptıkları yardımlar da ticari fırsatları da keşfetmesidir. Tüm bu politikalar biraraya geldiğinde Türkiye’nin Afrika’daki ticari ve ekonomik başarısı da dolaylı bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Afrika’da Türkiye’nin Çin ile rekabet süreci nasıl?

VOA: Türkiye'nin Afrika'ya insani yardımları Çin gibi ülkelerle rekabetine avantaj sağlıyor mu?

Massaoud: Çin ile böyle bir rekabet yok neden diyeceksiniz, Çin’in Afrika vizyonu tamamen farklı bir vizyon. Çin’in Afrika ülkeleriyle insani ilişkileri zaten yok. Çünkü Çin sadece ticari alanda borç vermek sağlamaktadır. Türkiye, insani boyutuyla birlikte hem ekonomik, diplomatik ve hem de savunma sektöründe Afrika için önemli bir partnerdir. Örneğin pek çok Afrika ülkesinde su kuyuları açıyor, bayramlarda yardımlar yapıyor ve TİKA’nın yürüttüğü faaliyetler gündeme geliyor.

Devecioğlu: Türkiye Afrika’da insani aktör olarak bilinmektedir. Bu minvalde artan ticari angajmanlara yönelik olarak mevcut potansiyeli geliştirmek amacıyla Türkiye’nin önce büyükelçilikler daha sonra, TİKA Yunus Emre ve Maarif okulları gibi yumuşak güç enstrümanlarıyla varlık gösterdiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan Çin başta olmak üzere uluslararası sistemde yükselen güçlerin Afrika’da varlık gösterdiği de görülmektedir. Son yıllarda her iki aktörün de bu yönlerinin yanısıra kıtada farklı alanlarda angajmanları artış eğilimindedir. Örneğin, Türkiye gerek askeri teçhizat ihracatı ve eğitim işbirliği anlaşmaları, gerekse kültürel konulardaki angajmanlarıyla da yükselen bir aktör olmaktadır. Diğer taraftan Çin de ekonomik angajmanlarıyla gerek Kuşak Yol Projesi, gerek hammadde ihtiyacını karşılamak için bu ülkelerde angajmanlarını arttırmaktadır. Bunun yanısıra son yıllarda Çin’in Afrika’da Konfüçyüs enstitüleri ve diğer araçlarıyla kamu diplomasisi faaliyetlerini ve bilhassa silah transferleri, barışı koruma operasyonlarına katılımı ve askeri eğitim işbirliği anlaşmaları ile kıtadaki varlığını geliştirdiği görülmektedir. Ancak bu gelişmeler iki ülkeyi rahatsız edecek boyutta görünmemektedir. Bölgede Türkiye’nin varlığından tek rahatsız gücün Fransa olduğu görülmekte ve bu da anlamsızdır. Nitekim Afrika 30 milyon kilometrekare alana, 1.4 milyar nüfusa ve 54 ülkeye sahip onlarca doğal kaynağa ve pazara sahip devasa bir kıtadır. Bu ülkelerin yabancı aktörlerden beklentisi eşit ortaklık bağlamında kazan-kazan durumudur ki Türkiye’de bu kıtada bu şekilde faaliyetler yürütmekte ve hiçbir aktörle ne örtülü ne de açık bir savaşı güttüğü görülmemektedir.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Donald Trump’ın sus payı davasında yeni aşamaya geçildi – 22 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG