Avrupa Uluslararası Lezbiyen ve Gay Derneği kısa adıyla IGLA 17 Mayıs Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtlığı Günü kapsamında Avrupa ülkelerinde yaşayan eşcinsellerin durum ve hakları konulu bir rapor yayınladı. Toplam 49 ülkede konuyla ilgili uygulamaları ve homofobik olayları değerlendiren rapora göre, Türkiye, Monako ve San Marino gibi ülkelerle birlikte sondan birinci sırada yer alıyor.
Eşcinsellerin en yoğun olarak dışlandığı ve şiddete maruz kaldığı iki ülke ise Beyaz Rusya ve Lichtenstein. Eşcinsel, biseksüel ve trans olarak tanımlanan cinsiyet değiştirenlerin yasal hakları açısından en iyi koşulları sunan ülke İngiltere. İngiltere'de ‘sivil partnerlik’ olarak tanımlanan iki eşcinselin resmi ve imzalı birlikteliği, evlilikle aynı yasal statüye sahip. Avrupa’da aynı cinsten insanların evliliğini resmen kabul eden ülkeler Hollanda, Belçika ve İspanya.
IGLA’nın listesinde İngiltere’nin ardından ikinci sırada yer alan Almanya’da ‘evlilik’ kelimesi kullanılmıyor ama eşcinsel çiftlere miras konusunda evli çiftlere tanınan haklar tanınıyor. Sol Parti’nin Berlin milletvekili ve eşcinsel aktivist Hakan Taş, özellikle Batı Avrupa’da homofobinin ırkçılıkla eş tutulması ve nefret suçu kapsamında sayılmasına rağmen durumun Doğu Avrupa ülkelerinde olumsuz olduğunu vurguluyor.
Hakan Taş’a göre Türkiye’nin eşcinsel hakları konusunda son sıralarda yer alması kabul edilemez bir durum. Taş, eşcinsellere toplumsal baskı yapıldığını ve AB’ye girmeyi arzulayan bir ülkenin bu konuda da önlem alması gerektiğini savunuyor.
Türkiye’de eşcinselliği ya da eşcinsel örgütlenmeyi yasaklayan herhangi bir yasa yok. Ancak 2010’da AKP' li Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf eşcinselliği ‘tedavi edilmesi gereken bir hastalık’ olarak tanımlamış ve uluslararası tepkilere neden olmuştu. Eşcinsellik 1990’da Dünya Sağlık Örgütü’nün Hastalıkların Uluslararası Sınıflandırılması'nın hastalıklar listesinden çıkarılmıştı.
