Erişilebilirlik

Türkiye'nin Dış Politikası Eleştirilemez mi?


Eren Erdem
Eren Erdem

Türkiye’nin önce Rusya, ardından Irak ve İran ile ikili ilişkilerdeki gerginlik sürecinde, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem gibi AKP hükümetinin izlediği dış politikaya eleştiri yöneltenler hakkında “vatan haini” suçlaması yapılıyor. Erdem hakkında savcılık soruşturması da açıldı.

Türkiye–Rusya ilişkilerinde “gerginliği tırmandırmamak” olarak özetlenen diplomatik temaslarla tansiyonu düşürme politikası henüz sonuç vermedi. Bu süreçte, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, doğrudan AKP hükümeti ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik suçlayıcı açıklamaları sürdürüyor.

Putin: ‘Mevcut yönetimle anlaşmak zor’

Son olarak Putin, geniş katılımlı yıllık basın toplantısında Türkiye'yle ilişkilere ilişkin özetle şunları dile getirdi:

“Türkiye yönetiminin uçağımızı düşürmesini, dostça bir adım olarak değil düşmanca bir hareket olarak değerlendiriyoruz. Bir sorunla karşılaşıldığında ülkeler normalde birbirleriyle iletişim kurup açıklama yaparlar. Ancak uçağımızı düşürdükten sonra Türkiye, bunun yerine NATO'nun arkasına saklandı. Biz Türkiye ile işbirliğini reddetmedik. Antalya’ya G20 zirvesine gittim ve orada birçok Türk yöneticiyle görüştüm. Bizim önümüze uluslararası hukuka uymayan Türkiye hakkında çok hassas konular koydular. Türkmenler hakkında ise hiçbir şey duymadım. Türkmenler'e saldırılarla ilgili soru sorabilirlerdi. Biz de ‘Tamam anlıyoruz. Size yardım etmeye hazırız’ diyebilirdik. Türkiye'deki mevcut yönetimle anlaşmaya varmak zor olacak gibi görünüyor. İlişkilerin onarılması konusunda umut görmüyorum. Suriye krizi konusundaki tutumumuzu değiştirmedik. Suriye’yi kimin yöneteceğine dış güçler karar veremez. Rusya, Suriye krizinin tüm tarafları memnun edecek şekilde çözülmesi için çaba gösterecek. Suriye’de siyasi çözüm mümkün.”

Erdoğan: ‘Bu nasıl bir ihanettir?’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, doğrudan Rusya yerine bugünkü açıklamasında son günlerde hükümete yakın medya kuruluşlarınca “vatan haini” olarak suçlanan CHP’li Eren Erdem’i hedef aldı. Erdoğan, Rusya ile yaşanan durumu “gerilim” ifadesiyle özetlediği açıklamasında CHP’li vekille ilgili olarak şunları söyledi:

“Bu ülkede ‘Cumhuriyetle yaşıtız’ diyen bir partinin milletvekili Türkiye terör örgütlerine kimyasal silah sattı diyecek kadar ihanet çukuruna batabiliyor. Mensubu olduğu partiden bir ses var mı, neyi bekliyorlar? Bu nasıl bir ihanettir? Sen nasıl olur da, bu ülkeyi Suriye gibi katil Esed'in başında olduğu bir terör devletine sarin gazı vermekle suçlayabilirsin? Bunu partisinin içinde barındıranlara şahsım adına yazıklar olsun diyorum. Türkiye, İran'la yakın ilişkiler içindeyken bizi İrancı olmakla itham edenler, aramızda bazı görüş ayrılıkları belirince bir anda kendileri İran'ın safına geçtiler. Aynı durumu Yunanistan'a, Ermenistan'a, Avrupa ülkelerine, Afrika'ya tüm dünyaya uyarlayabilirsiniz. Türkiye'nin sorun yaşadığı kim varsa onun safında yer almayı kendilerine görev bilenleri siyasette, medyada, akademide, her yerde görmek mümkün. Kendi ülkelerine ve milletine ihanet bunların adeta iliklerine işlemiş. Bu hastalıklı ruh hallerini Tayyip Erdoğan düşmanlığıyla, hükümet karşıtlığıyla, iktidar partisine muhalefetle perdelemeye çalışıyorlar. Bunların asıl düşmanlığı bu ülkeye ve bu milletedir. Bunların düşmanlığı milletimizin temsil ettiği tüm değerlere, özellikle de inancımıza, tarihime, kültürümüze yöneliktir.”

lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:10:07 0:00

'Sarin gazı' Adana Cumhuriyet Savcılığı iddianamesinde

CHP’li Erdem ise, 14 Aralık’ta Rus TV kanalı RT’ye verdiği röportajda, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/120 sayılı iddianamesindeki yazılı bilgileri aktardığını vurguladı. Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Erdem, söz konusu savcılık iddianamesinde Türkiye üzerinden IŞİD’e sarin gazı taşındığına ilişkin ifadeler, bilgiler bulunduğunu kaydetti. Geçtiğimiz günlerde Meclis kürsüsünden elinde iddianameyi AKP’li vekillere de göstererek sarin gazı meselesini açıkladığını belirten Erdem, şimdi Rus TV kanalına röportaj verdiği için yaşadığı vatan hainliği suçlaması ve bugün de bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini hedef almasından dolayı rahatsızlık yaşıyor.

Erdem: ‘Türkiye verdi demedim’

Siyasetçi kimliğiyle kendisiyle görüşmeyi talep eden tüm medya kuruluşlarına kapısı açtığını belirten Erdem, medyaya yönelik Rus, Amerikan gibi milletler veya kimlikler üzerinden kodlama yapmadığını da dile getirdi. Türkiye’de de medya özgür ve bağımsız olsun diye mücadele verildiğini söyleyen Erdem, ayrıca Rus TV’nin kendisine Meclis’teki konuşması ardından ulaştığını ve ilk önce İstanbul’da kimyasal silah belgeleriyle ilgili kamuoyuna açıklama yaptığını da hatırlattı. Meclis’te Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesini anlattığını yineleyen Erdem, sarin gazı ile ilgili tüm bilgiler ve iddiaların resmi savcılık makamına ait olduğunu belirterek, “Sarin gazını Türk hükümetinin verdiği yönünde bir cümlem kesinlikle yok. Avrupa’dan alınmış gaz konusunda Türkiye’nin transit ülke olduğunu söyledim” dedi.

Kendisi hakkında “vatan hainliği” iddiasıyla soruşturma açma kararı alan Ankara Cumhuriyet Savcılığı ile ilgili de Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) başvuru yaptığını da açıklayan Erdem, sözlerini özetle şöyle sürdürdü:

“Meclis’teki konuşmam üzerine pek çok medya kuruluşu konuya ilişkin demeç talebinde bulundu. Ben de tutanaklardaki konuşmamı tekrar ederek olaya ilişkin bilgileri yineledim. Ancak Rus TV kanalına açıklamam sırasında da konuşmamı yineledim. İktidar ayaklar altına aldığı milliyetçiliği dönem dönem hortlatarak, farklı kalıplar içerisinde bir algı operasyonu yönetmeye çalışıyor. Siyasete yön vermeye çalışıyor. Bu sağlıklı bir durum değil. Benim için de havuz medyası başta olmak üzere kampanya başlattılar. Ben bu kampanyaya karşı diyorum ki gerçek vatan hainleri bizim paylaştığımız iddianamelerin içerisinde yazılı olan iddiaların muhatapları olanlardır. Gerçek vatan hainleri bunlardır. Çünkü ülke kaynaklarının örgütlere peşkeş çekilmesini hiç kimse meşru göremez. Sarin Gazı İddianamesi 2013 yılında hazırlanmış bir iddianamedir. Ben bu iddianameye, müspet delillere dayanarak bir konuşma yaptım. Bu iddianame ortada ancak havuz medyası ve iktidar bu iddianameye tek kelime etmeksizin benim üzerinden bir operasyon yürütüyor. Ciddi ölüm tehditleri savrulmaktadır. Evimin önüne gruplar gelerek tehdit etmektedir ve Emniyet ciddi bir tedbir almamaktadır. Bir milletvekiline yönelik yanlış bir yönlendirmeyle nasıl linç yapıldığına tanıklık ediyoruz. Biz parti örgütlerimizle birlikte bu linçe karşı koymaya çalışıyoruz. Bu iddianamede Meclis tutanaklarına girdi ve basına da yansıdı. Havuz medyasında hakkımda ölüm tehditleri savuranlar aleyhine suç duyurusunda bulundum. Benim hakkımda soruşturma başlatan savcı hakkında ise Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) şikayet başvurusunda bulundum. Asıl kanunsuzluk bu iddianamenin örtülmesi için çalışmaktadır. Ben Meclis’te ettiğim yemine sadık şekilde ülkemizin çıkarları için mücadele ediyorum. Birilerince benim ülkem üzerinden Sarin Gazı geçirilmesine veya birilerince MİT tırlarıyla IŞİD’e silah taşınmasına sessiz kalmamızı beklememeli. Birileri susarak vatansever olmamızı bekliyorsa biz Nazım Hikmet gibi vatan haini olmayı tercih ederiz. Çünkü bu ülke çocukları alın teriyle terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmak kabul edilebilir bir şey değildir.”

Erdem: ‘Putin’in yaklaşımı sağlıklı değil’

Dış politika açısından bölgede iki diktatör arasında karşılıklı inatlaşma yaşandığını söyleyen Erdem, “Halklarımızın büyük bir sıkıntı içerisine sürüklendiğini görüyoruz. Erdoğan demek Türkiye demek değildir. Erdoğan, Türkiye’nin başındaki bir talihsizliktir. Biz Türkiye’yi savaş tamtamları çalan bir iradeyle özdeşleştirerek, Türkiye’yi yargılama noktasına getiremeyiz. Bu noktada yanlış yapanlar elbette bedel ödemelidir ama genel anlamda Putin’in de yaklaşımlarını çok sağlıklı bulmuyorum. Bölge halklarının kendi kaderlerini tayin etme hakkı vardır. Ne Rusya ne de başka bir ülkece müdahale edilmesi ahlaki ve etik değildir. Bu bölgeye müdahaleci siyasetin iz düşümü olarak Putin’in tutumunu da yüksek sesle eleştirmek gerekiyor kanaatindeyim” dedi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Mehmet Şimşek’ten “harcamaları azaltma” mesajı - 18 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG