Başkan Donald Trump’ın Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) mali katkıyı geçici süreyle durdurma talimatı dünyanın çeşitli ülkelerinden tepkiyle karşılandı.
Trump, WHO’nun temel görevini yerine getirmekte başarısız olduğunu söyledi ve ‘‘bundan sorumlu tutulması lazım’’ dedi.
Merkezi Cenevre’de bulunan WHO’nun en büyük bağışçısı olan ABD, 2019’da kuruma bütçesinin yaklaşık yüzde 15’i olan 400 milyon dolar bağışlamıştı.
Daha önce WHO’yu Çin yanlısı olmakla da suçlayan Başkan Trump’ın WHO’ya mali desteği kesme kararına ilk tepki Çin’den geldi. Çin Dışişleri Sözcüsü Zhao Lijian, dünya genelinde 2 milyon kişiyi etkileyen Corona virüsü salgınının kritik bir döneminde olduğunu ve ABD’nin kararının tüm ülkeleri etkileyeceğini söyledi.
Guterres: ''Doğru zaman değil''
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres de bunun WHO’nun kaynaklarını kesmek için doğru zaman olmadığını söyledi. Guterres, ''Şimdi birlik zamanı ve uluslararası toplumun virüsü ve yıkıcı sonuçlarını durdurmak için dayanışma içinde çalışma zamanı'' dedi.
Avrupa Birliği Dış Politika Şefi Josep Borrell, Twitter’dan yaptığı açıklamada, "ABD’nin WHO’nun kaynağını durdurmasından büyük üzüntü duydum. Kurumun çalışmalarına her zamandan fazla ihtiyaç duyulan bir dönemde bu haklı gösterilemez" ifadelerini kullandı.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da Twitter’dan yaptığı açıklamada, ''Suçlama yapmak işe yaramıyor. Virüs sınır tanımıyor. Covid-19’a karşı birlikte yakın şekilde çalışmalıyız. Bunun için en iyi yatırımlardan biri de BM’yi ve az kaynağı olan WHO’yu, örneğin test ve aşı geliştirmesi ve dağıtması konusunda güçlendirmek olur'' ifadelerini kullandı.
Fransa Hükümet Sözcüsü Sibeth Ndiaye de Fransa’nın Trump’ın WHO’ya mali kaynağı kesmesinden üzüntü duyduğunu söyledi.
Avustralya Başbakanı Scott Morrison da Trump’ın kararını anlayabildiğini ve özellikle Çin’de hayvan pazarlarının yeniden açılabileceği kararını eleştirdiğini söyledi, ancak WHO’nun Pasifik bölgesinde birçok önemli çalışma yaptığını da hatırlattı ve WHO ile temas içinde çalıştıklarını ekledi.
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern de WHO’nun bilgi paylaşımına ve önerilere ihtiyaç duyulan salgın sürecinde güvenilir destek sunduğunu savundu ve ''WHO’yu destkelemeye devam edeceğiz'' mesajını verdi.
ABD’den tepkiler
Johns Hopkins Üniversitesi Sağlık Güvenliği Merkezi’nden bulaşıcı hastalık uzmanı Dr. Amesh Adalja, WHO’nun Batı Afrika’da 2013 ve 2014’te görülen Ebola salgınıyla mücadelede olduğu gibi hataları olabildiğini, reformlara ihtiyaç olabileceğini ancak bunların salgından sonra ele alınması gerektiğini kaydetti. Adalja, ''Bu tür bir çalışmayı bir salgının ortasında yapmazsınız'' dedi. WHO’nun dünyanın her yerinde hangi ülkelerde ve hangi bölgelerde virüsün aktif olduğuyla ilgili çalışmalar yürüttüğünü kaydeden uzman, ABD’nin sınırlarını açarken bu bilgilere ihtiyaç duyacağını da ekledi.
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Eliot Engel, ''Bu krizin her geçen gününde Başkan bize siyasi ajandasını gösteriyor. WHO’yu, Çin’i, muhaliflerini suçluyor. Yönetiminin krizi kötü yönetmesinin binlerce ABD’linin hayatına mal olduğu gerçeğinden dikkatleri uzaklaştırmak için elinden geleni yapıyor'' dedi.
Amerikan Tıp Derneği Başkanı Dr. Patrice Harris de bunun yanlış yönde atılmış, Corona virüsüyle mücadeleyi kolaylaştırmayacak, tehlikeli bir adım olduğunu söyledi.
