Erişilebilirlik

Türkiye: 'ABD’nin PYD/YPG’ye 1 Saat Bile Desteği Zararlı'


Türk Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Suriye’deki PYD-YPG’ye tepkisini yineleyerek, “ABD’nin siyasi, askeri sözcülerden de farklı açıklamalar geliyor. ABD’nin 1 saatlik işbirliği bile son derece zararlı ve endişelere yol açan bir husus. Bu belirsizlik de endişeleri arttırıyor. Bunun yanlış olduğunu söylüyor, uyarıyoruz” mesajını verdi.

Kaynaklar, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in ev sahipliğinde Soçi’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin görüşmesi sonrasında Suriye’deki son durumu değerlendirdi. Kaynaklardan aktarılan bilgiye göre,Ankara’nın, PYD-YPG meselesinde ABD’nin bu örgüte desteğinden duyduğu rahatsızlık sürüyor ve Rusya’dan da örgüte tavır alması bekleniyor.

Bakanlık kaynakları, Türkiye’nin ancak ABD ve Rusya’nın Suriye’nin geleceğine ilişkin tavrını netleştirmesi halinde kendi başına izleyeceği politikayı ortaya koyacağı mesajını da veriyor. Kaynaklar, “(Suriye’de) Toprak bütünlüğü, siyasi birlik, mezhep ayrımcılığa dayanmayan, halkın beklentilerine cevap veren bir irade olmasını istiyoruz.” ifadesiyle ABD ve Rusya’dan buna göre tavır beklendiğini vurguluyor.

Kaynaklar, Washington’un Suriye’deki Kürt yapılanması PYD-YPG konusunda görüş ve eylem birliği içerisinde hareket etmediği görüşünü de vurguluyor. Türkiye’nin, ABD’den acilen tavır değişikliği beklediğini kaydeden kaynaklar, “PYD-YPG’ye Amerikalılar tarafından geçici olarak tanımlanan destek, ikili ilişkilerimizin dikenli ve önemli meselelerinden birisi. Dolayısıyla ikili veya teknik temaslarımızda gündemimizde en üstteki konu başlıklarından birisi. ABD yönetiminin ahenkli olarak davranmadığı bir gerçek. Siyasi direktiflerin sahaya ne zaman, nasıl yansıyacağı konusunda ABD içerisinde belirli sıkıntılar yaşandığı bir gerçek” görüşünde. Buna rağmen Türkiye’nin ABD’yle her düzeyde temaslar yürüttüğünü belirten kaynaklar, Washington’a sıklıkla ‘Geçici işbirliği ne demek?’ sorusunu sorduklarını ancak tatmin edici yanıt alamadıklarını söyledi.

Kaynaklar, özetle, “DEAŞ (IŞİD) gerekçesiyle terör örgütleriyle işbirliği yanlış. Suriye’de son dönemde terör örgütü DEAŞ’ın gerilemesine rağmen PYD-YPG’ye mühimmat desteğinin sürdürülmesi yanlış. ABD’nin siyasi, askeri sözcülerden de farklı açıklamalar geliyor. ABD’nin 1 saatlik işbirliği bile son derece zararlı ve endişelere yol açan bir husus. Bu belirsizlik de endişeleri arttırıyor. Bunun yanlış olduğunu söylüyor, uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin ABD’yle Münbiç olayında da sıkıntı yaşadığını anımsatan kaynaklar, o dönemde Barack Obama yönetimince verilen Münbiç konusundaki taahhütleri vurgulayarak, “Siyasi düzeyde verilen bu taahhütlerin askeri-teknik düzeyde gerçekleşmediğine de hepimiz şahidiz.” hatırlatması yaptı.

McGurk’ün açıklamasına ilişkin kuşku

Türk Dışişleri Bakanlığı kaynakları, ABD Başkanı’nın IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk’ün, Twitter hesabı aracılığıyla Suriye’ye ilişkin son açıklamasına da kuşkuyla yaklaştıklarını belirtti. Kaynaklar, McGurk’ün, Rakka operasyonuna katılmış 400 Amerikan askerinin ülkeye geri dönüşünü duyurduğu mesajına ilişkin özetle şu görüşleri dillendirdi:

“McGurk’ün önce orada ne kadar ABD askeri personeli olduğuna karar vermesi lazım. Önce sonradan yalanladıkları 2 bin demişlerdi. Sonra bunu 500 civarına indirdiler. Mesela Amerikan tarafı, Suriye’ye ulaştırılan tırlardaki malzemelerin çok azının PYD-YPG’ye gittiği söylüyor. Tırlardaki malzemenin önemli bölümünün oradaki ABD askerlerinin ihtiyacı için gittiğini söylüyorlar. Bu durumda tırlara ve hacimlerine bakıldığında ya orada (Suriye) çok büyük Amerikan gücü var ve büyük konvoylarla idamesi gerekiyor. Ya da bize verdikleri bilgilerde eksiklikler var.”

Dolayısıyla kaynaklar, Türkiye’nin ABD’nin ilettiği PYD-YPG’ye verilen askeri malzeme desteğiyle ilgili bilgilere kuşkuyla yaklaştığını da yineliyor. Türkiye’nin, Washington’a açıkça söz konusu tır trafiği fotoğrafları ve bilgisini verdiğini ve ABD’nin bunu inkar etmediğini de söylüyorlar.

Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ABD Başkanı Donald Trump’la görüştüğünü hatırlatan kaynaklar, ABD’nin Ankara’yla PYD-YPG’ye verilen silah listesini paylaşması konusunda, Türkiye’nin zaten bir “terör örgütüne” silah verilmesine karşı olduğunu vurguluyor. Kaynaklar, “Mesele Türkiye’ye karşı şeffaf olunma meselesi değil bu yardımın bize tehdit olarak geri dönmesi” mesajını aktarıyor.

Rusya’dan hem PKK hem de PYD-YPG beklentisi sürüyor

Kaynaklarca aktarılan bilgiler itibariyle Türkiye, Suriye meselesinde ABD’den beklediği tavır değişikliğini halen göremediğini ve bunun kısmen Washington yönetiminde siyasi–askeri taraflarda “tutarsızlık” yaşanmasından kaynaklandığını ifade ediyor. Bu noktada Ankara’nın, Rusya’dan henüz beklentisine karşılık bulamadığı ancak Soçi’deki zirve sonrasında Moskova’dan yana umutlu olunduğu gözlemleniyor.

Türk Dışişleri Bakanlığı kaynakları, “Rusya PKK’yı terör örgütü olarak kabul eden bir ülke değil. Bundan rahatsızlığımızı da gayet iyi biliyorlar. Moskova’da Rojova Temsilciliği adı altında bir büro da halen faaliyet gösteriyor. Biz Suriye’deki hedeflerle eylemlerin örtüşmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Bu çerçevede ilerlenmesi gerekiyor diyoruz” görüşlerini dile getirdi. Rusya, Türkiye ve İran’ın liderler seviyesindeki zirvesi çerçevesinde, Ankara’nın, “Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünü orada tek taraflı ihlal eden örgüt” olarak PYD-YPG’ye yaklaşımının anlaşıldığı da savunuldu.

Astana Süreci’nin Rusya–Türkiye–İran işbirliğiyle gerçekleştiğini vurgulayan kaynaklar, “Rusya’yla Aralık 2016’dan bu yana sahadaki sükunetin tesisi konusunda birlikte çok önemli mesafeler elde edildi. Rusya ile her konuda aynı fikirde olmak gibi, aynı dalga boyutunda olmak gibi bir zorunluluğumuz yok. Ama iş Suriye’de sükunetin sağlanmasına gelince bizim orada Rusya ile ortak çıkarlarımız var. Ve bunu sadece ülkelerimiz değil Suriye’nin de yararına yaptığımızı umut ediyoruz” düşüncesinde. Bu noktada kaynaklar, Rusya’nın, PYD-YPG konusunda Suriye’deki istikrar açısından yeniden değerlendirme yapacağı görüşünü koruyorlar.

Rusya PYD-YPG’yi davet edecek mi?

Türkiye’nin önemli tartışmalarından birisi de Rusya’nın Soçi’de düzenlenmesi planlanan “Suriye Ulusal Diyalog Kongresi”ne PYD-YPG’yi davet edip etmeyeceği meselesi.

Kaynaklar, Rusya–Türkiye–İran hattında bu kongreye ilişkin “katılımcı listesi müzakeresi” yapıldığı bilgisini de paylaştı. Kaynaklar, üç ülke arasında katılımcılar konusunda çalışma yürütüldüğünü ancak henüz ortada kongre katılımcılarına ilişkin kesin liste çıkmadığını da ifade etti. Türkiye’nin muhalefet içerisindeki Suriyeli Kürtlere karşı olmadığını ve Kürt temsilini de doğal gördüğünü belirten kaynaklar, ancak silahlı PYD-YPG’nin diğer muhaliflerle aynı kefeye koyulmasını istemediklerini anlattı. Kaynaklar, Türkiye’nin, Suriyeli muhaliflerden kongrede katılımcı olacaklara ilişkin uygun kişi veya grup isimlerini Rusya ve İran’a aktardığını belirterek, “Bu liste çalışmasına gerekli katkıları vermekteyiz, vereceğiz.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin Esat tavrı ne olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Soçi dönüşünde uçakta Beşar Esat rejimiyle Türkiye arasında görüşme yapılması ihtimali için “Siyasetin kapıları son ana kadar her zaman açıktır” demişti.

Türk Dışişleri Bakanlığı kaynakları ise, henüz Beşar Esat’a ilişkin Ankara’nın yürüttüğü aleyhte yaklaşımda değişiklik olmadığı izlenimini verdi. Kaynaklar, özetle, “Suriye’de yakın tarihin en kanlı bilançolarından birisi duruyor. 500 bini aşkın ölü, nüfusun yarısı Suriye dışına çıkmış durumda. Suriye rejimi tarafından en az 3 kere kimyasal silah kullanıldığı BM tarafından tespit edilmiş durumda. Bu kadar ağır bir tablonun sorumlularının, Suriye’nin geleceğinde yerinin olmaması gerektiği bizim için sarih. Suriye’de bu ihtilafın ortaya çıkmasında imzası olan birinin yeri olmaması gerekir. Yeni bir başlangıçtan söz ediyorsak bunun yeni bir mutabakata ve yeni bir temele oturması lazım. Arkasında bu kadar bagaj bırakan bir Suriye yönetiminin, Suriye’yi geleceği taşıyacağına Türkiye halen inanmamaktadır. Biz yeni Suriye’de yeri olmaması gerektiğini anlayışını biz devam ettiriyoruz” görüşlerini paylaştı.

Kaynaklar, ancak Esat konusunda son kararı Suriye’nin vereceğini de vurgulayarak, “Suriye halkı, adil ve hür BM gözetiminde seçimlerle kararını verecek. Suriye halkının 6,5 yılının bilançosuna neden olanların tarafını tutmayacağı açık“ diye konuştu.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Donald Trump’ın sus payı davasında yeni aşamaya geçildi – 22 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG