Erişilebilirlik

Türk Ekonomisindeki Olumsuz Gidiş Dizginlenemiyor


31 Mart Seçimleri’nde İstanbul’da en yüksek oyu alan Ekrem İmamoğlu’nun mazbatayı aldığı gün 98 bin 202 puanla günü kapatan Borsa İstanbul, 9 Mayıs’ta 90 bin puanın altına inerek günü 88 bin 686 puandan kapadı.

İstanbul Borsası, son bir yıl içinde sadece ABD Başkanı Trump’ın Türkiye aleyhinde açıklamalarda bulunduğu 16 Ağustos 2018 tarihinde bu seviyenin altına inmiş ve 87 bin 143 puanı görmüştü.

Türk ekonomisindeki olumsuz ekonomik göstergeler borsa ile sınırlı değil.

Merkez Bankası’nın önce repo ihalesine bir süreliğine ara verdiğini, ardından da Türk Lirası zorunlu karşılık oranını % 40'tan % 30'a indirdiğini açıklayarak piyasaya iki kez müdahale etmesine rağmen Türk Lirası’nın yabancı para birimleri karşısındaki kaybını sadece bir miktar engelleyebildi.

Euro, bugün 7,03 TL’nin üzerine çıktıktan sonra akşam saatlerinde 6,98 TL seviyesine inerken, ABD Doları ise 6,20 ile 6,24 TL aralığında seyrediyor.

31 Mart Seçimleri'nden bu yana Türk Lirası'nın Dolar karşısındaki kaybı %13'ü aşarken, son bir yıldaki değer kaybı ise %43'e ulaştı.

Erdoğan: “Güven sağlayacak reformlara hız vermeliyiz”

Bugün Reform Eylem Grubu toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise reform mesajı verdi.

Erdoğan, "Ekonomimizi atağa kaldıracak, uluslararası yatırımcılara daha fazla güven sağlayacak reformlara hız vermeliyiz. Ekonomimizi güçlendirmek için yapısal reformlara ağırlık vermemiz gerekiyor. Bunların en önemlisi yargı alanında atacağımız adımlar olacaktır. Bu süreçte hakim ve savcılarımızın eğitimlerinin en üst kalitede sunulması için Adalet Akademisi'ni yeni yapısıyla tekrar hizmete aldık. Yargı Reformu Stratejisi'ni kamuoyuyla paylaşıp buradaki reformları hızlıca hayata geçirirsek piyasalara da olumlu mesaj verir, yatırımlara ivme kazandıracak bir ortamı hazırlamış oluruz” dedi.

Daha önce Avrupa Birliği’ne uyum kapsamında vatandaşların iyiliği ve refahı için adımlar attıklarını belirten Erdoğan, hak ve özgürlük temelinde atılması gereken yeni adımlar varsa bunların yapılabileceğini söylese de bu sözler piyasaları üzerinde pek fazla etki yaratmadı.

Prof. Karatepe: “Ekonomik sorunlar siyasi temelli, piyasalar da Türkiye’nin bu şekilde yönetilemez olduğunu kabul etti”

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yalçın Karatepe, ekonomideki sorunların siyasi nedenlerden kaynaklandığını vurgularken son Yüksek Seçim Kurulu kararının da bu görüşü pekiştirdiğini vurguladı.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Karatepe, “ Yüksek Seçim Kurulu kararından önce Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimde şaibe olduğunu sert bir tonda söyledi ve hemen ardından kurul İstanbul seçimlerini iptal ederek yenileme kararı aldı. İptal kararının hukuki değil siyasi olduğu böylece görülmüş oldu. Ekonomik sorunların da nedeni siyasi sorunlar. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, tek kişinin söz sahibi olduğu bir sistem. Piyasalar da bu şekilde cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile Türkiye’nin yönetilemez olduğunu artık kabul etti. İşte, Dolar ve faiz aynı anda yükselirken borsa düşüyor. Enflasyon dizginlenemiyor, aynı zamanda ekonomi küçülüyor. Ben hiçbir reformun ya da tedbirin kısa sürede sonuç vereceğini ve Türkiye’yi yeniden büyüme patikasına sokacağını düşünmüyorum. Yargı reformuna neden ihtiyaç duyuluyor? 17 yıldır Türkiye’yi aynı iktidar yönetmiyor mu? Sorunu yaratan çözümün parçası olamaz” dedi.

Ankara Üniversitesi öğretim üyesi, yönetim modeli sorunu varken Merkez Bankası müdahaleleri ya da bütçe açığının nasıl azaltılacağını konuşmanın anlamsız olduğunu savunuyor.

Türkiye’de asgari ücret açlık sınırının altında kaldı

Döviz kuru, faiz ve borsada negatif eğilim devam ederken ücretlilerin harcamaları da enflasyonla doğru orantılı olarak artıyor.

Son bir yılda açlık ve yoksulluk sınırındaki artış ise %28 oldu.

Birleşik Metal İş Sendikası’nın yayınladığı açıklamaya göre, dört kişilik bir ailenin Haziran 2018’de açlık sınırı 1.686 TL iken Mayıs 2019’da 2.174 Lira’ya yükseldi.

Net asgari ücretin 2.020 TL olduğu Türkiye’de yoksulluk sınırı ise 7.520 TL’ye çıktı.

Doçent Çelik: “Enflasyonun yükselmesi alım gücünü düşürüyor”

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Doçent Aziz Çelik, “Enflasyonun yükselmesi alım gücünü düşürüyor. Seçim döneminde de hem geçim şartları zorlaşacak hem de işsizlik artacak. Kamuoyu tedirgin bu nedenle makro ekonomik göstergelerde bir iyileşme olması olası değil. 23 Haziran öncesinde ekonomiye güvenin artması da mümkün görünmüyor. Tüketici açısından ciddi bir belirsizlik var. Mutfak enflasyonu da bir türlü dizginlenemiyor. Açlık ve yoksulluk sınırı daha da yükselecek” dedi.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG