Amerika’nın yeni Adalet Bakanı Jeff Sessions bugün Beyaz Saray’da düzenlenen törenle yemin ederek görevine resmen başladı.
Sessions Senato’dan gerekli onayı dün almıştı. Ancak oylamaya uzanan dönemde, önde gelen bir Demokrat senatörün susturulması dahil sert tartışmalar yaşanmıştı.
Senato Genel Kurulu'ndaki oylamada Sessions’ın Adalet Bakanı olması, 47’ye karşı 52 oyla onaylandı. Sessions bundan önce 20 yıldır Cumhuriyetçi Parti’den Alabama senatörüydü.
Sessions, oylamanın ardından Kongre’deki çalışma arkadaşlarına veda konuşmasında, “Bu benim için özel bir onur. Bana duyduğunuz güvene layık olacağımı umuyorum. Bunun için elimden geleni yapacağım” diye konuştu.
Senato Adalet Komisyonu Başkanı Cumhuriyetçi Chuck Grassley, Sessions’ı “son derece dürüst, sözünün eri, kendisini adalete ve hukukun üstünlüğüne adamış biri” olarak tanımladı.
Seçim kampanyası döneminde Trump’ı destekleyen ilk isimlerden biri olan Sessions, adalet bakanlığı görevi boyunca yasaları siyasetin üstünde görme sözü verdi.
Sessions adaylık oturumu sırasında, “Başkan’a arzu ettiği şeyleri yasalara uygun şekilde yapması için yardım etmeli ve gerektiğinde ona ‘hayır’ diyebilmelisiniz” demişti.
Ancak Demokratlar bu sözlerden ikna olmuş görünmüyor
Senato Adalet Komisyonu'ndaki en kıdemli Demokrat Senatör Dianne Feinstein, “İşkenceyi geri getirmek isteyen bir başkanımız var. Ve bağımsız olmak dışında her şey olan bir adalet bakanı adayımız var. Trump’ın kampanya ekibinin bir parçasıydı. Trump azınlıklar, göçmenler, Müslümanlar, kadınlar, kendisini eleştirenler, yargıçlar, basın ve hatta gerçeklere bile saldırı üstüne saldırı yapıyor. Adalet Bakanlığı’nın başkandan bağımsız olması bugün her zamankinden daha fazla önem taşıyor” diye konuştu.
Irkçılık iddiaları
Cumhuriyetçiler ise Trump’ın, destekçileri ve en yakınındaki isimleri yönetim kadrolarına getiren ilk başkan olmadığına dikkat çekiyor.
Senatör Lindsey Graham, “Senatör Sessions’ın kampanya sırasında Başkan Trump’a yakın olduğu ve bunun onu yönetim kadrosundan diskalifiye ettiği fikrinin bana göre hiçbir mantığı yok” ifadesini kullandı.
Sessions, Senato’daki 20 yıllık kariyerinden önce Alabama eyaletinin adalet bakanlığı ve federal savcılık görevlerinde bulundu. 1986 yılında dönemin başkanı Ronald Reagan onu federal yargıçlığa aday gösterdi ancak adaylığı geçmişindeki ırkçılık iddiaları nedeniyle Senato’da reddedildi.
Senato'da gergin anlar
30 yılı aşkın süre önceki bu tartışma önceki gün Senato’daki oturumda yeniden yankılandı. Demokrat Senatör Elizabeth Warren, suikasta uğrayan medeni haklar lideri Martin Luther King’in 2006 yılında vefat eden eşi Coretta Scott King’in Sessions’ın federal yargıçlığa muhalefetini dile getirdiği 1986 tarihli mektubunu okumasıyla ortam gerildi.
Senato’daki Cumhuriyetçi Çoğunluk Lideri Mitch McConnell, diğer bir senatörü itham ederek kuralları deldiği gerekçesiyle Warren’a müdahale etti.
Oturuma başkanlık eden Cumhuriyetçi Senatör Steve Daines de, McConnell’ın itirazını yerinde bularak Warren’ı susturdu.
Warren karara itiraz etse de Cumhuriyetçiler oy çoğunluğuyla Warren’ın Senato kurallarını çiğnediği yönünde karar çıkararak, Sessions hakkında bir daha söz almasını da yasakladı.
Karara Demokrat senatörlerden sert tepki geldi. Vermont Senatörü Patrich Leahy, bu gelişmenin demokrasi ve ifade özgürlüğü için iyi olmadığını savundu.
Cumhuriyetçiler ise geri adım atmayarak, Kongre’deki tartışmaların kişisel saldırılardan uzak olması gerektiğini vurguladı.
