Erişilebilirlik

Türkiye Yeni Bir Göç Dalgasından Endişeli


Suriye sınırına asker sevkiyatına hız veren Türkiye, aynı zamanda Eylül başında düzenlemeyi planladığı ancak toplamayı başaramadığı dörtlü Suriye Zirvesi için çalışmalarını sürdürüyor.

Rusya, İran ve Türkiye’nin katıldığı Tahran’daki Suriye Zirvesi’nden dönüşte gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirvenin ön hazırlıklarının bir hafta içinde başlayacağını ifade etti.

Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Vahap Munyar’ın haberine göre Cumhurbaşkanı, “Bu ayın (Eylül) 14’ünde dört ülkenin temsilcileri İstanbul’da bir araya gelecek. Ön hazırlıkları yapacak. Daha sonra da inşallah dörtlü olarak bizler, liderler olarak bir araya geleceğiz” dedi.

“Suriye rejimiyle temas etmemiz söz konusu değil”

Tahran’daki zirvede İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’e “ateşkes” önerisini kabul ettiremeyen Erdoğan, gazetecilerin Esat rejimiyle Türkiye’nin temas edip etmeyeceği sorusuna yanıt verirken “serbest seçimleri” işaret etti.

Cumhurbaşkanı, “Bizim şu anda rejimle böyle bir şey yapmamız söz konusu değildir. Bizim sadece Suriye halkıyla ilişkilerimiz var. Bunlar da ağırlıklı olarak ılımlı muhaliflerdir. Ilımlı muhaliflerle bizim ilişkimiz var. Ama terör gruplarıyla değil. Rejimle ise zaten söz konusu değil. Ha, seçim yapılır, yeni anayasa ile beraber halkın seçtiği bir iktidar iş başına gelir, o ayrı mesele. Biz tabii Esed’i filan hiç konuşmuyoruz. Bütün mesele, oradaki seçmen potansiyelini ortaya çıkarmak. Suriye’nin içindeki seçmenler var, dışındaki seçmenler var, oluşacak seçmenler var. Bu yapı nasıl teşekkül edecek? Bunu bir defa görmemiz lazım. Temennimiz odur ki inşallah Suriye’nin çilesi biter” dedi.

Erdoğan: “ABD Suriye’de seyirci konumda”

Türkiye’nin İdlib’de ABD’yle aynı safta olmadığını söyleyen Erdoğan, Washington’un Menbiç’te de Ankara’ya verdiği sözü yerine getirmediğini ifade etti.

Erdoğan, “Onların (ABD’nin) kör bahaneleri var. Nedir o kör bahane? ‘Kimyasal silah kullanırsanız, biz şöyle yaparız, böyle yaparız’ diyorlar. Bize göre, sadece kimyasal silah tehdidi üzerinde durmak, konvansiyonel silahlarla yol açılan ölümlere aldırmamak doğru bir yaklaşım değil. ABD, Suriye’de olup bitenleri şu anda tamamen tribünden seyreden bir seyirci konumunda. Hiçbir sözünün arkasında değil. Münbiç’te sözünü tuttu mu? ‘90 gün’ dedi. Geçti doksan gün. Şimdi yeniden terör örgütlerini oraya sokmanın gayreti içerisinde. Aynı şeyi Deyrizor’da yaptı. Deyrizor’dan şu anda terör örgütlerini, PYD’yi, YPG’yi besliyorlar. Neyle? Petrolle” dedi.

PYD/YPG’nin ham petrol gelirinin 300 milyon dolar olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, bu ürünlerin işlenmesi halinde elde edilecek gelirinin 700-800 milyon doları bulacağını söyledi.

Erdoğan: “İdlib’de sivillere yönelik saldırı göç dalgasına neden olur, Türkiye bunun bedelini ödememeli”

Türkiye’nin İdlib’e yönelik operasyonun şiddetlenmesi halinde kendi sınırına doğru büyük göçmen akını olmasından endişe duyduğunu bir süredir en yetkili ağızlardan dillendiriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Türkiye’nin bu konudaki hassasiyetini yineledi.

Erdoğan, “Suriye’de 7 yıldır devam eden savaşın daha büyük insani dramlar üretmesine müsaade etmemeliyiz. Tabii biz Suriye’de DEAŞ ve PYD-YPG başta olmak üzere bütün terör örgütlerinin temizlenmesinden yanayız. Sahada oldu bittilere izin vermeyeceğimizi Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla da ortaya koyduk.

İdlib’de malum 3.5 milyon insan yaşıyor. Bizim burada 12 askeri gözlem noktamız var. Halep, Doğu Guta gibi yerlerden gelen ılımlı muhalifler de şu anda İdlib’de bulunuyor. Nusra gibi unsurlar bahane gösterilerek sivillere yönelik saldırıları kabul edemeyeceğimizi ifade ettik. Bu, büyük bir insani drama ve yeni bir göç dalgasına da neden olur. Türkiye, bunun bedelini ödemek durumunda kalmamalıdır” dedi.

Süleyman Soylu: “Olası göç dalgasının sorumluluğu bizde değil”

Suriye’den Türkiye’ye dönük olası göç dalgası Pazar günü Hatay'ın Yayladağı ilçesindeki Geçici Barınma Merkezi'ni ziyaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da gündemindeydi.

Bakan Soylu, “255 bin 300 Suriyeli kardeşimiz son iki yılda geri döndü. Demek ki orada eğer huzur sağlanırsa kendi topraklarının özlemi içerisindeler. Bunun 160 bini Fırat Kalkanı bölgesinde devletimizin ortaya koymuş olduğu o huzur hattı oluştuğu anda geri döndü. Bugün de yine aynı mesele, İdlib ve çevresinde oluşturulmaya çalışılıyor. Devletimiz bu konudaki tavrını hem toplantılarda hem dünyaya seslenmelerinde hem de değerlendirmelerinde açıkça ortaya koymaktadır. Bizim derdimiz insaniyettir. Bundan vazgeçmeyeceğiz. Burada oradan başlayacak bir göç dalgasının da sorumluluğu bize ait değildir” dedi.

Bahçeli: “Yeni bir göç dalgasına asla müsaade edilmemeli”

24 Haziran Seçimleri’nde AKP ile ittifak yapan ve sonrasında birçok konuda benzer bir söylem içinde bulunan MHP de yeni bir göç dalgasından endişe duyuyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumartesi günü twitter’dan yaptığı açıklamada, yeni bir göçün Türk milletinin geleceğini karartacağını söyledi.

MHP lideri, “Yeni ve yoğun bir göç dalgasına asla müsaade edilmemeli, nüfus istiklalimizi daha fazla zora ve sıkıntıya sokacak adım ve kararlardan ihtiraz edilmelidir. Türkiye Türk milletinindir. Anadolu Türk vatanıdır. Ülkemizdeki Suriyelilerin güvenli ve süratli şekilde asıl yurtlarına sevki acilen planlanıp hayata geçirilmelidir. Sınırlarımıza diktiğimiz duvarların aşılması, yeni göç akınları millet varlığının geleceğini karartacaktır” dedi.

STÜDYO VOA

Uluslararası yatırımcılar Türk ekonomisinden güvence bekliyor – 17 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:50 0:00
XS
SM
MD
LG