Erişilebilirlik

Türkiye Mersin’de Sığ Deniz Sondajına Başlıyor


Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’yle münhasır ekonomik bölge anlaşmazlığı içinde olan Türkiye, kendi kara sularında sondaj faaliyetlerine hız verdi.

Geçtiğimiz yılın sonlarında satın aldığı Güney Kore yapımı Deep Sea Metro 2 adlı sondaj gemisine Fatih adını veren Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı(TPAO), Alanya açıklarında sondaj çalışmalarını başlattı.

Barbaros Hayrettin Paşa Sismik Araştırma Gemisi’nin daha önce yapmış olduğu çeşitli etüt ve çalışmalar sonucu belirlenen potansiyel enerji sahalardan biri olan “Alanya 1”de 30 Ekim’de başlayan sondaj faaliyetinin 140 gün sürmesi bekleniyor.

Sondaj faaliyetinin ABD’li Exxon şirketinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ilan ettiği 10. parseldeki sondaj çalışmalarıyla aynı döneme rast gelmesi dikkat çekici.

Enerji Bakanı Dönmez: “(Enerji) bulana kadar çalışmayı sürdüreceğiz”

Enerji Bakanı Fatih Donmez
Enerji Bakanı Fatih Donmez

Türkiye’nin büyük beklentiler taşıdığı sondaj çalışması hakkında Babıali Toplantıları’nda yaptığı konuşmada bilgi veren Enerji Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin her ne kadar deniz sondaj çalışmaları mukayeseli olarak maliyetli olsa da havlu atma gibi bir niyeti olmadığının altını çizdi.

Enerji Bakanı, “Önümüzdeki 3-4 ay içerisinde oradaki sondajımızı bitireceğiz. Deniz seviyesinden yaklaşık 5 bin 500-6 bin metre kadar aşağı inmiş olacağız. Çünkü derin deniz orası. 2 bin 500 metre deniz derinliği, sonra 3 bin metre de karada iniyoruz. Sismik çalışmalara erken havlu atmayacak, bulana kadar çalışmayı sürdüreceğiz. Pazartesi günü de Mersin'de sığ denizde sondaj başlatıyoruz. Orada da aramalarımıza devam edeceğiz. Karada arama sayılarını artırdık. Karada, denizde hidrokarbon olarak ne varsa bulacağız” dedi.

Dönmez: “Yeni sondaj gemisi ile büyük ihtimalle Karadeniz’de de sondaja devam edeceğiz”

Türkiye, Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan MTA Oruç Reis ile TPAO envanterine kayıtlı Barbaros Hayrettin Paşa ve Fatih’in ardından yeni bir sondaj gemisini filosuna katarak kendi karasularındaki enerji kaynaklarını ortaya çıkarma çabalarını arttırıyor.

Bakan Dönmez, ikinci sondaj gemisinin bu yıl bitmeden filoya katılacağını duyurdu:

“Şimdi Fatih’in kardeşi geliyor. Dünyada benzer özelliklere sahip beş, altı gemi var. Onların bir tanesi bizde. İkinci gemi de aynı özelliklere sahip ona da iş programı yapıyoruz. Aralık ayı içerisinde sularımıza girmiş olacak. Aynı teknik özelliklerde. Bu gemi de yılda ortalama iki kez sondaj yapabiliyor. Bizim Doğu Akdeniz'de sismik çalışmalarımız yedi, sekiz yıldır devam ediyordu. O çalışmaları analiz edip hangi alanda daha fazla hidrokarbon rezervi çıkabilir, bir mühendislik çalışması. Yığınlarca detayı incelemek gerekiyor. Büyük ihtimalle Karadeniz'de de sondajlara devam edeceğiz.”

Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgeler konusunda Güney Kıbrıs Yönetimi ve Yunanistan’la onlar üzerinden de Avrupa Birliği ile ihtilaf yaşayan Türkiye, Fatih gemisi ve envanterine yeni katılacak geminin sondaj çalışmalarında pozitif sonuç elde ederek bölgedeki enerji oyununda avantaj sağlamak istiyor.

Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu Koordinatörü Mehmet Deniz Irak, deniz yetki alanlarının gaspı ile karşı karşıya olduğunu söylediği Türkiye’nin bu sondajlarda enerji bulması halinde elini güçlendireceğini savunuyor.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Irak, “Zohr ve Leviathan sahaları nedeniyle tüm aktörler Kıbrıs adasının güneyini enerji odağı olarak görüyor. Güney Kıbrıs Yönetimi’nin ilan ettiği ve hem bizim hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ilan ettiği bu parsellerde sondaj yapılıyor. En son ABD şirketi Exxon 10. Parsel olarak adlandırılan alanda sondaja başladı. Bu alanlar tartışmalı. Ancak bizim şu anda sondaj faaliyeti yürüttüğümüz Alanya ve İskenderun sahaları tartışmaya kapalı. Biz tartışmaya kapalı olan kendi kıta sahanlığımızda Kıbrıs adasının güneyinde hidrokarbon ya da doğal gaz bulabilirsek elimize sağlıklı bir koz geçirmiş olacağız. Bu Avrupa Birliği’ni de cezbedebilir ve Doğu Akdeniz’de kartlar yeniden dağıtılır” dedi.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kaç seçeneği var?

Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu Koordinatörü’ne göre Doğu Akdeniz’deki enerji mücadelesinde Ankara’nın elinde üç muhtemel seçenek bulunuyor:

“Bunlardan ilki; Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, Mısır, İsrail, devamında AB ve onlara ABD’nin verdiği zımni destek karşısında Rusya ve Çin ile birlikte pozisyon almak ama bu çok ciddi sonuçlar doğurabilecek bir tercih olur. İkincisi son birkaç yıldır anlaşmazlık yaşadığımız Mısır ve İsrail’i kendi yanımıza çekmek bir seçenek olabilir. Üçüncüsü ise bu bloğun dışında kalan Suriye ve Libya ile anlaşmak olabilir. Elbette askeri güç ve caydırıcılık önemli ama diplomasi ile yeni ittifak arayışları da çok önemli.”

Eski Dışişleri Bakanı Gürel: “Hem Münhasır Ekonomik Bölge ilan edilmeli hem Kıbrıs’ta federasyon ısrarından vazgeçilmeli”

Münhasır ekonomik bölge ilanlarıyla Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kuşatıldığını söyleyen Eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel ise Türkiye’nin bir an evvel kendi münhasır ekonomik bölgesini ilan etmesi gerektiğini düşünüyor.

Amerika’nın Sesi’ne kısa bir değerlendirmede bulunan Gürel, “Türkiye hiç vakit kaybetmeden Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge ilan etmeli. Zaten yeterince gecikti. Ancak bu yetmez Kıbrıs’ta federasyonla uğraşmak yerine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de uluslararası alanda tanıtmak için çalışmalara başlamak gerekir” dedi.

STÜDYO VOA

Mehmet Şimşek’ten “harcamaları azaltma” mesajı - 18 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG