Erişilebilirlik

20 Temmuz Amerikan Basınından Özetler


20 Temmuz Amerikan Basınından Haberler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:34 0:00

New York Times, Başkan Trump’la Oval Ofis’te yaklaşık bir saat süren söyleşisine geniş yer ayırıyor. Gazeteye göre söyleşinin en can alıcı noktası, Trump’ın Rusya soruşturması ve Adalet Bakanı Jeff Sessions’la ilgili görüşleri. Gazete, Başkan Trump’ın, “Kendisini Rusya soruşturmasından uzaklaştıracağı kararı alacağını bilseydim, Jeff Sessions’ı Adalet Bakanı olarak atamazdım” şeklindeki sözlerine yer veriyor ve Başkan’ın, kampanyasının başından beri kendisine en çok desteği veren Sessions’ı ilk kez kamuoyu önünde eleştirdiğini bildiriyor. ”Sessions bu kararı almadan önce bana söylemeliydi, onun yerine başkasını adalet bakanı olarak düşünürdüm” şeklinde konuşan Trump, Sessions’ın kendisini Rusya soruşturmasından uzaklaştırmasını, ”Başkana yapılan büyük bir haksızlık” olarak nitelendiriyor. New York Times, Trump söyleşisinin sağlık hizmetleri, dış ilişkiler, dış siyaset gibi konulara da değinmekle birlikte en çok üzerinde konuşulan konunun Rusya soruşturması olduğunu bildiriyor. Trump, söyleşide, Rusya soruşturmasını yürütmesi için özel olarak atanan FBI eski başkanı Robert Mueller’ın görevden alınması için Adalet Bakanlığı’na talimat vermeyi hiç düşünmediğini kaydediyor. Gazete ayrıca Trump’ın soruşturma kapsamında olmadığı hakkında, Başkan’ın, ”Soruşturma altında olduğumu sanmıyorum. Soruşturma altında değilim. Neden olayım ki? Yanlış birşey yapmadım” şeklindeki sözlerine yer veriyor. Başkan, Rusya lideri Putin’le G-20 zirvesindeki ikinci kez görüşmesi hakkındaysa, sadece 15 dakikalığına karşılıklı nezaket sözleri içeren bir görüşme yaptığını, ayrıca Amerikalı ailelerin Rusya’dan evlat edinmesi meselesini de konuştuklarını söylüyor.

New York Times bugün ayrıca Polonya’daki iktidar partisinin ülkedeki son bağımsız kurum olan yargıyı da kontrol altına alma girişiminden sonra halkın sokaklara döküldüğünü bildiriyor. Başkent Varşova’daki devlet başkanlığı sarayı önünde protesto gösterileri için toplanan halkın fotoğrafını yayınlayan gazete, Polonya Hükümeti’nin haber medyası ve sivil toplum kuruluşlarından başlayarak demokratik hakları adım adım kısıtlamaya başladığını, son olarak da yargıyı kontrol altına almaya çalıştığını yazıyor. Habere göre hükümet, kendi atadıkları dışındaki tüm yüksek yargıçları istifaya zorlayan bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyor. Parlamentonun onayladığı bir başka yasa ise kimlerin yargıç olabileceği konusunda kontrolu hükümete teslim ediyor. Times, bulunduğu bölgenin yıldızı olarak tanımlanan Polonya’da demokrasinin, 2015 sonunda Hukuk ve Adalet Partisi’nin iktidara gelmesiyle birlikte erozyona uğradığını yazıyor. Parti destekçilerinin kamu televizyon ve radyosunun başına getirilmesi ve bu medya organlarının hükümet yanlısı yayınlar yapmaya başlaması, bağımsız bir makam olan başsavcılık makamına adalet bakanının atanması, toplanma hakkına bazı düzenlemeler getirilmesi, gazeteye göre Polonya’nın demokrasi çizgisinden sapmasında etkili oldu.

New York Times bugün ayrıca Arizona eyaletini 30 yılı aşkın süredir Senato’da temsil eden, 2008 başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti adayı olarak Barack Obama’ya karşı yarışan John McCain’in beyin kanseri olduğu haberine yer veriyor. Habere göre McCain’in beynindeki kanserli tümör, geçtiğimiz hafta sol gözünün üzerindeki kan pıhtısının alınması için beyin ameliyatı olduğu sırada keşfedildi. En hızlı yayılan ve en öldürücü beyin kanseri türü olan glioblastom teşhisi konulan McCain, 80 yaşında. Vietnam Savaşı sırasında donanma pilotu olan McCain, savaş esiri olarak beş yıl boyunca Vietnam’da işkence görmüştü. Gazete, Senato’nun en etkili simalarından McCain’in beyin kanseri olduğu haberinin yayılması üzerine gerek Demokrat, gerekse Cumhuriyetçi partililerin özellikle sosyal medya üzerinden geçmiş olsun dileklerini iletmede gecikmediklerini bildiriyor.

Washington Post ise Başkan Trump’ın Suriye’de ılımlı Esat karşıtlarını silahlandırma ve eğitme amacıyla yürütülen CIA programını sonlandırma kararı aldığını yazıyor. Amerikalı yetkililere göre Rusya da, Amerika’nın bu adımı atmasını uzun zamandır istiyordu. CIA’in eğitim programı, 2013’te zamanın başkanı Obama’nın Esat’a baskı yapmak için uygulamaya koyduğu taktiklerin önemli bir parçasıydı. Kimi yetkililere göre gizli programın sonlandırılması, Başkan Trump’ın Rusya’yla işbirliği yapmanın yollarını aradığı şeklinde yorumlanabilir. Bir başka yorum ise Washington’un Esat’ı iktidardan indirmek için artık eskisi kadar arzulu olmadığı ve bunu başarmak için elinde yeterince koz taşımadığı şeklinde. Yetkililer, Başkan Trump’ın Suriye’deki CIA programını bitirme kararını bir ay önce, yani 7 Temmuz’da Rusya Devlet Başkanı Putin’le görüşmesinin arifesinde, CIA Direktörü Mike Pompeo ve Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster’la yaptığı görüş alışverişi sonucu aldığını açıklıyor.

Washington Post’un bugünkü ana sayfa haberlerinden biri ise Mississippi eyaletinde siyah Müslüman Abdül Hakim Şerif’in 30 yıl önce İslami ilkeler üzerine kurduğu Yeni Medine adlı Müslüman toplumla ilgili. Habere göre bugün 86 yaşında olan Şerif, Mississippi’deki küçük bir grup Müslüman’la birlikte kendi gıdalarını üretebilecekleri, kendi eğitimlerini sağlayabilecekleri ve İslami kurallar çerçevesinde yaşayabilecekleri bir toplum oluşturmuştu. Ancak Şerif’in torunlarının bu topluluktan ayrılmaları, Yeni Medine’nin geleceğini de belirsizliğe itti. Gazete, bundan 50 yıl önce medeni haklar hareketi sırasında ortaya çıkan Amerikalı Müslüman profilinin bugünkünden çok farklı olduğunu hatırlatıyor. Malcolm X ve Muhammed Ali’nin temsil ettiği milliyetçi siyah Müslümanlar’ın yerini artık kendi ideolojileri olan göçmenler aldı. Yeni Medine gibi bir topluluk, günümüz dünyasında geçerliliğini yitirmeye başladı.

XS
SM
MD
LG