Erişilebilirlik

Tüketici Güven Endeksi Neden Dip Seviyesini Gördü?


Tüketici Güven Endeksi İşsizlik oranının yüzde 14,8 ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesinin binde bir aşağısına çıkmasının ardından 2004 yılında oluşturulan Tüketici Güven Endeksi de 15 yıllık geçmişinin en dip seviyesini gördü.

Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış Tüketici Güven Endeksi’nin Nisan ayı sonuçlarını açıklayan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) endeksin Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde13 oranında azaldığını ve Nisan ayında yüzde 63,5 olan endeksin Mayıs ayında yüzde 55,3’e gerilediğini duyurdu.

Endeksinin oluşturulmasından geçen on altı yıllık sürede, en düşük oran 2008 yılının Kasım ayında ortaya çıkmıştı. 2008 yılında Küresel Ekonomik Krizi’nin en yoğun yaşandığı dönemde yüzde 55,7’ye düşen endeks bu ay bunun da altına gerileyerek yüzde 55,3’ü görmüş oldu.

Tasarruf ihtimali ve genel ekonomik beklentisi de düşüyor

Tüketici Eğilim Anketi sonuçları, Tüketici Güven Endeksi’yle birlikte hanenin maddi durum beklentisi, ekonomik durum beklen endeksi, işsiz sayısı beklentisi ve tasarruf etmek ihtimali endeksinde de negatif eğilimlerin oluştuğunu ortaya koyuyor.

Gelecek on iki aylık döneme ilişkin “hanenin maddi durum beklentisi endeksi”, Nisan ayında yüzde 82,2 iken, Mayıs ayında yüzde 10,1 oranında azalarak yüzde 73,9’ye düşerken “genel ekonomik durum beklentisi endeksi” geçen ay yüzde 82,4 iken, bu ay yüzde 70,1’e geriledi.

Aynı dönemde “işsiz sayısı beklentisi endeksi” yüzde 11,3 oranında azalarak 56,3, “tasarruf etme ihtimali endeksi” ise yüzde %20,3 oranında azalarak yüzde 20,8 oldu.

Prof. Güneş: “S-400 krizi, İstanbul seçimleri, işsizlikteki artış ve artan kur Tüketici Güven Endeksi’ni düşürdü”

2001 Krizi’nden sonra Michigan Üniversitesi Güven Endeksi’ni Türkiye’ye CNBC-E Güven Endeksi olarak uyarlayan ve aynı çalışmayı CNBC-E televizyonun kapatılmasının ardından Bloomberg HT Tüketici Güven Ön Güven Endeksi olarak yayınlayan ekipte yer alan Profesör Hurşit Güneş’e göre, siyasi belirsizlikle birlikte dövizde yükseliş ve uluslararası ilişkilerde yaşanan sorunlar Tüketici Güven Endeksi’ni olumsuz etkiliyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Güneş, “Açıklanan endeks, 30 nisan tarihlidir. Mesela 6 Mayıs’ta YSK’nın seçimi tekrarlama kararı burada yoktur. O tarih itibariyle en önemli etkili faktörler seçimlerin yenilenme ihtimalinin yarattığı belirsizlik, S-400 kararı, işsizlikteki artış ve artan kur. Seçimlerin yenilenme kararının etkisini bir sonraki endekste Haziran’da yeni bir düşüşle görmüş olacağız. Siyasette kullanılan dil ve siyasi gerginlikler de tüketici eğilimini olumsuz etkiliyor. Kaldı ki 23 Haziran’daki seçim sonuçları da olumsuz gidişi durduramayabilir. Çünkü seçimin yakın geçeceği anlaşılıyor. Eğer İmamoğlu kaybederse ‘haksızlığa uğradım diyebilir. Ancak şimdiki tablo iktidarın bütün gücüyle yükleniyor olmasına rağmen İmamoğlu’nun kazanmaya yakın olduğunu ortaya koyuyor. Bir yerel seçimi siyasi bir güven oylaması haline getirmek kaybetme halinde erken seçimi kaçınılmaz kılmaz mı? Doğal olarak iktidar sorgulanacaktır bu da belirsizliğin ortadan kalkmasının kolay olmadığını göstermektedir” dedi.

2008 öncesi yüzde 75-yüzde 98 arasında gezinen Tüketici Güven Endeksi’nin 2016’dan beri bir kere bile yüzde 75’i görmediğine dikkat çeken Prof. Güneş, seçimin tekrarlanmasının ardından ekonomide kalıcı bir daralma duygusunun gelişebileceğinden endişe ediyor.

Onur Kuru: “İstanbul seçimlerinin yarattığı siyasi belirsizlik geçen ayki iyimserliği kötümserliğe döndürdü”

Siyasi psikoloji ve oy verme davranışları üzerine çalışan Nezih Onur Kuru, geçen ay beklenen çok üstünde bir şekilde pozitife düşen Tüketici Eğilim Endeksi’nin mayıs ayında hızla kötüleşmesini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Seçimi’nin yenilenmesine bağlıyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Kuru, “Aslında bu ay Tüketici Eğilim Endeksi’nde düşüş olması değildi anormal olan geçen ay yüzde 54,5’ten yüzde 63,5’e çıkması normal değildi. Çünkü Nisan ayında ekonomik parametrelerde bir iyileşme yoktu. Ancak hem muhalefet hem iktidar kendisini başarılı hissediyordu. İki taraftaki bu yaklaşım iyimserliği körükledi. Ancak aynı sandıklara dört oy pusulası atılmışken yalnızca bir pusulanın iptal edilmesi bu iyimserliği hızla kötümserliğe dönüştürdü. Çünkü ekonomide bir önceki aya göre pek bir değişim yok. İşsizlik aynı kaldı, döviz beklenenden az arttı, enflasyonda ciddi değişiklik yok. O halde ne oldu? Siyasi belirsizlik arttı. Oldu da CHP seçimleri kazandı ya da AK Parti burun farkıyla kazandı o zaman ne olacak? Yakın farkla biterse ‘yeniden tekrar seçim olacak mı?’ sorusu akıllarda. Tüm bunlar Türkiye’nin demokratik sistemine dair kuşkuları arttırıyor. Bu da endeksteki iyimserliği kötümserliğe döndürüyor” dedi.

STÜDYO VOA

ABD üniversitelerinde Gazze protestoları yayılıyor - 24 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:22 0:00
XS
SM
MD
LG