Erişilebilirlik

Türkiye’de Sivil Darbe Tartışması


Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümete karşı çıkan kişi ve grupları muhalefet de Erdoğan ve AKP’yi sivil darbe girişiminde bulunmakla suçluyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümete karşı çıkan kişi ve grupları muhalefet de Erdoğan ve AKP’yi sivil darbe girişiminde bulunmakla suçluyor

Türkiye'de 14 Aralık günü Zaman Gazetesi başta olmak üzere Fethullah Gülen cemaatine yakın medya mensuplarına yönelik operasyon ile birlikte muhalefet, AKP Hükümeti'ni "sivil darbe" yürütmekle suçluyor. Son yıllarda davalar, işten çıkarmalar, başkent bürolarını kapatmalar gibi yaygınlaşan baskı araçlarıyla basın özgürlüğü tartışılmalı iken yaşanan tabloda sivil iktidar baskısı "darbe" ifadesiyle tanımlanıyor.

Türkiye siyaset tarihinde "darbe" ifadesi, AKP hükümeti dönemine değin askeri baskıyla ortaya çıkmış rejim değişikliği veya rejime müdahale olarak algılanıyordu. Ancak AKP döneminde, "sivil darbe" ifadesi gündeme bizzat AKP'li veya destekçisi kesimler kalemiyle getirildi. Ergenekon Davası'nda askeri kişiler yanı sıra AKP hükümetine karşı darbe düzenlemekle suçlanan bilim adamları, gazeteciler veya sivil toplum kuruluşları temsilcileri; "darbe girişimindeki sivil unsurlar" olarak yargılandı.

Bu dava ile birlikte AKP hükümeti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sıkça vurguladığı "millet iradesi" dediği sandık sonuçlarıyla elde ettiği "çoğunluk" karşısındaki her türlü "muhalif" talep veya eleştiri üzerine "sivil darbe" suçlamasında bulundu. Bunun en çarpıcı örneği, 2013 yaz aylarındaki Gezi Parkı'nı korumak gibi çevreci amaçla başlayan ancak alkol yasakları gibi yaşam tarzına müdahaleye karşı gerçekleşen protestolar üzerine Erdoğan ve AKP'nin, o protestolardaki tüm kesimleri "sivil darbe girişimi" ile suçlamasıyla yaşandı.

Gezi'ye "sivil darbe", Cemaat'e "dost-modern darbe" suçlaması

Gezi sonrasındaki açıklamalarında "Sivil darbe önlendi" diyen Erdoğan, geçen yıl 4 bakan ile oğlu Bilal Erdoğan gibi kendisine yakın isimleri de kapsayan ve 17 Aralık'ta kamuoyuna yansıyan operasyonu da darbe olarak nitelendirmişti. Erdoğan, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine o dönemki kabineyi 26 Aralık'ta değiştirmek zorunda kalmasına rağmen gerçekleşen polis ve yargı operasyonu nedeniyle Gülen Cemaati'ni "devlet içerisindeki paralel yapı" olarak suçlamıştı.

Erdoğan, o günlerden itibaren "17 Aralık operasyonu dost-modern darbe" ifadesiyle Cemaat'i de darbeci ilan etmişti. Bu tavrını başbakanlık günleri ardından şimdi Cumhurbaşkanlığı makamında devam ettiren Erdoğan, bugün de devlet içerisinde özellikle polis ve yargıda kadrolaşarak Cemaat'i AKP Hükümeti'ni devirmeye çalışmakla itham ediyor.

Muhalefetten Erdoğan ve AKP'ye "sivil darbe" suçlaması

Ancak Erdoğan'ın iktidar karşındaki kesimleri darbeci ithamına karşılık muhalefet cephesinden ise AKP Hükümeti ve Cumhurbaşkanı'na "sivil darbe" suçlaması yapılıyor. Medya mensuplarını hedef alan 14 Aralık operasyonu ile basın özgürlüğündeki gerileme yanı sıra Erdoğan'ın Ocak 2015'ten itibaren Bakanlar Kurulu'na başkanlık etme kararı gibi uygulamalarıyla rejimi fiilen "parlamenter sistem" yerine "başkanlık sistemi"ne dönüştürmesi; "sivil darbe" olarak tanımlamıyor

CHP'li Hamzaçebi, AKP'nin darbelerini sıraladı

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, bugünkü açıklamasında, darbe suçlamasını şöyle açıkladı:

"Sayın Davutoğlu, Sayın Erdoğan darbelerden söz edecek en son kişilerdir. Türkiye'de 14 Aralık operasyonu ile basın özgürlüğüne darbe vurulmuştur. Bu darbe AKP dönemindeki ilk darbe değildir. Birinci darbe Ergenekon Davası ile bu ülkenin aydınlarına, bilim adamlarına, gazetecilere yapılmıştır. İkinci darbe balyoz ve casusluk davalarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı yapılmıştır. Üçüncü darbe, Oda TV Davası gibi gazetecileri konu alan operasyonlardır."

Basın özgür ama yolsuzluk dosyası gizli?

Bugünkü tabloda, Türkiye'de taraflarca karşılıklı darbeci suçlamaları sürerken; yine yeniden gazeteciler gözaltında ve örgüt üyeliği suçlamasıyla yargılanma arifesinde görünüyor. Sol görüşlü, sosyal-demokrat kimlikli veya Kürt kökenli gazeteciler ardından şimdi ise yıllardır İslami-muhafazakar kimlikli Zaman, Samanyolu TV medya gruplarındaki medya mensupları suçlanıyor.

Bu arada AKP'ye yönelik en ciddi yolsuzluk ve rüşvet iddiaları gündeme taşıyan ve domino etkisiyle yeni iddiaları tetikleyen 17 Aralık Operasyonu'nun yıldönümü arifesinde, TBMM'deki 4 eski bakan hakkındaki Soruşturma Komisyonu çalışmaları halen yayın yasağı kapsamında bulunuyor.

Bu ay sonunda TBMM Soruşturma Komisyonu, raporunu kamuoyuna açıklayacak ancak raporda eski bakanlar için Yüce Divan'da yargılanma önerisine AKP çoğunluğunca yer verilmemesi bekleniyor. Bu nedenle de yarın CHP başta olmak üzere MHP ve HDP, Çarşamba günü TBMM'de ve sokakta iktidarı protesto edecek.

Son olarak Türkiye'de Erdoğan'ın basın özgürlüğü açısından sıkıntı olmadığını savunmasına karşın CHP'ninprotestosu için hazırladığı ve üzerinde 4 eski bakan fotoğrafına yer verdiği afişlerini kentlerde asmasına olanak sağlanmadığı da not düşüldü.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

EKOTÜRK Stüdyo VOA
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG