Erişilebilirlik

Türkiye-AB İlişkilerinde Yeni Dönem Kapıda mı?


Güney Kıbrıs 1 Temmuz’da resmen Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı görevini üstlenmeye hazırlanırken Avrupalı siyasetçilerin Türkiye’ye ilgisi artıyor. Hafta başında Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’yi ağırlayan Ankara’nın dünkü önemli misafiri ise AB’nin Genişlemeden Sorumlu Yetkilisi Stefan Füle oldu

Türkiye-AB ilişkilerinde yeni dönem kapıda mı?

Güney Kıbrıs 1 Temmuz’da resmen Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı görevini üstlenmeye hazırlanırken Avrupalı siyasetçilerin Türkiye’ye ilgisi artıyor. Hafta başında Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’yi ağırlayan Ankara’nın dünkü önemli misafiri, Avrupa Birliği’nin Genişlemeden Sorumlu Yetkilisi Stefan Füle oldu.

Güney Kıbrıs’ın dönem başkanlığında Türkiye’nin AB’yle ilişkilerine 6 ay süreyle ara verebileceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, Füle’yi Başbakanlık’ta kabul etti. Erdoğan, Genişlemeden Sorumlu Füle’ye, Avrupa'nın şu anda yaşadığı krizi bir fırsata dönüştürmeyi başarmasını umut ettiğini, AB'nin bunu başarabilmesi için kendi içine kapanma yerine, genişleme vizyonunu korumasının önemli olduğunu söyledi.

Füle ise AB’nin başta 4.Yargı Paketi olmak üzere Türkiye’nin hayata geçirmeyi planladığı tüm reformlara kesin destek verdiğini bildirdi.

Aslında AB Genişlemeden Sorumlu Yetkilisi Stefan Füle, AB ile Türkiye arasında uygulanacak olan “Pozitif Gündem” buluşması sonrası Adalet Bakanı Sadullah Ergin, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’la birlikte düzenlediği basın toplantısında 4. Yargı Paketi’nden övgüyle bahsetti. Füle, “Özellikle yolsuzlukla mücadele alanında, özellikle 4. Yargı Reform Paketi’nin de hayata geçirilmesi niyeti bizleri memnun etmektedir. Özellikle ifade ve basın özgürlüğü alanında da yeni reformları kapsamakta ve bahse konu paket aynı zamanda ifade özgürlüğü, özgürlük ve güvenlik hakkı ve adil yargılanma hakkı gibi son derece temel alanlardaki sorunları çözümlemek için önemli fırsatlar yaratacak” dedi.

CHP 4. yargı paketine mesafeli

Ancak ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi, reform paketi hakkındaki eleştirilerini AB yetkilisine iletti. Genel başkan yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve Faruk Loğoğlu’yla birlikte Füle’yle görüşen Kılıçdaroğlu, “ilk üç yargı reform paketine baktığımızda bu paketlerin istenilen sonuçları maalesef vermediğini görüyoruz. İlk yargı paketleri sırasında tutuklu gazeteci sayısı 30 iken, üçüncü yargı paketi sırasında bu sayı 90'ı aştı, dördüncü yargı paketinden sonra bu sayının daha da artmasını istemiyoruz” dedi.

CHP lideri, paketin sorun giderici ve ilerici bir mahiyette olması halinde partisinin destek vereceğini bildirdi. Görüşme hakkında gazetecilere bilgi veren Faruk Loğoğlu,
“Füle erkler ayrımının çok önemli bir demokrasi konusu olduğunu dile getirdi. Ayrıca tutuklu milletvekilleri konusunun çok ciddi bir mesele olduğunu kabul ediyorlar” dedi.

Bağış: Pozitif Gündem AB sürecinde tarihi rol oynayabilir

Aslında AB Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle’nin resmi ziyaretinin birinci derecedeki amacı, Türkiye-AB ilişkilerindeki duraklamanın aşılarak, sürecin ivme kazanmasını amaçlayan “Pozitif Gündem”di. Pozitif Gündem, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve Stefan Füle ile arasında dün resmen başlatıldı.

Bağış’a göre, Birlik ile Ankara arasında yaşanan tıkanıklıkların aşılması için ‘Pozitif Gündem’ tarihi bir rol oynayabilir.

AB Bakanı, “katılım müzakerelerinde yeni bir ivme yakalamayı ümit ettiğimiz bir dönemin startını veriyoruz. Bugün Türkiye-AB ilişkilerinde Mevlana'nın deyişiyle 'dün dünle gitti cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım' demek için ortak noktada buluştuğumuz bir andır. İşte o yüzden 17 Mayıs 2012 tarihi Türkiye-AB ilişkilerinin kronolojisinde, ileride Türkiye'nin AB üyeliğinin miladı olarak anılmasını ümit ettiğimiz bir tarih olarak şimdiden not edilmelidir" dedi.

Pozitif Gündem çerçevesinde 8 fasılda ortak çalışma grupları oluşturulacak. Ancak bu “gündem” kesinlikle AB sürecine yeni bir alternatif getiren bir süreç olmayacak sadece ilişkilerdeki duraklama dönemine son verecek ve yeniden müzakerelere ivme kazandıracak. Füle de “Pozitif Gündem”in alternatif bir süreç olmadığının altını çizdi ve “katılım müzakerelerinin üstünden geçen ayrı bir köprü olarak düşünmeyin. Bu ayrı bir köprü değil, katılım müzakereleri ile birlikte hareket eden bir sistem. İşleri tekrar rayına oturtuncaya kadar bize yardımcı olacak bir araç" dedi.

Egemen Bağış ise konuşmasında Sivil Anayasa çalışmalarına dikkat çekti. 12 Eylül 2010 Referandumu’nun halkın demokrasiye bağlılığını ortaya koyduğunu söyleyen Başmüzakereci, "darbe anayasası ile müzakerelere başlayan ilk ülke değiliz, ama darbe anayasası ile müzakereleri bitiren ilk ülke de olamayız. Darbe anayasası ile müzakerelere başlamış olan Yunanistan, İspanya ve Portekiz de sivil ve halkını kucaklayan anayasaya kavuştuktan sonra müzakereleri sonlandırmıştır. Türkiye de aynı şekilde kendi vatandaşlarının desteğini almış, sivil ve AB standartlarının üstünde bir anayasa ile müzakereleri tamamlayacaktır" dedi.

Stefan Füle, Ankara’daki yoğun programında ayrıca Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Tekelioğlu, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün ile Adalet Komisyonu Sözcüsü Yılmaz Tunç ile de görüştü.

XS
SM
MD
LG