Erişilebilirlik

‘‘Türkiye Salgın Hastalıkla Mücadelede Ezberleri Bozabilir’’


McGowan Enstitüsü Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve COVID 19 araştırma kurulu üyesi Doç.Dr. Ergin Koçyıldırım
McGowan Enstitüsü Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve COVID 19 araştırma kurulu üyesi Doç.Dr. Ergin Koçyıldırım

Çocuk felci aşısının bulunduğu ABD’nin önde gelen araştırma merkezlerinden McGowan Enstitüsü Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve COVID 19 araştırma kurulu üyesi Doç.Dr. Ergin Koçyıldırım, Türkiye’nin Corona virüsü hastalarına uyguladığı sıtma ilacı tedavisiyle salgınla mücadele konusunda öne çıkabileceğini söyledi.

Koçyıldırım, Türkiye’de bilimin önünün kesilmemesi, akademisyenlerin araştırmalarını özgürce yapabilmesi, hükümetin salgın hastalıkla mücadelede elindeki bilgileri ve mücadele yöntemlerini şeffaf bir şekilde paylaşması halinde bilinen tüm ezberleri bozabileceğini kaydetti.

VOA Türkçe’ye görüşlerini aktaran Koçyıldırım, ‘‘Daha kolay olan, geriye dönük randomize paralel grup çalışmaları ile güvenlik ve etki çalışmaları çok popüler. Ancak Türkiye, bundan bir adım daha ileri giderek tedavi protokolünde olan diğer ilaçlardan bağımsız olarak, hidroksiklorokin ile ilgili plasebo kontrollü, randomize kontrollü bir çalışma planlayabilir. Benim kişisel olarak en büyük beklentim, COVID-19 tanısı doğrulanmış 170 bin hastanın varlığı ve bu kadar hasta üzerindeki hidroksiklorokin kullanımı deneyimi ile Türkiye’nin, dünyadaki ezberi bozabilecek bir çalışma başlatması” dedi.

“Veriler dünyayla şeffaf bir şekilde paylaşılmalı”

Türkiye’de salgın hastalıkla verilen mücadelede yaşananların bilimsel olarak resmi yollardan dünyayla paylaşılması gerektiğini belirten Koçyıldırım, “Sağlık Bakanlığı COVID-19 ile ilgili yapılacak tüm bilimsel yayınların etik kurul onayı alınmadan önce, Bakanlık tarafından kurulmuş COVID-19 Bilimsel Araştırma Değerlendirme Komisyonu’ndan onay alınmasını zorunlu hale getirdi. Bu da akıllara akademik özgürlüklerle ilgili bazı endişeleri getiriyor. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın da 27. maddesine aykırı olan bu yaklaşım akademik üretkenliği negatif yönde etkileyebilir. Sağlık Bakanlığı kendisine 4.637 bilimsel çalışma başvurusu geldiğini söylüyor. Yüzde 96’sının kabul edildiğini ancak 185 gibi yüksek bir sayıda yayının da geri çevrildiğinden bahsediyor. Bu yayın reddinin hangi kriterlere göre yapıldığını bilmiyoruz, ancak çok merkezli olarak planlanan ve İstanbul da dahil olmak üzere birçok üniversiteden yapılan çoğu çalışmaya izin verilmediğini bilmekteyiz. Bütün verileri tek merkezde barındıran Sağlık Bakanlığı’nın elindeki bu verileri nasıl ve ne amaçla kullanacağını bilmediğimiz gibi, çalışması reddedilmiş bilim insanlarının var olduğunu görmek çok endişe verici” dedi.

“Sıtma ilacıyla ilgili karmaşa devam ediyor”

Sıtma ilacı olarak da bilinen hidroksiklorokin ile ilgili karmaşanın devam ettiğini belirten Koçyıldırım, “Tıp dünyasının saygın dergilerinden birisi olan Lancet’te ilacın COVID-19’a etkisi olmadığına dair çıkan makale yazarları tarafından geri çekildi. Yine NEJM dergisindeki aynı yazarlar tarafından kaleme alınmış makale de geri çekildi. Burada tıbbi etik ve veri yönetimi devreye giriyor. 5 kıtadan 96 bin hasta üzerinde yapılan bir çalışmanın veri toplama ve analiz görevinin, çok yeni kurulmuş ve aslında tam olarak kendini ispatlamamış bir özel şirkete verilmesi, bu verilere bazı yazarların ulaşamıyor oluşu, bir takım etik sorunları da beraberinde getirdi. Dünya Sağlık Örgütü de hidroksiklorokin ile yaptığı çalışmayı önce askıya almasına sebep olan bu çalışmalar, daha sonra örgütün çalışmaya devam etmesi ile uzunca bir süre rafa kalkacağa benziyor” dedi.

İkinci dalga gelecek mi?

Salgın hastalığın ikinci dalgası konusunda görüşlerini ifade eden Koçyıldırım, “İkinci dalga olup olmayacağı da büyük bir soru. Kimse cevabını bilemiyor. Minneapolis’te, George Floyd’un polis şiddeti sebebiyle hayatını kaybetmesi sonucu başlayan protestolar, kanımca salgını daha iyi tanımamıza sebep olacak. İnsanoğlu, bir başkasının gözünün önünde şiddet görerek hayatını kaybetmesine, onuruyla cevap verdi. Günler önce hastalıktan başka bir şey konuşmayan insanlar, hastalıktan korkan insanlar bir anda önceliklerini değiştirdiler. Bu çok insani bir refleks. Bir canın kaybına, kendi canını ortaya koyarak cevap vermek. Protestolar esnasında Amerika’nın birçok merkezinde sosyal mesafe kurallarının korunamadığını gördükçe salgın açısından endişelenmemek mümkün değil. Öyle ki New York Valisi, tüm göstericileri test olmaya davet etti. Yeni hasta sayılarını önümüzdeki günlerde çok iyi analiz etmek gerek. Son zamanlarda virüsün virülansının (öldürücülüğünün) ve virüs yükünün azaldığına dair söylemler var. Özellikle Amerika’da önümüzdeki günlerdeki son durum, salgını daha iyi anlamamıza sebep olacak” dedi.

STÜDYO VOA

IMF Avrupa Dairesi Direktörü Kammer: “Türkiye’deki ekonomik programı destekliyoruz” – 19 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG