Sosyal medya düzenlemesi teklifi TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi.
Sosyal medya platformları üzerinde devlet denetimini arttırdığı gerekçesiyle eleştirilen sosyal medya yasa teklifi, komisyondan Cuma günü çok erken saatlerde geçti.
Teklifin ne zaman TBMM Genel Kurulu’na geleceği henüz net değil.
Düzenleme, hükümete, sosyal medya üzerinde daha sıkı denetim kurma imkanı tanıyacak. Muhalefet ise yeni düzenlemenin Türkiye’de sansürü daha da büyük boyutlara taşıyacağından endişeli.
Teklif, muhalif gazetecilerin yanı sıra medya özgürlüğü ve hak savunucusu kuruluşlardan da tepki alıyor.
Merkezi New York’ta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), dün yaptığı açıklamada, teklifi, “basın özgürlüğüne yönelik bir tehdit’’ olarak nitelemişti. CPJ açıklamasında, ‘’Teklif, uluslararası şirketlerin Türkiye liderleri adına daha çok haberi sansürlemeye zorlama girişimi’’ ifadesini kullanmıştı.
Sosyal medya düzenlemesi teklifi kapsamında 1 milyondan fazla kullanıcısı olan sosyal medya şirketlerinden kullanıcı verilerini Türkiye’de depolamalarının ve yerel temsilcilerin bulunduğu ofis açmalarının istendiğini hatırlatan CPJ, TBMM’ye teklifi reddetmesi çağrısında bulunmuştu.
Düzenleme, Türkiye’de günde 1 milyondan fazla kullanıcısı olan Twitter, Facebook ve YouTube gibi sosyal medya şirketlerine, hem hukuki mecra hem de vergiler açısından Türk yetkililere tabi olacak bir temsilci ataması ya da resmi temsilcilik açması zorunluluğu getiriyor. Teklife göre bir sosyal medya şirketi ya da temsilcisi, kişisel hakları ya da mahremiyet haklarını ihlal eden paylaşımlarla ilgili şikayetlere 48 saat içinde yanıt vermekle yükümlü olacak. Teklif yürürlüğe girdikten sonraki 30 gün içinde sosyal medya şirketlerinden Türkiye’de bir temsilci görevlendirmeleri isteniyor. Sosyal medya şirketlerinin bu talebi yerine getirmemeleri durumunda giderek katlanacak para cezalarına ve bant genişliğinde yüzde 90’a kadar varan azaltmalara maruz kalacakları belirtiliyor.
Muhalefet partileriyse hükümetin bu planlarından endişeli. Düzenlemenin Türk halkının sosyal medyaya ve bağımsız haber ve bilgiye erişimini daha da sınırlamayı amaçladığını savunuyor.
