Erişilebilirlik

'Son 16 Yıldır Kadın Sadece Aileyle Birlikte Tanımlanıyor'


'Son 16 Yıldır Kadın Sadece Aile ile Birlikte Tanımlanıyor'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:12:42 0:00

Kadın hakları çalışmalarıyla tanınmış hekim, akademisyen kökenli CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer, Türkiye’de son 16 yıldır AKP iktidarıyla birlikte sadece aile içinde tanımlanan kadın kavramıyla haklar ve özgürlüklerde geriye gidiş yaşandığını söyledi.

Prof. Dr. Usluer, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla kadın milletvekili gözüyle Türkiye’deki siyaset yaşamında kadın ve kadın haklarıyla ilgili son tabloyu Amerika’nın Sesi’ne yorumladı.

AKP iktidarınca kadın kavramına “aile” kavramı içerisinde değer verildiğini kaydeden Usluer, TBMM çatısı altındaki iktidar partisi kadın vekillere bakıldığında da bunun açıkça görüldüğünü dile getirdi. Usluer, “Türkiye gerçekten 16 yıldır kadın siyaseti açısından en korkunç süreci yaşıyor. Çünkü kadını, aile ile özdeşleştiren, kadını birisinin karısı, kadını birisinin kızı, birisinin kız kardeşi olarak görerek kadını sadece aile içinde konumlandıran bir siyasetten bahsediyoruz. Zaten AKP içinde siyaset yapan kadın milletvekillerine baktığımızda çoğunun birisinin kızı, birisinin eşi, birisinin kız kardeşi konumunun kuvvetle vurgulandığı görüyoruz” dedi.

AKP’nin Türkiye’de herhangi bir siyasi parti gibi görülemeyeceğini çünkü siyaseti din temelli ve dini öğelerle yürüten bir siyasi yapı olduğunu söyleyen Usluer, “Siyasal İslam’ın böylesi yoğun olarak yerleştirildiği bir siyasal parti iktidarında ise, kadın kavramı daha çok baskı altında konumlandırılıyor. Kadın cinayetleri her gün artıyor. Kadına karşı şiddet, cinsel istismar vakalarında en fazla artış yaşanan dönem oluyor. Sadece kadın değil kız ve erkek çocukları da hem şiddet hem de istismar objesi olarak kullanıldığı bir süreçten geçiyoruz ki bunların hiçbiri tesadüf değil. Bunlar hepsi 16 yıllık AKP iktidarının kadına ve çocuğa bakışı ile ilgili sonuçlar. Dolayısıyla bugün Türkiye kadınlar açısından zor günlerden geçiyor” diye konuştu.

“Türkiye’de siyasete erkek egemen”

Son dönemki seçim sonuçlarıyla Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kadın milletvekili sayısı itibariyle niceliksel temsilde artış olduğu görülüyor. Ancak Usluer’e göre; niceliksel temsil önemli olmakla birlikte gerçek anlamda kadın temsili tam anlamıyla Meclis çatısı altında gözlenmiyor. Bu noktada Usluer, TBMM’deki 4 siyasi parti arasında en fazla kadın vekile sahip parti AKP gözükmekle birlikte mevzu “kadın hakları” olduğunda AKP’li kadın vekillerce etkin siyaset yapılmadığını vurguluyor. Usluer, örneğin Türkiye’de kadın hakları açısından geriye gidiş olarak yorumlanan “müftülüklere resmi nikah kıyma yetkisi” verilmesini sağlayan yasal düzenleme tartışmalarında AKP’den sadece erkek vekillerce söz alındığını kaydetti.

Usluer’e göre; kadın vekil denildiğinde, sayılardan öte kadın vekillerce kaç kere kürsüye gelindiğine, neyi savunduklarına, kadın haklarıyla ilgili tartışmalarda siyasi parti ayrımı yapmaksızın birlikte hareket edilmesine bakılması gerekiyor.

Usluer, “Son 2 yıllık Meclis sürecinde etkinliklerine baktığımızda AKP’nin bu konuda sınıfta kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Kadınları bir vitrin olarak parlamentoda da bulunduruyor ve kadın vekilleri ‘Evet biz kadına önem veriyoruz, parlamentoda kadın temsil heyetini sağlıyoruz’ demek için yerleştirdiklerini rahatlıkla görebiliyoruz. Ama tüm Türkiye siyasetine baktığımızda buna kendi mensubu olduğum CHP’de dahil erkek egemen erkek siyasetin bugün Türkiye’de halen hakim olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi.

“Erkek ağzıyla siyaset yapan kadın vekiller olmamalı”

Türkiye siyasi tarihinde en yüksek kadın temsili oranına 7 Haziran 2015 genel seçimleri sonucunda ulaşıldığını da anımsatan Usluer, o dönem yüzde 17’lik orana ulaşıldığını ancak koalisyon hükümeti kurulmasına olanak tanınmayan süreç sonunda 1 Kasım 2015 genel seçimleri yapılmasıyla bunun yüzde 14.9’a düştüğünü de hatırlattı.

Bugün AKP’nin ilk iktidara geldiği 2002 yılına kıyasla sayısal olarak çok daha fazla kadın milletvekili olsa da “erkek ağızıyla siyaset yapan kadınlar” olduğunu söyleyen Usluer, “Hani kadın olsun, siyasette bulunsun değil. Kadın var olma savaşı verdiği için kendi hakları, özgürlükleri üzerine konuşabilecek, kendi ayakları üstünde durabilecek ve siyaseti kendisi için yapacak kadınlar siyasette yer almalı. Eğer böyle olursa kadının siyasetteki konumunun daha güçleneceğini düşünüyorum” dedi.

Bu arada HDP’li kadın vekiller hakkında milletvekilliklerini düşürme kararları alınmasıyla birlikte bugünkü oran ise yüzde 13.9’e geriledi. Dolayısıyla sayısal olarak Türkiye’de nüfusun yüzde 49.8’ini kadınlar oluştururken siyasette çok az var olabildikleri görülüyor.

“Siyasi Partiler Yasası’nda kadın kotası olmalı”

Usluer, CHP açısından da tüzükteki “cinsiyet kotası” kavramıyla günü geldiğinde erkek siyasetçilere temsiliyet verilmesini eleştirdi. Bu nedenle parti tüzükleriyle belirlenmiş kadın yaklaşımı değil Türkiye için yasal düzenleme gerektiğini savunan Usluer, “Kadınlar için esas gücü sağlayacak olan Siyasi Partiler Yasası değişmesidir. Her şeyden önce yasada lider sultası son verilmesi çok önemli. Kadın kotası da mutlaka Siyasi Partiler Yasası’nın bir parçası olması gerekiyor. Yani öyle lider keyfine göre veya siyasi parti ideolojisine göre değil mutlaka yasal olarak sayısal temsiliyet oluşmasıyla kadının gücünü arttırabiliriz” diye konuştu.

Usluer, 8 Mart’ın “dünya kadınlar günü” şeklinde kutlanmasına da karşı çıkıyor. Bugünü mutlaka farkındalığın arttırmak için kutlamadan öte etkinlik, eylem günü olarak görmek gerektiğini vurgulayan Usluer, “Kadın hakları farkındalığına dikkat çeken bir gün olarak; çocuk yaşta gelin istemiyoruz, eşit işe eşit ücret istiyoruz, eşit sosyal haklardan yararlanmak istiyoruz, çocuğumuz olduğu için eve kapanmak istemiyoruz, kreş istiyoruz, doğumdan sonra hemen işe dönmek istiyoruz gibi sloganlar daha çok dile getirilmeli. 8 Mart 2018’de ben daha çok kadın farkındalığının oluşturulmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

ABD üniversitelerinde Gazze protestoları yayılıyor - 24 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:22 0:00
XS
SM
MD
LG