Erişilebilirlik

‘Türk Dış Politikası Bir Facia’


Uzman Bülent Alirıza, ABD ile ilişkilerde, Türkiye'nin, 2003 tezkere krizinden bu yana en büyük krizi yaşadığını belirtti
Uzman Bülent Alirıza, ABD ile ilişkilerde, Türkiye'nin, 2003 tezkere krizinden bu yana en büyük krizi yaşadığını belirtti

Tüm komşularıyla sorunlu, Rusya ile olası bir savaşın eşiğinde, en yakın müttefiki Washington’a en üst düzeyden “Kimin yanındasın?” diye seslenen ve sadece ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün muhatap aldığı Türkiye’nin dış politikası, bazı uzman ve siyasi gözlemciler tarafından “tam bir facia” olarak niteleniyor.

Amerika’nın Sesi’nin görüş aldığı bir dizi uzmandan, Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin (CSIS) Türkiye Programı Direktörü Dr. Bülent Alirıza, “Türk dış politikası tam bir facia içinde” dedi. Alirıza, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sık sık ve kamuoyu önünde ABD’ye seslenerek “Bizimle misin yoksa terör örgütleri ile mi?” diye sormasının, iki ülke arasındaki sorunların “artık, sessiz, perde arkasında çözülemediğinin göstergesi” olduğuna dikkat çekti.

Bülent Alirıza, şunları söyledi: “Bence, ABD ile ilişkilerde, Türkiye, şimdi, 2003 tezkere krizinden bu yana en büyük krizi yaşıyor. Genelde, diplomaside sorunlar bu tür noktalara gelmeden çözülür. Türk Cumhurbaşkanı konumunda görev yapan Tayyip Erdoğan açıktan konuşuyor, cevabını ise ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü veriyor. Demek ki sorunlar çözülemez noktalara gelmiş. Türk dış politkası tam bir facia.”

Ankara, sadece dış politikadaki uygulamalarıyla değil, insan haklarıyla basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılar ve Güneydoğu’da çok sayıda sivilin ölümüne yol açan operasyonları nedeniyle de ABD ile diğer Batılı müttefikleri ve uluslararası gözlemci kurum ve kuruluşlarca şiddetle eleştiriliyor.

PKK-PYD ayrımı kalmadı

Düşünce kuruluşu American Enterprise Enstitüsü’nden eski Pentagon görevlisi ve Ortadoğu uzmanı Michael Rubin de Türk dış politikası için “bir facia” ifadesini kullandı. Michael Rubin, Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e karşı yaptığı Filistinliler’le ilgili şikayetlerinin “kendisine karşı ve Kürtler için” kullanılabileceği görüşünü savundu.

Rubin, Erdoğan’ın “terörist” diye tanımladığı Suriyeli Kürt partisi PYD’nin “ABD’nin ortağı” olduğunu belirtti ve Ankara’nın “kimselerin güvenmediği bir müttefik” haline geldiğini söyledi. Michael Rubin, aynı madalyonun iki yüzü olmasına rağmen, Washington’da PYD ve PKK ile ilgili düşüncelerin değiştiğine işaret etti.

Michael Rubin, “ABD, PYD’nin iyi iş yaptığına inanıyor. Hissiyat değişiyor. PKK ile PYD’nin farklı olduğu yolundaki hayal ürünü bir kurguyu sürdürmek, PKK’yı terör örgütleri listesinden çıkarmaktan daha kolay. Sonuçta, hukuki anlamda olmasa bile diplomatik kafalarda olan bu,” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı PKK’yı “terörist” olarak tanımlarken, PKK bağlantılı PYD ve silahlı kolu YPG için bu ifadeyi kullanmıyor. ABD’nin IŞİD ile Mücadele Koalisyonu Özel Temsilcisi Brett McGurk, kısa süre önce ziyaret ettiği Kobani’de PKK’nın dağ kadrosundan önde gelen bir isimle de biraraya geldi. Bazı gözlemciler, bunu, “Ankara’ya mesaj” olarak yorumladı.

Fiyasko

Today’s Zaman gazetesi Ankara Yöneticisi Deniz Arslan da Türk dış politikası için “fiyasko” kelimesini kullandı. Uzun yıllar Washington’da gazetecilik yapan Deniz Arslan, PYD meselesinin Türk-Amerikan ilişkilerini “daha da kötü hale getirdiğini” ve Suriye’de olası bir kara harekatının Türkiye’yi “yapayalnız” bırakacağını belirtti. Türkiye’nin çok sayıda ülkeyle “sorunlu” olduğuna dikkat çeken Arslan, “Bu Türk dış politikası bir fiyasko. Atatürk’ün ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ ilkesinden çok farklı,” dedi.

“Bindiğin dalı kesmek”

Ortadoğu Enstitüsü (MEI) Türkiye Programı Direktörü Gönül Tol, uyguladığı dış politikayla, Türkiye’nin “izole olmuş bir ülke” haline geldiğini söyledi. Ancak, Gönül Tol, Ankara’nın, ABD ile ilişkilerini daha çok bozmayı göze alamayacağını da savundu. Tol, “AB ile flörtün sınırı var, Ankara bunu biliyor. Böyle bir konjonktürde bir de ABD’yi yabancılaştırmak bindiğin dalı kesmek olur,” dedi.

“IŞİD’e yarar”

Serbest gazeteci ve yorumcu Ali Akel ise, Ankara’nın ısrarlarının ABD’nin PYD’ye “terörist” demesine yol açamayacağını belirtti. Ali Akel, Türkiye’nin YPG ve PYD hedeflerine yönelik saldırılarının ise, ABD’nin şiddetle karşı çıktığı IŞİD ve El Nusra gibi İslamcı terör örgütlerinin güç kazanmalarına yarayacağını kaydetti. Ali Akel, Ankara’nın Suriye’ye bir kara harekatı düzenlemesine pek ihtimal vermediğini de söyledi.

Merkezi Washington’da bulunan Sidar Global Advisors (SGA) siyasal risk ve makroekonomik araştırma firmasının sahibi ve yöneticisi Cenk Sidar da Yeni Arayış sitesindeki yazısında Türkiye’nin “uçurumun eşiğinde” olduğu görüşünü savundu.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG