Erişilebilirlik

Türkiye’de Kadın Haklarında Karar Günü mü?


İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi kararının iptali istemiyle açılan davanın görülmesine Danıştay Konferans Salonu'nda başlandı. Fotoğraf: Yıldız Yazıcıoğlu/VOA
İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi kararının iptali istemiyle açılan davanın görülmesine Danıştay Konferans Salonu'nda başlandı. Fotoğraf: Yıldız Yazıcıoğlu/VOA

ANKARA - Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin 3718 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın iptali için kadın örgütleri, avukatlar ve bazı siyasetçiler tarafından açılan davanın görülmesine başlandı.

Ankara’da bugün Danıştay önünde ülkede kadın hak mücadelesi içerisindeki sivil toplum örgütleriyle hukukçular ve siyasetçiler, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçilmemesi talebiyle buluştu.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadın eylemcilere yönelik son yıllardaki şiddet görüntülerinin 2021 yılında da tekrarlanması ardından sürpriz bir karar almıştı.

Danıştay'da İstanbul Sözleşmesi Davası Sürüyor
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:11:48 0:00


Erdoğan, TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe girmesine rağmen 20 Mart 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 3718 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’yla İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye Cumhuriyeti’nin imzasını geri çekmişti.

Erdoğan’ın imza attığı kararı iptal ettirmek üzere CHP, İyi Parti, HDP, HKP gibi siyasi partilerin yanı sıra kadın hak örgütleri ve kadın avukatlar tarafından Türkiye’nin idari yargı organı Danıştay nezdinde pek çok dava açıldı.

Ancak Danıştay 10'uncu Dairesi, başvurulara yönelik ilk değerlendirmesinde, Avrupa Konseyi bünyesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin artık İstanbul Sözleşmesi’nde imzacı olmamasına karşı yürütmeyi durdurma kararı vermedi.

Davadaki ilk karar hayal kırıklığıyla karşılanmasına rağmen ardından Danıştay Savcısı Nazlı Yanıkdemir imzalı savcılık görüşü, kadın örgütlerini umutlandırdı.

Savcılık tarafından İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı geri çekebilmek için TBMM tarafından karar alınması gerektiği belirtildi. Anayasa’ya aykırılık gerekçesiyle söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın iptal edilip edilmeyeceği ise merak konusu.

Bugün Danıştay 10’uncu Daire, kadın örgütlerince yapılan başvuruları kabul ederek ana salonda görüşeceği dava dosyasıyla ilgili kararını açıklayacak.

Kadın örgütlerinden buluşma çağrısı yaptı


Davada karar günü olması nedeniyle Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) gibi kadın hakları örgütleri ile bazı siyasi partiler ve barolar, bugün sabah Danıştay önünde buluşmak üzere çağrıda bulundu.

Bugün için sosyal medyadan “İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz” ve “İstanbul Sözleşmesini Savunuyoruz” etiketleri kullanılması da istendi.

EŞİK’ten yapılan açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek Anayasa’daki eşitlik ilkesinden, şiddeti önlemek ve maruz bırakılanları korumakla ilişkili diğer yasalardan vazgeçildiğinin, devletin kadın erkek eşitliği ve kadına karşı şiddeti önleme politikasını terk ettiğinin tüm dünyaya ilan edilmesidir. TBMM’de yasayla kabul edilen uluslararası bir sözleşmeden tek kişilik kararla çıkılması Sözleşme’nin kendisinin önemini de aşan bir önemi vardır. Bu karar Sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu tüm temel insan hakları belgelerinden de çekilebileceği anlamına gelmektedir. Bu sebeple, İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak sadece kadınların değil, demokratik bir ülkede adaletli ve insanca yaşamdan yana olan herkesin sorumluluğudur. Tüm kadınları, kadın ve LGBTİ+ örgütlerini, baroları, emek ve meslek örgütlerini ve siyasi partileri; eşit ve şiddetsiz bir yaşam isteyen herkesi hep birlikte hukuka ve İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya çağırıyoruz” denildi.


Savcılık kararı nasıl değerlendirmişti?

Danıştay Savcısı Nazlı Yanıkdemir imzalı Danıştay 10'uncu Dairesi’ne sunulan mütalaada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla ilgili hukuken Anayasa’ya aykırılık özetle şöyle ifade edilmişti:

“Kanun hükmü kazanan milletlerarası andlaşmaların hukuki etkileri de göz önüne alındığında, bu andlaşmaların hükümlerinin değiştirilmesinin, sona erdirilmesinin veya feshedilmesinin, Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerinin ayrıntılı bir şekilde tanımlandığı Anayasanın 104’üncü maddesinin 17’nci fıkrası uyarınca Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenmesi mümkün değildir. TBMM’nin uygun bulma kanunu uyarınca onaylanarak yürürlüğe giren bir milletlerarası andlaşmanın feshi ancak TBMM’nin uygun bulma kanununu yürürlükten kaldırması veya sona erdirmeyi uygun bulduğuna ilişkin yeni bir kanun çıkarması sonrasında alınacak bir Cumhurbaşkanı kararı ile mümkün olabilecektir. Yani, bir başka ifadeyle, dava konusu Sözleşme, TBMM tarafından 24/11/2011 tarih ve 6251 sayılı Kanunla uygun bulunduğuna göre, feshedilmesine ilişkin bir kanun çıkarılmadıkça, sadece Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilemez. Açıklanan nedenlerle ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 28'inci maddesinin, bir davaya bakmakta olan mahkemenin, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanun hükmünü Anayasaya aykırı görmesi durumunda bu yoldaki gerekçeli kararı ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurmasına olanak tanıyan 1'inci fıkrası uyarınca, dava konusu 19/03/2021 gün ve 3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın dayanağı olan 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında yer verilen ‘bunların hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları sona erdirme’ ibaresinin Anayasa’nın 6 ve 7'nci maddeleri ile 104'üncü maddesinin 17’nci fıkrasına aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiği; bu görüşün heyet tarafından yerinde görülmemesi halinde uyuşmazlık yürürlükte bulunan hükümlere göre sonuçlandırılacağından, 20/03/2021 tarih ve 31429 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti Bakımından feshedilmesine ilişkin 19/03/2021 tarih ve 3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptali yönünde karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.”

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

ABD’nin inşa ettiği geçici liman üzerinden Gazze’ye yardım sevkiyatı başladı - 17 Mayıs
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG