Erişilebilirlik

Siyasi Belirsizlik ve TL’nin Değer Kaybı Sürüyor


Merkez Bankası’nın faizi aynı tutma kararından sonra 2,90’ı aşan Amerikan doları, TL karşısında tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Siyasi belirsizliğin Türk lirasının değer kaybını hızlandırdığını söyleyen analistlere göre, TL’nin değer kaybının sona ermesi için reformcu bir hükümetin kurulması gerekiyor.

7 Haziran’daki seçimlerin üzerinden iki ayı aşkın süre geçmesine karşın hükümet kurulamayan Türkiye’de Türk lirasının değer kaybı sürüyor. Geçen yıl 18 Ağustos’ta 2,17 TL olan dolar kuru, bir yıl sonra bugün 2,90 TL’yi aştı. Amerikan doları, Türk lirası karşısında tarihin en yüksek değerine ulaşırken Türk lirasının dolar karşısındaki bir yıllık değer kaybı %33’ü aştı.

Bunda temel iki etken olarak hükümet kurulamamasından kaynaklı siyasi belirsizlik ve Merkez Bankası’nın faizde artışa gitmemesi olarak gösteriliyor. Banka, Ağustos ayı Para Politikası Kurulu toplantısı sonrası, politika faizini %7,5, gecelik borç verme faizini 10,75’te tuttu.

Kurum bu kararını kamuoyuna duyurduğu açıklamasında “Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makro ihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızları makul düzeylerde seyretmektedir. Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi desteklemektedir. Dış talep zayıf seyrini korurken iç talep büyümeye ılımlı düzeyde katkı vermektedir” dedi. Ayrıca yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini arttıracağını vurguladı.

‘Türkiye dolar karşısında en fazla değer kaybeden para birimlerinden’

Amerika’nın Sesi’ne konuşan Troya Portföy Yönetimi İş Geliştirme Direktörü Emir Sarpyener, piyasadaki bazı aktörlerin faiz artışı beklentisinde olmasına rağmen Merkez Bankası’nın faizi aynı bırakma kararının doları tetiklediğini söyledi.

Sarpyener, ‘Ancak Türk lirasındaki değer kaybında siyasi belirsizlik, bir yıldan beri sürmekte olan FED’in in faiz artırma süreci ve Merkez Bankası’nın elinin kolunun bağlı olarak gözükmesi rol oynuyor. Geçmiş dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’na yönelik tavrı özerk banka üzerinde politik baskı var algısını kuvvetlendiriyor. Türk parası Brezilya ve Kolombiya paralarıyla birlikte dolar karşısında en çok değer kaybeden ulusal para birimlerinden biri” dedi.

‘Siyasi belirsizlik Türkiye’nin reytingine olumsuz yansır’

Bugüne yarına ekonomide ciddi sarsılma beklemeyen piyasa uzmanı, bu durumun orta vadede ekonomiye zarar vereceği görüşünde.

Sarpyener, “90’larda yaşadığımız dolarizasyona tekrardan geri dönülüyor. İnsanlar birikimlerine dolara döndürüyor. Orta ve küçük ölçekli şirketlerin döviz borcu varsa ve bu hedge edilmemişse (borcunu yönetecek bir önlem almamışsa) baskı yaratıyor olabilir. Yatırımcı hem de tüketici güveni sarsan bir faktör ekonomiyi yavaşlayan bir faktörü olarak öne çıkıyor. Moody’s Türkiye’nin görünümünde bir değişiklik yapmadı. Bu Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında İncirlik Üssü’nün açılmasından kaynaklı bir olumlu algıdan kaynaklanıyor olabilir. Ancak siyasi belirsizlik sürerse bu reytinglere de olumsuz olarak yansıyabilir” dedi.

‘Belirsizlikler istikrarsızlık yaratıyor, çözüm reformcu hükümet’

Bir yıl önce 2 lira civarında olan doların şimdi 3 lirayı aşıp aşmayacağı konuşuluyor. Merkez Bankası’nın piyasanın sembolik faiz artış beklentisini gerçekleştirmediğini söyleyen Kıdemli döviz piyasası uzmanı Hakan Kuyumcuoğlu, bunun kimseyi şaşırtmayacağı görüşünde:

“Kurun 3 liraya görmesi artık sürpriz değil. Tabii bu dünyanın sonu değil ama enflasyon hedefi şaşar. Ayrıca piyasada durgunluk olabilir. En büyük tehlike ise elbette inşaat sektörünün durması. Zaten sinyal veriyor. Daha ileri giderse zincirleme kopuş olabilir. İthalat düşüyor ama ihracat daha hızlı düşüyor. Turizm gelirleri de azalıyor. Sonbaharda takke düşüp kel iyice ortaya çıkacak. Bildiğiniz gibi Moodys ve S&P Türkiye’nin ‘yatırım yapılabilir’ konumunu düşürürlerse her şey daha kötüye gidebilir. Çünkü Türkiye seçime mi gidecek, çözüm süreci ne olacak soruları belirsizliğini koruyor bu da istikrarsızlık yaratıyor.”

Kuyumcuoğlu, yeni bir reformist hükümet kurulması ve barış sürecinin yeniden başlaması halinde Türkiye’nin durumunun iyiye gidebileceği kanısında. Kıdemli döviz piyasası uzmanı, “Ateş şu anda 10 katlı binanın birinci katında. Merkez Bankası bir sonrası PPK’da 200 puan artış yapmazsa daha sonra 300-400 puan artış yapmak zorunda kalabilir” diye konuştu.

İhracatçıların yarısı dolar kurunun ihracatı olumsuz yönde etkilediği görüşünde

Dolardaki bu sert artış, Türk ihracatları da olumsuz etkiliyor. Bugün ihracatçılar arasında yapılan ‘eğilim anketi’ni açıklayan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Euro/dolar paritesi ihracatımızı etkiliyor. Gerçek ihracatımız azalmasa da rakamlar olarak azalmış görünüyor, o yüzden yeni pazarlara ihtiyacımız var. İhracatçılarımızın önemli bir kısmı küresel fırtınaya rağmen adeta yeni okyanuslara yelken açmaya devam ediyor. İhracatçılarımızın yüzde 38,1'i yılın ikinci çeyreğinde müşteri kaybettiğini belirtti” dedi.

Ankete göre, ihracatçıların %49,6’sı ihracatta karşılaştıkları en büyük sorun olarak döviz kurlarını gösterirken firmaların %46,8’i ihracatta karlılığın azaldığını vurguladı.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG