'Nasyonal Sosyalist Yeraltı' NSU örgütü tarafından katledilen 8'i Türk, biri Yunan, biri de Alman polis toplam 10 kişiyle ilgili davanın başlamasına 10 gün kala, konuyla ilgili tartışmalar devam ederken, tansiyon da giderek yükseliyor.
Davanın görüleceği Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin duruşmaları izlemek isteyen hiçbir Türk basın kuruluşunu akredite etmemesi, hatta Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'na da daimi yer garantisi vermemesine tepkiler sürerken, duruşmaları izleme isteği geri çevrilen Sabah gazetesi Alman Anayasa Mahkemesi nezdinde resmen dava açtı.
Mahkeme Cumartesi dava dilekçesinin ellerine ulaştığını doğrularken, konuyla ilgili önümüzdeki hafta içinde bir karara varılabileceğini duyurdu.
Sabah gazetesinin Almanya temsilcisi İsmail Erel, mahkemeye Türk basınına eşit fırsat tanınmadığı ve duruşmayı izleyecek 50 gazeteci arasında Türk medyasının bulunmaması nedeniyle başvurduklarını söyledi.
NSU terör hücresinin sağ kalan üyesi Beate Zschaepe ve örgüte yardım edenlerin yargılanacağı Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi ise Alman medyasında çıkan basının kayıt işlemlerin yeniden yapılacağı veya oturum salonundan ikinci bir mekana canlı yayın yapılacağı şeklinde Alman medyasında çıkan haberleri yalanladı.
Mahkemenin tutumu Almanya'da gazete ve televizyonlarda gündemin ilk sıralarında yer almaya devam ederken, Bavyera Basın Derneği, tüm üyelerine duruşmaya Türk gazetecilerin de girebilmeleri için kendi yerlerinden feragat etme çağrısı yaptı. Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi Başkanı Karl Huber Alman medya kurumlarının sandalyelerini Türk gazeteciler için boş bırakmaları durumunda giriş kapısında bekleyen Türk gazetecilerin sıralarına göre duruşmaya alınabileceğini söylemişti.
Öte yandan Berlin'deki siyasi gözlemciler Federal Hükümet'in konuyu yakından ve rahatsızlıklık duyarak takip ettiğini, ancak mahkemenin yetki alanına karışmak istemediğini belirtiyor. Yapılan yorumlarda mahkemenin de, verdiği kararın yanlış olduğunu anladığı, ancak davanın Münih'den alınıp başka bir mahkemeye verilmesinden çekindiği için geri adım atamadığı da belirtiliyor.
2000-2007 yılları arasında 10 kişiyi öldüren, bombalı saldırılar düzenleyen ve onlarca banka soygununa imza atan NSU Neonazi terör örgütü davasında mahkemenin adaletsiz tutumunu Alman kamuoyu da yanlış buluyor. Alman Devlet Televizyonu ARD'de yayınlanan bir kamuoyu araştırmasına göre, Almanların yüzde 70'i Türk gazetecilerinin de salonda yer almasının gerektiği görüşünde.
Davanın görüleceği Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin duruşmaları izlemek isteyen hiçbir Türk basın kuruluşunu akredite etmemesi, hatta Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'na da daimi yer garantisi vermemesine tepkiler sürerken, duruşmaları izleme isteği geri çevrilen Sabah gazetesi Alman Anayasa Mahkemesi nezdinde resmen dava açtı.
Mahkeme Cumartesi dava dilekçesinin ellerine ulaştığını doğrularken, konuyla ilgili önümüzdeki hafta içinde bir karara varılabileceğini duyurdu.
Sabah gazetesinin Almanya temsilcisi İsmail Erel, mahkemeye Türk basınına eşit fırsat tanınmadığı ve duruşmayı izleyecek 50 gazeteci arasında Türk medyasının bulunmaması nedeniyle başvurduklarını söyledi.
NSU terör hücresinin sağ kalan üyesi Beate Zschaepe ve örgüte yardım edenlerin yargılanacağı Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi ise Alman medyasında çıkan basının kayıt işlemlerin yeniden yapılacağı veya oturum salonundan ikinci bir mekana canlı yayın yapılacağı şeklinde Alman medyasında çıkan haberleri yalanladı.
Mahkemenin tutumu Almanya'da gazete ve televizyonlarda gündemin ilk sıralarında yer almaya devam ederken, Bavyera Basın Derneği, tüm üyelerine duruşmaya Türk gazetecilerin de girebilmeleri için kendi yerlerinden feragat etme çağrısı yaptı. Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi Başkanı Karl Huber Alman medya kurumlarının sandalyelerini Türk gazeteciler için boş bırakmaları durumunda giriş kapısında bekleyen Türk gazetecilerin sıralarına göre duruşmaya alınabileceğini söylemişti.
Öte yandan Berlin'deki siyasi gözlemciler Federal Hükümet'in konuyu yakından ve rahatsızlıklık duyarak takip ettiğini, ancak mahkemenin yetki alanına karışmak istemediğini belirtiyor. Yapılan yorumlarda mahkemenin de, verdiği kararın yanlış olduğunu anladığı, ancak davanın Münih'den alınıp başka bir mahkemeye verilmesinden çekindiği için geri adım atamadığı da belirtiliyor.
2000-2007 yılları arasında 10 kişiyi öldüren, bombalı saldırılar düzenleyen ve onlarca banka soygununa imza atan NSU Neonazi terör örgütü davasında mahkemenin adaletsiz tutumunu Alman kamuoyu da yanlış buluyor. Alman Devlet Televizyonu ARD'de yayınlanan bir kamuoyu araştırmasına göre, Almanların yüzde 70'i Türk gazetecilerinin de salonda yer almasının gerektiği görüşünde.
