Erişilebilirlik

Türkiye’de 'Tek Tip' ve 'Bazı Sivillere Cezasızlık' Tartışması


Türkiye’de muhalefet partileri ve toplumsal muhalefet, suçlu olduğu kesinleşmemiş sadece tutuklu olan kişilere yargılamada tek tip kıyafet giydirilmesi ve henüz yaşanmamış olaylar için şimdiden sivillere cezasızlık vaad edilmesini tepkiyle karşıladı.

Pazar günü olağanüstü hal (OHAL) kapsamında yayımlanan 695 sayılı ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) düzenlemeleri, Türkiye’de tartışma fitilini ateşledi. 696 sayılı KHK’daki yasa değişikliklerinden sadece hükümlüler yani hakkında suçlu olduğuna dair yargı kararı verilmiş kişiler değil “anayasal suçlar” gibi pek çok davadaki tutuklu yargılananlar için tek tip kıyafet zorunluluğu getirilmesi ilk tepkiyi çeken düzenleme oldu.

Bu düzenleme, darbe girişimi nedeniyle OHAL’in temel gerekçesi olarak ileri sürülen Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerini değil Türkiye’de şu anda pek çok yargılamayı kapsadığı için de tepkiyle karşılandı. Özellikle savcılık iddianameleriyle çok sayıda suçlama ile tutuklu yargılanan gazeteciler ile CHP’li Enis Berberberoğlu ve HDP’li vekiller açısından tek tip kıyafet zorunluluğu gündemde.

Bu arada Cumhurbaşkanlığı makamı sadece SSM’yi değil Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nı yönetimi altına aldı. KHK’nın 64. Maddesi ile Türkiye’nin askeri teçhizat, malzeme üretici şirketlerine ortak konumundaki vakfın Mütevelli Heyeti yapısı değiştirildi. Eski durumda Vakıf Başkanı olarak Milli Savunma Bakanı görev yaparken; şimdi Cumhurbaşkanı vakıf yönetimine başkanlık edecek. Böylece Cumhurbaşkanı, hem SSM hem de vakıf yöneticisi olarak savunma sanayiini kontrol edebilecek.

Ana muhalefet partisi CHP, darbe girişimi yaşanan 15 Temmuz 2016’dan bugüne ülkede “sivil darbe” yaşandığını belirterek, KHK’ları “sivil darbe bildirileri” olarak nitelendirdi. CHP’li milletvekilleri, Pazar günü olması dolayısıyla Twitter aracılığıyla tepkileri duyurdu.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, avukatları aracılığıyla ilettiği mektup ile en sert tepkiyi gösterdi ve “Faşizme boyun eğip tek tip kıyafet giymektense kefen giymeyi tercih edeceğiz” dedi.

Sosyal medyada, “Tek Tipe Geçit Yok” etiketiyle çok sayıda paylaşım yapılırken; özellikle 12 Eylül Askeri Darbesi’nin uygulaması olarak eleştirildi.

CHP: OHAL halkın ihtiyacı değil tek adamın tercihi

CHP adına Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan yazılı açıklama ile düzenlemeleri değerlendirdi. “Askeri darbeler ülkeyi sıkıyönetim bildirileri ile sivil darbeler de OHAL KHK’ları ile yönetir” diyen Tezcan, 17 aydır OHAL düzeniyle Türkiye’nin normalleşmekten uzaklaştığını ve darbe düzeninde yaşadığını ifade etti. Tezcan, “KHK ile ceza ve infaz kurumlarında tutuklulara tek tip elbise şartı getirilmesi masumiyet karinesinin ihlalidir. Yargılama aşamasında mahkum etme önyargısının ifşasıdır. Tek tipleştirmenin yakın tarihimizde açtığı derin yaralar hala hafızalarımızda tazeliğini korumaktadır. Buradan yargılama sürecine yönelik hiçbir fayda da bulunmamaktadır. Öç alma duygusuyla yargılama yapılamaz. OHAL halkın ihtiyacı değil, tek adam rejiminin tercihidir. OHAL derhal kaldırılmalı, olağan koşullara dönülmeli ve Türkiye hızla normalleşmelidir” dedi.

696 sayılı KHK ile yapılan ihraçları da anımsatan Tezcan, “Darbe girişiminin üzerinden 17 ay geçmesine karşın kamudan ihraç ve kapatma yoluna gitmede hala OHAL KHK’sı yoluna gidilmektedir. 2756 yeni ihraç ve 17 kuruma kapatma kararı verilmiştir. Bu konuda normal düzene dönülmeyip hala KHK ile işlem yapılması ancak darbe iktidarlarına özgü bir uygulama olabilir” ifadelerini kullandı.

Ayrıca 696 sayılı KHK’da yargı düzenlemelerini de vurgulayan Tezcan, “Bu düzenlemeyle Yargıtay’a 100, Danıştay’a 16 yeni üye atanıyor. Hukuk ve Ceza Genel Kurulu üyeleri sabitleniyor. Yürütme organı açıkça yargıyı yeniden dizayn ediyor. Amaç hem Yargıtay ve Danıştay seçimlerinde iktidar lehine oy nisabı oluşturmak, hem de Hukuk ve Ceza Genel Kurulu kararlarına etki edebilme yolunu açmaktır. Bu çaba yüksek yargıyı darbe mahkemesine dönüştürme çabasıdır. 12 Eylül cuntasının dahi yapmadığı, FETÖ icadı yöntemlerle yargı tamamen teslim alınmaktadır” açıklamasını yaptı.

CHP’li hukukçu vekillerden Sezgin Tanrıkulu da, sivillere ilişkin cezasızlık düzenlemesine tepki gösterdi. Tanrıkulu, Twitter aracılığıyla “KHK ile yargılanmama muafiyetinin anlamı yasa ile silah kullanma yetkisine hukuk kuralları içerisinde sahip olan güvenlik güçleri dışındaki Gladyo – Jitem - Hizbulkontra benzeri oluşumlara bundan sonrası bakımından mesaj ve güvence vermektir: Siz suç işleyin yasası arkadan gelir” ifadelerini kullandı.

CHP’li hukukçu vekillerden Mahmut Tanal da, tutuklu CHP’li Enis Berberoğlu ile tutuklu gazetecilere de tek tip kıyafet zorunluluğu uygulanacak olmasını eleştirdi.

Demirtaş’ın duruşmaya gelişi mümkün olmayacak mı?

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, tek tip kıyafet uygulamasına ilişkin yazılı değerlendirmesini avukatları aracılığıyla kamuoyuna duyurdu. Mektubunda, “Faşizme boyun eğip tek tip kıyafet giymektense kefen giymeyi tercih edeceğiz” diyen Demirtaş, tutuklu yargılanan milletvekili olarak kesinlikle tek tip kıyafet giymeyeceğini de ilan etmiş oldu. Demirtaş, bütün siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerine birlikte dayanışma çağrısı yaparak, mektubunda özetle şunları ifade etti:

“Hükümetin kesintisiz OHAL ve KHK sistemiyle faşizmi kalıcı bir rejime dönüştürme girişimlerini asla kabul etmeyeceğiz. Tek tip kıyafet dayatması, masumiyet karinesinin, eşitlik ilkesinin ve adil yargılanma hakkının ağır ihlalidir. Onur kırıcı bir uygulama dayatmasıdır. Darbeciler tek tip kıyafet giyer mi, giymez mi umurumuzda değildir. Ancak on binlerce siyasi tutsağı darbecilerle eşitleyen bu onursuzluğu asla kabul etmeyeceğiz. Bize tek tip kıyafet verilmesi halinde parçalayıp çöpe atacağız. Düşünün ki, tecavüzcüler kravat takıp duruşmaya çıkarılacak ve bundan dolayı iyi hal indirimi alacaklar. Ama ülkenin yoksul, emekçi çocuklarının onurlu on binlerce evladı, gazeteciler, siyasetçiler, akademisyenler tek tip kıyafete zorlanacaklar. Biz halkımızın onurunu koruyacağız ve kesinlikle tek tip kıyafet zorbalığını kabul etmeyeceğiz. Bize Guantanamo’yu hatırlatanlara biz de Diyarbakır, Mamak, Metris, Ümraniye, Ulucanlar Cezaevi direnişlerini hatırlatırız. Burası ne Amerika’dır ne de Ebu Gureyb. Kimse daha fazla ateşle oynamasın.”

Bu noktada tutuklu yargılandığı ve Diyarbakır’dan Ankara’ya alınmış davasına savunmasını bizzat yapmak üzere Edirne Cezaevi’nden nakli engellenen Demirtaş’ın, 14 Şubat 2018’teki Ankara’daki ikinci duruşmasına katılımı merak konusu. Son olarak Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, 7 Aralık’taki birinci duruşmada Demirtaş’ın 14 Şubat’ta Ankara’ya getirilerek bizzat savunma yapabilmesine karar vermişti. Ancak şimdi Demirtaş’ın anayasal suçlar kapsamında suçlanıyor olması nedeniyle tek tip kıyafet giydirme zorunluluğuyla karşı karşıya kalması gündemde. Bu nedenle de Demirtaş’ın tek tip kıyafeti reddetmesi nedeniyle yine duruşmaya getirilmemesi ihtimali var.

Akşener: Sivillere silah kullanma hakkı verilmesi ülkeyi iç savaşa çekmek olur

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, Twiter aracılığıyla KHK düzenlemelerini eleştirdi. Akşener, özellikle 696 sayılı KHK ile bazı sivillere darbe girişimi devamı niteliğindeki eylemleri engellemeleri sırasında işleyecekleri suçlardan dolayı şimdiden af getirilmesine tepki gösterdi. Akşener, “Yeni KHK ile sivillere darbe kalkışması isnadıyla silah kullanma hakkı verilmesi ülkeyi bir iç savaşa çekmek olur. Son derece kritik bir yasayı, iktidarın Meclis’te açık ara çoğunluğa sahip olmasına rağmen, parlamentodan kaçarak KHK ile yapmasının çok vahim sonuçları olabilir” dedi.

Akşener, ayrıca Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı şekilde Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi (ASFAT AŞ) kurulmasına da tepkiliydi. Akşener, silahlı kuvvetler bünyesinde anonim şirket kurulmasını eleştirdi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

BM’den Gazze’de ‘kıtlık’ uyarısı – 18 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG