AKP ve MHP’nin yönetiminde çoğunluğu oluşturduğu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetine yönelik eleştiri içeren yayınları nedeniyle Fox TV, Halk TV ve Tele1 kanalarına çok sayıda ceza kesmesi tartışılıyor. Muhalefet liderleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener, ceza kararlarına videolu mesajlarla tepki göstererek, basın özgürlüğünün gerekliliğine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Portakal'ın 30, 31 Mart ve 1 Nisan’daki haber programında Corona virüsü salgınıyla ilgili yaptığı yorumlar nedeniyle avukatı aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulundu. Bu durum Fox TV için ''yayın lisansı iptali'' riskini gündeme getirdi.
AKP-MHP’nin oy çokluğuyla karar aldığı RTÜK, Fox TV için idari yaptırım ve üç kez ana haber bülteni yayını durdurma kararı aldı. RTÜK aynı ihlali tekrarlaması durumunda kanalın Türkiye’deki lisansının iptal edileceği uyarısında bulundu.
RTÜK, ''salgın hastalığa ilişkin pek çok tedbir alınmasına rağmen, devlet yöneticilerini haksızca hedef alan'' Portakal'ın toplumu ''kin ve düşmanlığa'' sevk ettiğini öne sürdü.
RTÜK, 6112 sayılı kanunun 8/1/b maddesinde yer alan "Yayın hizmetleri, …Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz" hükmü gerekçesiyle Fox TV'ye üst limitten idari yaptırım ve üç kez program durdurma cezası verdi. Söz konusu kanuna göre eğer Fox TV’nin aynı hüküm uyarınca yeniden ihlalde bulunduğu yönünde RTÜK’ün kararı olursa kanal, Türkiye’deki yayın lisansını kaybedebilecek.
Böylece RTÜK benzer şekilde eleştiri yayınlaması durumunda aynı hüküm gerekçesiyle Fox TV’yi kapatma noktasına taşıyabilecek.
Türkiye’de RTÜK’ten yayın lisansı olmayan kanalların yasal olarak uydu sistemi gibi mecralardan yayın yapabilmesi mümkün değil.
Ayrıca "İlker Karagöz İle Çalar Saat" programında "ekmek kuyruğunda kavga" haberinin ''gerçekle bağdaşmadığı'' iddiasıyla Fox TV'ye yine üst limitten idari para cezası müeyyidesi uygulandı.
RTÜK, Tele1 kanalına da "Gün Başlıyor" programında gazeteci-sunucu Can Ataklı'nın "Niye herkes şehit? Yani kime şey yapıyorsan o şehit. Herkesin şehidi de kendine oluyor herkesin teröristi de kendine" şeklindeki ifadeleri nedeniyle ceza verdi. RTÜK, Ataklı’nın ifadelerini ''toplumun milli ve manevi değerlerine saygısızlık'' olarak değerlendirerek, Tele1'e üst limitten idari yaptırım ve üç kez program durdurma cezası verdi.
RTÜK, Halk TV'de yayınlanan "Şimdiki Zaman Siyaset" programında canlı yayın konuğu Ali Demirsoy'un "… oradaki 50-60 kişiyi ya bir adaya götürür tecrit ederdim ya da ben biyolog olmam nedeniyle beni kınamayın ya da öldürürdüm. Siz orada 50 kişiyi itlaf etmiş olsaydınız bugün bir milyon adamın ölümünü engellemiş olurdunuz" ifadelerini kanuna aykırı buldu. RTÜK, Halk TV’ye idari yaptırım uygulanmasına karar verdi.
RTÜK, canlı yayında konuk olan oyuncu Berhan Şimşek’in elinde sigara olması nedeniyle Haber Global kanalına da üst limitten idari para cezası verdi.
Kılıçdaroğlu: ''Gazetecileri asla susturamayacaksınız''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü açıklamasıyla gazetecilere ve özellikle tutuklu yargılanmalarına karar verilmiş gazetecilere cezaevlerinden tahliye yolunu açmaması nedeniyle eleştirilen İnfaz Yasası’nı Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini bildirdi. Kılıçdaroğlu, CHP olarak Anayasa Mahkemesi’ne gelecek hafta iptal talebiyle başvuracaklarını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, bugünse videolu mesajıyla RTÜK’ün muhalif yayın çizgisindeki kanallar için sopa olarak kullanıldığını belirterek, ''Halkın haber alma hürriyetini savunan gazetecileri asla susturamayacaksınız. Hangi baskıyı kurarsanız kurun, bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’de 2016’daki darbe girişiminden bugüne basın özgürlüğünü kısıtlayıcı pek çok gelişme yaşandığını vurgulayarak, hükümete Anayasa'nın 28’inci maddesindeki "Basın hürdür, sansür edilemez" hükmünü hatırlattı.
Kılıçdaroğlu, 2016’da 15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrasında olağanüstü hal (OHAL) uygulamasına geçiş kararı alındığı 20 Temmuz tarihini ''sivil darbe'' olarak nitelendirerek, ''Yeni Anayasa'nın aynı maddesi devam ediyor: 'Devlet basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır'... Anayasa'nın bu hükmüne rağmen tam aksine tedbirler alıyor, basının elini kolunu, gazetecilerinin elini kolunu bağlamak istiyor. Gerçekten bugün Türkiye’de basın hür ve sansür edilmiyor mu? Oturup bunu akılla mantıkla düşünmek gerekiyor. 20 Temmuz sivil darbe girişiminden sonra medya büyük baskı altındadır, özgürlüğü sınırlanmaktadır ve sınırlandırılmaya da devam edilmektedir. Yeni Anayasa’nın aynı maddesi devam ediyor: 'Devlet basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.' Anayasa’nın bu hükmüne rağmen tam aksine tedbirler alıyor, basının elini kolunu, gazetecilerinin elini kolunu bağlamak istiyor. Onları tutuklamak hapse atmak istiyor ve bunları da yapıyor. Bunu yaparken de RTÜK’ü sopa olarak kullanıyor. FOX TV’ye, Halk TV’ye, Tele1’e ölçüsüz cezalar veriliyor. Haksız cezalar veriliyor. Sanıyor ki ben bu cezaları verirsem, bunları sustururum. Bu ülkede yürekli gazeteciler var, cesur gazeteciler var, haber peşinde koşan gazeteciler var, halkın aydınlanmasını bilgilenmesini sağlamak için mücadele eden gazeteciler var. Özgürlükten, demokrasiden, hukuktan, adaletten yana olan gazeteciler var'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, ''Bakın bu zor günlerde bile onlar, halkı bilgilendirmek için günün 24 saati çalışıyor. Halkın haber alma hürriyetini savunan gazetecileri asla susturamayacaksınız. Hangi baskıyı kurarsanız kurun, bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz'' ifadeleriyle mesajını sonlandırdı.
Akşener: ''Özgür medyanın varlığı demokrasinin teminatıdır''
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de ''Ülkemizin birkaç özgür medya kurumundan biri olan FOX TV'ye verilen ağır cezayı şiddetle ve esefle kınıyorum. Özgür medyanın varlığı bir ülkenin demokrasisinin teminatıdır. Adaletin, hukukun, özgürlüğün olup olmadığının teminatıdır. Özgür medyanın varlığı siyasetçinin vatandaşıyla ilişkisini canlı tutar. Özgür medyanın varlığı vatandaşın haber alma hakkını yerine getirir. Özgür medyanın varlığı siyaset kurumunu canlı tutar'' dedi.
Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetim tarzını eleştirerek, ''Sayın Erdoğan ve arkadaşları iş başına gelir gelmez yaptıkları ilk iş özgür medyanın varlığı kaldırmaya yönelik adımlar oldu. İşadamlarına talimat verdi ve özgür medya yerine propaganda medyası kurdu. Şu anda var olan birkaç özgür medya kurumundan birisidir Fox TV'' ifadelerini kullandı. Bu nedenle de Fox TV Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk’ün şahsında tüm kanal çalışanlarına geçmiş olsun dileğini ileten Akşener, ''Bugünler geçecek, İyi Parti, özgürlüğü, demokrasiyi, hakkı, hukuku ve bir bütün olarak demokrasiyi savunmak için kuruldu. İyi Parti’yle birlikte tek adam rejiminin yıkıldığını, iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilen bir Türkiye’yi hep birlik göreceğiz. Başaracağımıza inanıyorum. Bu da geçer yahu'' diye konuştu.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Yazıcı da Twitter aracılığıyla ''Anlaşılan iktidar, kendi istediği gibi haber yapmayan basın kuruluşlarının ve kendisi gibi düşünmeyen herkesin sesini/soluğunu kesmeyi, virüsle mücadeleden daha önemli görüyor! RTÜK'ün amacı/görevi, haber alma özgürlüğüne ve medya kuruluşlarına balyoz indirmek midir?'' mesajını paylaştı.
Portakal: ''Haber vermeye devam edeceğiz''
Gazeteci Fatih Portakal ise RTÜK'ün cezasıyla ilgili, "Aslında sadece düşüncenin paylaşıldığı şeylerdi, izleyip bakabilirsiniz. Oturdum, her birini ikişer defa izledim. Zaten benim hakaret etme gibi bir huyum yoktur. Öyle bir niyetim olamaz. Ama geldiğimiz noktada RTÜK'ün verdiği cezayla karşı karşıyayız. Kimlerden sesler yükseldi diyecek olursanız, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyi'nde yükseldi ve muhalefetten yükseldi. Sessiz bir çığlık da ekran başında. O da sizlersiniz. Merak etmeyin, haber vermeye kaldığımız yerden devam edeceğiz" dedi.
Gazeteciler Cemiyeti de TELE 1, Fox Tv ve Halk Tv’ye verilen cezaları ''susturma operasyonu'' olarak kınadı.
Bilgin: ''Eleştiriden, haberden korkmak, cezalandırmak çözüm değil''
Gazeteciler Cemiyeti de Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun TELE 1, Fox Tv ve Halk Tv’ye verdiği cezaları ''susturma operasyonu'' olarak kınadı.
Yazılı bir açıklamada bulunan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, ''Devlet yönetimindekilerin eleştirilmekten, haberden, soru sorulmasından korkmamaları gerekir. Eleştiriyi, haberi cezalandırarak engellemeye çalışmak mümkün değil'' dedi.
Medyanın halkın anayasa tarafından güvenceye alınan haber alma hakkını yerine getirmeye çalışmakta olduğunu vurgulayan Bilgin, ''Gazeteciyi siyasi bir iktidarın, partinin, ideolojinin uzantısı gibi görmek, öyle olmayanları da yok etmeye çalışmak boşuna bir gayrettir. Üzgünüm ama her devirde baş eğmeyecek, mesleğini onurla yürütmeye çalışacak gazeteciler olacaktır. Gazetecileri susturmak hiçbir zaman mümkün olmayacaktır,'' ifadesini kullandı.
RTÜK’ün Fatih Portakal’ın sunduğu Fox Haberde salgınla ilgili haberlerde kullandığı eleştirel ifadeler nedeniyle ''salgın hastalığa ilişkin pek çok tedbir alınmasına rağmen, devlet yöneticilerini haksızca hedef alan Portakal'ın toplumu kin ve düşmanlığa sevk ettiği'' iddia edildiği iddiasıyla üç kez program durdurma ve üst limitten idari yaptırım getirilmesi ve yine aynı kanalda ''İlker Karagöz ile Çalar Saat'' programında "ekmek kuyruğunda kavga" haberi nedeniyle ikinci kez üst limitten idari yaptırım getirilmesini ''Sözün bittiği yer'' diye niteleyen Bilgin, ''Maalesef RTÜK iktidarın eleştirilmesini, haber yapılmasını cezalandırmayı misyon edinmiş'' dedi.
RTÜK’ün Tele 1 kanalına üç kez program durdurma cezasına karar verdiğini de hatırlatan Bilgin, Can Ataklı’nın programında ''Herkesin şehidi de kendine oluyor herkesin teröristi de kendine" sözlerinden niye bu kadar alınıldığını ve niye üst limitten idari yaptırım ve üç kez program durdurma kararı verdiğini anlamanın mümkün olmadığını kaydetti.
Halk TV ve Global TV’ye verilen cezalara de değinen Bilgin, yayın sırasında istemsiz yanlış ve tümden reddedilebilecek ifade kullanılmasının mümkün olduğunu, ancak kullanılan ifade veya program konuğunun yanlışlıkla sigarasını yakması gibi canlı yayın kazalarına üst limitten idari para cezası verilmesi insafsızlık olduğunu söyledi.
Bilgin, ''RTÜK’ün son kararları açık bir şekilde muhalifleri susturma, gözdağı verme operasyonudur'' dedi.
